Araplardan birisi der ki: "Kadınlardan altı kimse ile evlenmeyiniz:

1- Çokça inleyen, şikayette bulunan ve daima başı ağrıyormuş gibi başını sarmak suretiyle naz yapan kadın.

2- Kocasına karşı "Ben senin için şunu yaptım, bunu yaptım" demek suretiyle onu minnet altında bırakan, borçlu çıkaran ve yaptığı iyiliği başa kakan.

3- Başka bir kocanın aşkıyla yanıp tutuşan veya başka bir kocadan olan evladının aşkıyla yanan hanım.

4- Herşeye göz dikip herşeyi isteyen (aç gözlü ve obur) hanım.

5- Bütün gün boyunca yüzünü süsleyen sofrada oturup yemeğe küsen, ancak tek başına ve herşeyden ayrı bir paya sa­hip olmak isteyen kadın.

6- Çenesi düşük ve çokça konuşan kadın.

Hazret-i Ali (r.a.) buyuruyor: "Üç durum vardır ki, er­kekler için kötü, fakat kadınlar için iyi sayılır: 1) Cimri olmak, 2) Kendini beğenmek, 3) Korkak ol­maktır."

Zira kadın cimri olduğu zaman, hem malını, hem de ko­casının malını korur. Katı ve mağrur olduğu zaman, kocasının dışında herhangi bir kimse ile şüphe verici yumuşak bir şekilde konuşmaz. Korkak olduğu zaman da, herşeyden korkar, evin­den çıkmaz. Böylece şüpheli yerlerde bulunmaktan ve kocasının korkusundan korunmuş olur.

* * *

Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

"İnsanın belini kıran üç şeyden sakının ve onların şerrinden Allah'a sığının."

Ve kötü kadını bu üç şeyden birisi olarak saydı. Zira kötü kadın, ihtiyarlık zamanı gelmeden evvel, insanı ihtiyarlatır.

Kadınların hilesi pek büyük, şerri ise yaygındır. Kötü ahlak, çaprazlı akıl, onlara hakimdir. Onlar ancak siyasetle karışık ve ince bir hareket ile yola gelebilirler.

İyi kadınlar evi ve kocası için iyi olduğu kadar, komşuları ve cemiyet için de iyi olur. Onun sözlerini dinleyenler, iyi yolda ise­ler iyilikleri artar; kötü durumda iseler iyi hale dönerler.

Peygamberimiz buyuruyorlar ki:

"Ademoğlu için saadet (sebepleri) de, şekaavet (amilleri) de üçtür. İyi kadın, iyi (huylu) binek ve geniş ev Ademoğlunun saadetindendir. Kötü bir ev, fena (huylu) bir kadın ve kötü bir binek de şekaavetindendir"

(Feyzü'l-kadir c. 4, s. 105).

Burada Resulüllah (s.a.v.) efendimiz, "saadet" ile dünya sa­adetini, "şekavet" ile de dünya da çekilen zahmet ve sıkıntıları kast etmektedir.

Aşağıdaki hadislerinde sevgili peygamberimiz, erkeğin ev­lenirken yanlış hareket etmesi durumunda ne gibi zararlara uğrayacağını açık seçik haber vermektedir:

"Dört şey vardır. Onlar kime verilecek olursa dünya ve ahiretin hayırları kendisine, verilmiş demektir:

Şükreden bir kalp, zikreden bir dil belaya sabr eden bir vücut ve ne kendi nefsinde ne de kocasının malında hıyanet (yapmak) istemeyen bir hanım.

(Mişkat s. 283).

Hadislerde, "dindarlık" teşvik edilirken, "güzellik aramak gerekmez" manasını anlamamalıdır. Ancak sırf güzelliği sebe­biyle tercih etmemelidir. Eğer huyu kötü ve dindar değilse, onun büyüleyici güzelliği dert olur ve çekilmez nazı, bitip tükenmez sıkıntıları, erkeğe dünyayı zindan etmeye yeter.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com