958. İnsanlar kıyâmet günü beyaz; -fakat fazla beyaz olmayan tozdan temizlenmiş kül rengi toprak gibi ve kimse için sığınacak bir yer bulunmayan- yerde haşr olu-nurlar. (İhya C.4 S. 918)

959. İnsanlar, yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz olarak haşr olunurlar. Kendilerini kulak yumuşağına kadar ter kaplar. (İhya C.4 S. 919)

960. Kıyâmet günü insanlar üç sınıf olarak haşr olunur: bir kısmı binitli, bir kısmı yaya, bir kısmı da yüz üstü sürünerek gider. “Yüz üstü nasıl gidilir?” diye soruldu: “Ayakları üstünde yürütmeğe kâdir olan yüz üstü de yü-rütür” buyurdu. (İhya C.4 S. 920)

961. İnsanlar mahşer yerine toplanıp Allah'ın huzuruna sevk edilirken, bazıları kulaklarının yarısına kadar tere batar. (İhya C.4 S. 921)

962. Kıyâmet günü insanlar öyle terler ki, terleri yetmiş kulaç derinlikte yere iner, sonra yukarı çıkar, kulaklarına kadar yükselir. (İhya C.4 S. 921)

963. Nasıl zevkleneyim ki, sahibi sûru ağzına almış, yönünü çevirmiş, kulaklarını dikmiş; sûru üflemek için emir bekliyor. (İhya C.4 S. 917)

964. Öyle kıyam ederler (ayakta dururlar) ki, kırk yıl gözlerini semâya diker, dehşetli sıkıntıdan terlere batar-lar. (İhya C.4 S. 921)

   
© incemeseleler.com