Bir kul, namaza başlamak için ellerini kaldırdığında iki elini her iki âlemden yıkamış ve bu âlemleri arkasına atmış olarak «Allahü Ekber» deyip Celîl olan Allah'ın huzuruna durmuş ve kendini hakir görmüş olur.
Allah'ın azameti yanında hiçbir şey (in değeri) yoktur. Azâz ve Celîl olan Allah buyuruyor ki :
إِنَّ الَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ
Mânâsı :
«Şübhe yok ki Rabbinin katındakiler ona kulluk etmekten asla kibirlenmezler, onu tesbîh ve yalnız ona secde ederler.» (40)
Kelâm-ı ilâhîde mukarreb meleklerin ve sâlih kulların, Rableri katında bulunduğu ifade edilmektedir. Bu yakınlık, mesafe ve mekân itibariyle değil, şeref ve derece cihetiyledir.
Bunlar, emrolundukları şekilde, ihlâs ve huşu ile ibadetlerini yaparlar, Cenâb-ı Hakkı tesbîh ederler. Bu âyet-i kerîmede, diğer mükelleflere ilâhî bir ta'riz bulunmaktadır.
(40) Sûre-i A'râf, 206, (Dikkat: Bu âyet secde âyetidir.)