Tarikat ve Tasavvuf ehli insanlar için en muteber eser, ikinci bin yılın müceddidi İmam-ı Rabbani (KS) hazretlerinin mektubatı şerifesidir. Ölçü:Şeriate muhalif olan her Tarikat merduttur.



Yeryüzünde Allah’ın (CC) sevgili kulları vardır. Bunlara evliya denir ki Kuran-ı Kerimde bunlardan bahsedilir. Bir Ayeti kerimede şöyle buyuruluyor: “Dikkat edin, gözünüzü açın. Yeryüzünde Allah’ın dostu olan sevgilileri vardır. Onlar için korku da yoktur, mahzun olmak da.”  Bu ayeti kerime evliyalığın varlığının delilidir. Yani evliyanın varlığında hiç şüphe yoktur. Bunu inkar etmek ayeti kerimeyi inkar etmek demektir.

Ancak düşünülmesi gereken husus, bunların kimler olduğu hangi insanların olduğudur. Her şeyin kendine göre bir takım kaide ve şartları olduğu gibi, veli olmanın da hiç şüphesiz kendine göre bir takım kaide ve şartları vardır. Yani belli başlı bir yolu vardır ki, o yoldan yürüyenler ancak o sahada ilerleme gösterirler. Başka yollardan o neticeyi elde etmek mümkün değildir.

Evliyanın takip ettiği yol zikir, fikir, maneviyat ve tasavvuf yoludur. Hepsi o yolu takip ederek o yüksek makama çıkarılmışlardır. Bu yol İslam dininde gösterilmiştir. Esası da Şeriattır. Bu yolun diğer bir adı da tarikattır. Tarikat bazı insanlara yanlış aktarıldığı için, bunlar bu kelimeden korkar ve ürkerler. Oysa tarikat şeriatten başka bir şey değildir.

Kuran-ı Kerimde zikirden bahsedilir. Hem de bir çok ayeti kerime zikir hakkındadır. Bunların adedi oldukça fazladır. Bunlardan bazılarında zikir emredilir. Mesela birinde şöyle buyurulmaktadır. “ Ey iman edenler! Allah’ı çok zikrediniz.” Burada bir emir vardır, bu emirde Allah’ı çok çok zikretmek istenmektedir. Diğer bazı ayeti kerimelerde de Allah’ı çok çok zikredenler methedilmektedir. Bunlardan bir tanesinde de şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ı  çok çok zikreden erkek ve kadınlar için Hz.Allah (CC) azim bir mağfiret ve büyük ecirler hazırlamıştır.”

Başka bir ayeti kerime ise şu mealdedir.” Rabbını onun yardımını umarak ve korkarak aşikar değil, gizli olarak sabah akşam içinden zikret. Sakın gafillerden olma.” Burada da zikrin şekli usulü ve kaidesi anlatılıyor. Anlayanlar için bu mealdeki ayeti kerimede çok büyük manalar vardır. Gafillerden olmamanın yolu da ancak buradan yani zikirden geçer. Gizli olarak sabah akşam Rabbini içinden zikretmeyenler kolay kolay gafletten kurtulamazlar.

İşte yukardan beri izah etmeye çalıştığımız evliya ve Allah dostları hep bu yolu takip etmişlerdir. Ancak bu sayede ilerlemişlerdir. Bu ümmetin diğer ümmetlerden farklı bir tarafı da bu ümmetin içerisindeki veli insanların çok olmasıdır. Bu ümmetin içerisinden hem büyük evliya yetişmiştir ve hem de sayılamayacak kadar çok miktarda veli yetişmiştir. Bu da Allah’ın bir lütfu¬dur. Evliyanın bir alameti de keramettir. Keramet insanların yapamayacağı harikülade (adet dışı) bir iş yapma¬sı veya bir hadise göstermesidir. Ama büyük zatlar, veliler daima keramet göstermekten kaçınmışlardır. Gösterdikleri kerametleri de istiyerek değil de sadece ya bir hakikati ifade et¬mek için yahut başka bir şeye işaret içindir.

Netice olarak şunu söyleyebiliriz.Evliya vardır, haktır sabittir. Böyle insanlara, her devirde rastlamak  mümkündür. İnkarı caiz değildir. Ama bu demek değildir ki, her önüne gelene evliya denilsin veya şeriat muhalif halleri normal karşılansın. Bu doğru değildir. Esasen Şeriata muhalif
hareketleri olan insanların böylesine yüksek bir dereceye çıkmaları asla düşünülemez. Tarikat her zaman şe¬riata uygundur. Şeriata uymayan her tarikat merdüttür, batıldır, yanlıştır ve sahtedir.

Bu yolda en güzel kaynak eserde ikinci bin’in  yenileyicisi büyük  mü¬ceddid İmam-ı Rabbani (KS) hazretlerinin Mektubatı Şerifesidir. Bu kitap Kuran-ı Kerime ve sünneti şerifeye uygun tasavvuf, tarikat ve ma¬neviyatı en güzel ve en sağlam olarak anlatan bir eserdir. Bu meseleler de en çok bu kitabda anlatılmaktadır. Onun için Mektubatı şerifte de öyle buyurulmuştur: “Şeriata muhalif olan her tarikat merdüttür...” yine bu hususta başka bir ölçüde şu¬dur: “Şeriattan santim ayrılan tarikatten kilometrelerce uzaklaşır.”

Bir hadisi şerifte buyuruluyor ki: Muhakkak Hazreti Allah (CC) her yüz senede bir müceddid (Dini yenileyici) gönderir.” (Ebu Davud ve Beyhaki) Bu hadisi şerif de veli in¬sanların her devirde mevcud olabileceğine işaret ediyor. Demek ki her devirde Allah’ın sevgili kulları yeryüzünde vardır.

 

Kemal Ekrem Soylu/incemeseleler.com

   
© incemeseleler.com