Kemal sıfatları; huşu (58), korku, huzur, verâ (59) ve takva (60)'dır. Her hatânın başı bulunan dünya sevgisi zulmetinin kirlerinden nefsini temizleyen (bu sıfatlara) mâlik olabilir.
Dünya sevgisini terk, her faziletin bağı ve her ibadetin başlangıcıdır. Her saadetin anahtarı da devamlı olarak çok mücahede etmektir. Hakkı hak, batılı bâtıl görüp şerefli veya düşük herkesi hak yolunda eşit tutma*; (kendisinin) iyi işleri(ni> başkasının) kötü fiillerini) gizlemektir.
Sehl b. Abdullah Tüsterî (61) şöyle demiştir :
«Bir kimsenin cesedindeki her bir kıl huşfr (a iştirak) etmedikçe huşu yapmış olamaz
Bu, övülmeye lâyık olan (en yüksek) huşû'dur. Ekseri kimseler, kalb temizliğinden e çekip zahird ki işlerinden dolayı korku çekerler. Çünkü âzâ ile yapılan şeyler kolay, kail amelleri ise oldukça zordur. Acı bir ilâcı, içmekte zorluk çeken kimsenin (onu bırakıp] vücudunun dışına merhem sürmesi, ağrısın arttırır. Merhemi artırdıkça hastalık da o nisbette artar.
Zahiren yaptığı işlerle yetinip kudsî ve manevî (yollarla) hakikat mücahedesini terkeden bir kulun durumu da buna benzemekte dir. Onun da kalbî hastalıkları kat kat arta çaktır.
(58) Huşu : Cenâb-ı Hakk'a boyun eğmek (Risale-i Ku-şeyriye).
(59) Verâ: İbrahim b. Edhem şöyle açıklamaktadır: Verâ, şüphe (veren) her şey'i ve malâyâni'yi terk etmektir. (Risale-i Kuşeyriye)
(60) Takva: Allatın emirlerine muhalefetten ve haramları irtikâp etmekten sakınmaktır.
(61) Sofiler zümresinin meşhurlarından olup lâkabı, Ebû
Muhammed'tir. H. 200 tarihinde Huzistan'ın Tüsteı şehrinde doğmuş Basra'da yaşamış ve 283 tarihindi vefat etmiştir. Mekke-i Mükerreme'de Zünnûn-i Mis rî ile konuşmuştur. Kendileri, verâ ve keramet sahibi bir zattır.