Malın infakı ile alakalı farz ibadet olan zekatı, verileceği yerleri biliyoruz. Peki müteaddid ayeti kerimede ifade edilen, "mallarınızla ve canlarınızla cihad ediniz", emri fermanının mâ sadakı olan mal ile cihadın şuurunda mıyız. Bu cihad nedir, limiti nedir, ehemmiyeti nedir?

Hazreti Allah’ın: وَآتواُ الزَّكاَة “Zekâtınızı veriniz.” Emri olduğu gibi,

وَجاَهِدواُ  فىِ سَبيِلِ اللَّهِ بِأمْواَلِكُمْ وَأنْفُسِكُمْ

 Mallarınız ve canlarınız ile Allah yolunda cihad ediniz. (Tevbe-41)  buyuruyor. Bunlar  ayrı ayrı emirlerdir. (mendüp veya mubahlığına delalet eden bir karine olmadığı için) her iki emirde vücup ifade eder. Yani zekât vermek nasıl farz ise, mal ile cihat etmek  günümüzde zengin olan Müslümanlar üzerine öyle farzdır.

Elmalı Tefsirinde:

“ Ebu Bekir Cessas’ın Ahkâmı kur'anda zikrettiği üzere Malî cihad iki suretle olur: Birisi malını harpte kendisine lâzım olacak hayvan, silâh, âlât ve edevat, erzak ve saire gibi levazım ve mühimmatı harbiyyeye sarf etmek, birisi de sair mücahidlere ve onların teçhizatına sarf etmektir…  Ve binaenaleyh o iki veçhile bu uğurda mal sarf etmek de malen cihada dâhildir.Denilmektedir.     Elmalı Tefsiri:4/2549 

Özellikle mal ile olan cihad kimi zamanlar farzı kifaye konumunda iken, kimi zamanda, islam dininin zayıfladığı, mali noktadan desteğe ihtiyaç olan zamanlarda farzı ayın konumuna gelebilmektedir. Burada sınır ve limit, şartlara göredir.

Nitekim İmam-ı Serahsî hazretleri, Mebsut kitabının (Kitabü’s-siyer) de:

فَإِنْ لَمْ يَكُنْ فِي بَيْتِ الْمَالِ مَالٌ وَمَسَّتْ الْحَاجَةُ إلَى تَجْهِيزِ الْجَيْشِ لِيَذُبُّوا عَنْ الْمُسْلِمِينَ فَلَهُ أَنْ يَحْكُمَ عَلَى النَّاسِ بِقَدْرِ مَا يَحْتَاجُ إلَيْهِ لِذَلِكَ لِأَنَّهُ مَأْمُورٌ بِالنَّظَرِ لِلْمُسْلِمِينَ وَإِنْ لَمْ يُجَهِّزْ الْجَيْشَ لِلدَّفْعِ ظَهَرَ الْمُشْرِكُونَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ فَيَأْخُذُونَ الْمَالَ وَالذَّرَارِيَ وَالنُّفُوسَ فَمِنْ حُسْنِ التَّدْبِيرِ أَنْ يَتَحَكَّمَ عَلَى أَرْبَابِ الْأَمْوَالِ بِقَدْرِ مَا يَحْتَاجُ إلَيْهِ لِتَجْهِيزِ الْجَيْشِ لِيَأْمَنُوا فِيمَا سِوَى ذَلِكَ

          “Eğer Beytül Mal’de mücahidlere yetecek kadar mal olmaz, Müslümanlara gelecek sıkıntıları def etmek için askerlerin teçhizine ihtiyaç meydana gelirse, Emîrul Müminîn’e, cihad için lazım olduğu miktarda insanlar üzerine malî Cihad ile hükmetmek vardır. Çünkü Emîrul Müminîn, Müslümanları gözetmek ile memur ve vazifelidir. Şayet müşriklerin galebesini def etmek için mücahidleri teçhiz etmese, müşrikler galip gelerek, Müslümanların canlarını, mallarını ve zürriyetini alırlar. Binaen aleyh, bu gibi felaketlerden emin olmaları için mücahidlerin teçhizine ihtiyaç duyulan kadar mal sahipleri üzerine tahakküm etmesi, cebren onlardan bu miktarı alması en güzel tedbirdir” denilmektedir. Mebsût: 12/16.

 Özellikle günümüz dünyasında, ehli küfür batıl davasını yaymak için bütün ekonomi üzerinde bir seferberlik yaparken, müslümanların hakk davaları için fedakarlık yapmaları evveliyetle elzemdir.
Şu andaki savaş, kültürel bir savaştır. Ve bununda mali boyutu çok daha şumüllüdür. Ve bu savaşta yapılan her hamle, kişiye beden ile yapılan savaşta harp etmiş sevabı olarak değerlendirileceğini Peygamber efendimiz s.a.v. haber veriyor.

"Kim bir mücahidi techiz etse, kendisi savaşmış gibidir." (Buhari, Cihad, 38)

 

Cenab-ı Hak mealen şöyle buyuruyor.

"Size ne oluyor ki, Allah yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki, göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Fetihten önce Allah yolunda harcayıp savaşanlarınız, diğerleri ile bir olmaz. Onlar, sonradan harcayıp savaşanlardan derece olarak daha üstündürler."
(Hadid, 57/10)

Zor zamanda yapılan iyiliklerin sevabı daha fazladır. İslamın ilk yıllarında yapılan fedakarlıklar neticesinde ashabı kiram, muhacir ve ensar vasfını almışken, Mekke'nin fethiyle beraber, artık islamın tamamen hakim olması neticesinde, sonrasında müslüman olanlara bu vasıf verilmemiştir.


Şuurlu mümin, malının ve mülkünün en menfaat veren şekline göre hareket etmesini bilmelidir. Mali yönden beytülmalde ihtiyacın eşedd olduğu zamanda defalarca hacca gitmek, umreler yapmak, ya da fakirlere infak etmek zaruriyyatın yanında daha az kıymetlidir.

Mallarını cimrilik edip infak etmeyip kenarda biriktirenler için

هَذاَ ماَ كَنَزْتُمْ ِلاَنْفُسِكُمْ “işte bunlar dünyada iken istife koyduğunuz, kasalara yerleştirdiğiniz paralarınızdır denilecektir.

"O gün ki, bunların üzeri cehennem ateşinden kızdırılacak ve kendilerinin alınları, böğürleri ve sırtları dağlanacak ve: "İşte bu, sizin kendiniz için derip tıktıklarınız; haydi, tadın bakalım derip tıktıklarınızı!" denilecek." (Tevbe-35)
Bundan kurtulmak için zekatı ve mali cihadı vermek lazımdır.

Batuhan Alkan/incemeseleler.com

 

                                                                                                                     

   
© incemeseleler.com