Ümmü Seleme (r.a.) validemizden rivayet edilen bir hadis-i şerifte haber veriliyor:
Resülüllah (s.a.v.), erkek elbisesi hakkında konuştuğu zaman, Ümmü Seleme (r.a.) Peygamber aleyhisselama: "Kadın, elbisesi için ne yapsın?" diye sordu. Resül-i Ekrem (s.a.v.) kendisine şöyle buyurdular:
- (Kadın) elbisesini -diz kapağından itibaren- bir karış uzatır, buyurdu. Ümmü Seleme:
- Böyle olunca, kadının bazı (topuğuna kadar olan) yerleri açık kalır, dedi. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselam:
- Madem ki, öyledir -diz kapaklarından aşağıya bir arşın uzatır, bu miktardan fazlasını arttırmaz, buyurmuştur.
İşte örtünmenin şekli hakkında İslam dininin görüş ve temel fikri budur. Elbisenin biçimine dair İslam dininde bir açıklık olmadığından dolayı, yukarıda bildirilen şartlar dahilinde ve bozulmamak üzere, bu husus kadınların zevkine bırakılmıştır.
Bazı kadınlar daha ileri giderek eteklerini topuklara kadar uzatıyorlar. Yere değen etekler, yerin tozunu toprağını toplayıp alıyor. Böyle bir giyimin İslamda emredilmemesi bir tarafa, üstelik yasaklanmaktadır. Dolayısıyla etekleri lüzumundan fazla uzatıp yerlere kadar uzatmamalıdır.
Müslüman erkek ve kadının sıcak ve soğuktan korunacak ve dinen tayin edilen yerlerini örtecek şekilde giyinmesi, farzdır. Giyilip-örtünmekle beraber, müslümana mütenasip yani kişiye ciddiyet ve vakar kazandırıp onu dinin hududları içinde kalarak süsleyecek biçimde giyinmek ise müstehaptır. Mubah olan giyinme ise, Cum'a bayram ve hususi meclisler için tahsis ettiği elbiseyle giyinmektir. Kibirlenmek ve gösteriş yapmak için giyinmek mekruh, dinimizin yasak kıldığı elbiseleri, mesela erkeklerin ipek elbise giymeleri, erkeğin kadına, kadının da erkeğe mahsus elbiseleri giymesi ve kafirlerin küfürlerini simgesi olan elbiseleri giymek ise haramdır.
Örtünmede ölçü Allah kitabıdır. Nur Suresi 31. ayette buyuruluyor ki:
"Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (haramdan) sakınsınlar. Irzlarını korusunlar. Zinet (yer) lerini açmasınlar. Bunlardan görünen kısmı müstesna. Baş örtülerini yakalarının üstünü (kapayacak surette) koysunlar. Zinet (yer)lerini: kendi kocalarından, yahut kendi babalarından, yahut kocalarının babalarından yahut kendi oğullarından, yahut kocalarının başka, kadından olan oğullarından, yahut kendi kardeşlerinden, yahut kendi müslüman kardeşlerinin oğullarından, yahut kızkardeşlerinin oğullarından yahut müslüman kadınlardan, yahut kendi ellerindeki memlukelerden, yahut erkeklikten yana ihtiyacı olmayan (yani erkeklikten kalmış bulunan) hizmetçilerden, yahut henüz kadınların gizli yerlerinin farkına varmamış çocuklardan başkasına göstermesinIer. Gizleyecekleri süsleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Hepiniz Allah'a tövbe edin ey mü'minler. Ta ki korktuğunuzdan emin olup umduğunuza kavuşasınız.,”
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !