Nikahın gereklerinden biri olan mehrin az ve çok miktarı nedir? Çeyiz ile mehir aynı şeyler midir? İslam büyüklerinin öngördükleri örnek mehirler ve çeyizler nelerdir. Hepimizin okuyarak bilgilenmesi gereken bir yazı..

MEHİR

A.C. "Onlardan faydalanmanıza karşılık, aranızda kararlaştırdığınız mehirlerini verin". (S. Nisâ 24)

H.Ş.: "Malınızın en güzeli ile kadınlarınızı kendinize helâl ediniz." (K. Ummal 44712)

H.Ş.: "Nikâhın hayırlısı az mehirli olandır." (K. Ummal 44562)

H.Ş.: "Mehrin en hayırlısı, kolay ödenendir." (K. Ummal 44707).

Mehir: Zevcenin sahih akit ile hak ettiği maldır.

Mehir nikâhın şartı veya rüknü olmasa da mezhebimizce nikâhın vâciplerinden sayılmış, nikâh akdi ile birlikte ödenmesi vaciptir. Mehir anılmadan kıyılan nikâhlarda mehr-i misil vacip olur. (Bedâyiüs-sanâyî 2/74-88).

* * *

MEHRİN EN AZ MİKTARI

On dirhem olarak takdir edilmiştir. Şâfiî mezhebinde azı için bir miktar yoktur. (Bedâyiüs-Sanâyî 2/275).

"Demir (alyans) bir yüzükle de olsa evlen" hadis-i şerifi ile, az bir mehirle evlenmeye de işaret vardır.

Rasûlullah S.A.V., mehir verecek on dirhemi bulunmayan bir sahâbîsine, "Kalk! Kur'an'dan ezberinde olan sûreleri zevcene öğretmek üzere onu sana nikâhlayayım" buyurmuştur.

* * *

MEHRİN EN ÇOK MİKTARI

Mezhebimizce mehrin üst sınırı için bir miktar takdir edilmemiş ve bu hususta Peygamberimiz S.A.V. Efendimiz'in:

“Kadın ve erkek râzî olduğu zaman az veya çok mehirle evlenmelerinde koca üzerine bir günâh yoktur” hadis-i şerifi delil gösterilmiştir.

Hz. Ömer R.A., kendisine ikibin dirhem mehir ödenmesini isteyen bir kadına; Hz. Osman R.A. da dört bin dirhem mehir ödenmesini isteyen başka bir kadına ruhsat vermişler ise de, bu, şahıslara veya nikâha âit bir fazilet değildir. Nitekim, Hz. Ömer R.A.'ın bir gün minberde:

- "Ey İnsanlar! Siz kadınlarınıza ne kadar çok mehir veriyorsunuz! Allah'ın Resûlü ve Ashâbı ile kadınları arasındaki mehir miktarı 400 dirhem veya daha azdı. Eğer fazla mehir ödemek takvâdan sayılsaydı, onlar sizden daha fazla verirdi" buyurmuş ve fazla mehirden râzı olmamıştır.

Mehrini ödemeyenler için Efendimiz S.A.V.:

- "Mehrini ödememek niyetiyle evlenen kişi zinâ etmiş gibi Allah'a mülâkî olur" buyurmuştur.

* * *

ÇEYİZ

Mehir ikidir:

1- Mihr-i Muaccel, (Acele Veriler),

2- Mihr-i Müeccel. (Sonra Veriler).

Mihr-i Muaccel, âdetimize göre "Ağırlık" (Çeyiz) namıyla peşin verilendir.

Peygamberimiz S.A.V. Esmâ binti Umeys'e kerimeleri Hz. Fatıma'nın gelin gideceği evi hazırlamalarını emir buyurması, evlenirken bazı hazırlıklar yapılmasına işarettir...

Hz. Fatıma R.A. Validemiz'in çeyizi:

- Saçaklı bir halı,

- İçi hurma lifiyle dolu bir yüz yastığı,

- İki adet el değirmeni,

- Bir adet su tulumu ve testi,

- Bir elek,

- Bir havlu,

- Meşinden bir su bardağı,

- Bir adet kullanılmış Yemen kilimi,

- Tahtadan bir sedir,

- İki adet elbise,

- Bir adet yorgandan ibâretti...

Hz. Fatıma R.A. Validemiz, Peygamberimiz S.A.V.'e, "Babacığım benim ve amca oğlumun üzerinde yatacak bir koç postundan gayri bir şey yok" buyurmaları üzerine, Peygamberimiz S.A.V.:

- "Kızım, sabret. Hz. Mûsâ da zevcesiyle yirmi yıl döşeksiz oturdu. Onların pamuktan yapılmış bir abadan başka döşekleri yoktu" buyurdu. (Nikâh Hutbesi - İslâm Tarihi)

Efendimizin vücudunda, üzerinde yattığı hasırın izlerini gören Hz. Ömer ağlayarak;

- "Yâ Rasûlallah, Kisrâ ve Kayser altın tahtlar ve ipek atlaslarda yatarken, zât-ı şerifiniz neden bu hâli ihtiyar edersiniz? Müsâade buyurun da bir yatak yapalım" teklifine Efendimiz S.A.V.:

- "Ben kendimi dünyada bir ağacın altında gölgelenip sonra bırakıp giden bir yolcu gibi görüyorum" buyurdu. (Fahr-i Âlem S.A.V., dünyalıktan her şeyin azını tercih etmiştir.)

Bazı Sahâbe halı kullanmayı mekruh saymışsa da, Efendimiz, Câbir R.A.'a evlenirken:

- "Halı da temin ettin mi?" buyurmuştu. Hz. Câbir,

- "Halıyı nereden bulalım yâ Rasûlallah?" deyince:

- "Yakında halılar da olacak" ifadesiyle halı kullanmanın cevâzını bildirmişlerdir.

Peygamberimiz S.A.V.'in saâdet haneleri boydan boya son derece tertipli perdelerle örtülüydü. (Müslim 1/314).

Altına bazı eşyaların konulduğu bir sedir, içi hurma lifiyle dolu bir yatak ve bir yastık, hurma kütüğünden yapılmış bir leğen, bir adet kandilden başka eşya bulunmayışı Peygamberimizin zühdünü beyâna kâfîdir.

Rasûlüllah (S.A.V.), bir gün muhterem kerîmesi Hz. Fatıma'nın hânesine vardığında, kapıda asılı alacalı bir perde görmüş "Ben nerede, böyle dünyalık nerede!" buyurmuş, girmeyip geri dönmüştür. (E. Davud 3/344).

Kezâ, bir başka evin çeşitli renklerle süslenmiş olduğunu görünce, kapıda durup, renkleri saydıktan sonra "Keşke tek renk olsaydı" buyurup, girmeden geri dönmüştür. (A. Rezzak 11/32)

Bütün bunlar "Bana dünyayı hatırlatıyor" ifadesiyle evler sâdece yatıp kalkmak, uyunup istirahat edilen yerler olduğu işâret işâret olunmuştur. (Tirmizî, Kıyame 338)

Hadîs-i şerifte: "Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz, Kur'an okuyunuz. Kur'an okunan eve şeytan girmez" (Müslim 1/539) ve "Kişinin namazı nurdur, evlerinizi namazla nurlandırınız" (İ. Mâce, İkâmet Bâbı) tavsiyeleri vârit olmuştur.

"Bir yatak kadın için, bir yatak erkek için, bir yatak misafir için... Dördüncü şeytan için..." hadis-i şerifleri de mâlûmdur. (Fethurabbânî C/16).

Mehr-i Müeccel, boşanma zamanında ödenmesi lâzım gelen miktardır. Erkek, dilerse daha evvel de verebilir.

Acele mehir ve tehirli mehir, tamamen kadının hakkıdır, erkek ödemek mecburiyetindedir. Buna mukabil erkeğin kadından bir şey istemeğe hakkı yoktur.

K. Ummal, 45815

K. Ummal, 44708

K. Ummal, 44710

K. Ummal, 45792

K. Ummal, 45792

K. Ummal, 44727

Fethulbârî, 11/199, Tirmizî, Zühd 44. Bab 2378. hadis

Müslim, Libas 39. Bab, 2083. Hadis

incemeseleler.com / Arşiv

 

 

   
© incemeseleler.com