2. SOHBET: BESMELE-İ ŞERİFE 

 

 

Ayet Meali: (Sebe’ Kraliçesi Belkıs) “Ey ileri gelenler! Bana kıymetli bir mektup bırakıldı. O, Süleyman’ dandır ve Rahman, Rahim olan Allah’ın adıyla (başlamaktadır). Şöyle ki: Bana karşı baş kaldırmayın ve Müslüman olarak bana gelin!”... Diyor dedi. (En-Neml- 29,30,31)

Rivayete göre Süleyman (as)’in mektubu şöyleydi:

“Allah’ın kulu, Davud oğlu Süleyman’ dan Sebe’ Melikesi Belkıs’e.

Bismillâhirrahmanirrahim. Selâm hidayete tabi olanlara olsun. Bundan sonra bana baş kaldırmayın ve bana Müslüman olarak gelin”.(1) Miskle onu yazdırıp mührü ile mühürledi ve Hüdhüd ile gönderdi.

Hadis-i Şerif: Besmele ile başlamayan her mühim işin bereketi güdüktür” (Ebu Davud.Nesai Ahmed.)

Sûrelerin evvelinde bulunan besmelenin Kur’an-ı Kerim’den olup olmadığı hakkında Alimlerin görüşleri arasında farklılıklar vardır.

 İmam Malik, Küfe ve Basra kurralarına göre: Kur’anı Kerim’den değildir.

 

Hanefi mezhebine göre: Kur’anı Kerim’den bir ayettir, teberrüken ve sûrelerin arasını ayırmak için yazılır.

İbni Abbas (r.a)dan: Rasülullah Efendimiz besmele inmedikçe bir sürenin bittiğini bilemezlerdi. (Meâlim)

 

Yalnızca besmele ile namazın caiz olmaması, tam bir ayet “olduğunda şüphe edildiği içindir. (2).Cünüp ve hayızlı kimselerin Kur’an niyetiyle değil de, teberrüken okumaları caizdir. Nitekim şükür için “elhamdülillahi rabbil âlemin” demeleri de caizdir.

Besmele-i Şerife Kur’anı Kerimden bir ayet değildir diyenler küfre düşmez; zira onların delili de kuvvetlidir.Netice Besmele Kur’anı Kerim’den bir ayettir. Fatiha -i Şerife’den önce teberrüken, diğer sûrelerden önce ise; aralarını ayırmak için indirilmiştir.

 

Berâe Sûresi’nin evvelinde zikredilmemesi ise: Besmele, Araplar arasında eman ifade eder. Anlaşmaları yazarken besmele yazarlar. Anlaşmalar bozulduğunda ise; aralarındaki yazışmalarda besmeleyi yazmazlardı. Bu sûre kılıçla indiği ve müşriklere verilen emanı kaldırdığı için evveline Besmele yazılmamıştır (3).

 

 Besmele Kur’an-ı Kerim’in anahtarı, Kalem’in Levhi mahfuza ilk yazdığı yazı(4) ve Âdem (a.s)’a ilk inzal olunan şeydir Hayır ve bereket olması için şerefli her işe başlarken Allah’ın ismini anmaya dili alıştırmak lazımdır.(5). Başta aldığımız Hadis-i Şerif te buna delâlet eder.

  Çünkü onun manası: Evvelinde besmele çekilmeyen her şerefli iş hakikatte noksan, fayda ve bereketi azdır. Bu Hadis-i Şerifte meşru her işin evvelinde besmele çekmenin sünnet olduğuna delâlet vardır. Meselâ abdest gibi. Abdestin başında besmele unutulursa; hatırlandığında çekilir. Ancak sünnet yerine gelmiş olmaz. Fakat yemeğin evvelinde besmele unutulur, ortasında çekilirse; sünnet yerine gelir.

 Hadisi Şerif: Aişe(ra)’dan: Sizden biriniz yemek yiyeceği zaman Allah’ın ismini ansın. Evvelinde unutursa; “Bismillahi evvelühü ve ahiruhü” (yani evveli de, ahiri de Allah’ın ismiyle) desin.

 

 Hadisi Şerif: Aişe(ra)’dan: Efendimiz (s.a.s) ashaptan altı kişiyle beraber yemek yiyorlardı. Bir arabi geldi, iki lokmada yemeği bitirdi. Efendimiz: “Eğer besmele çekseydi, yemek hepinize yeterdi.” Buyurdular.

 

 

RİVAYET:

BESMELESİZ YENİLEN YEMEĞİN DURUMU

Bir arabi besmelesiz yemeğe başladı, sonra hatırlayıp besmele okudu. Rasulüllah Efendimiz tebessüm ettiler. Sebebi sorulunca Efendimiz: “Besmelesiz yemeğe başlayınca, Şeytan da onunla yemek yiyordu. Besmeleyi okuyunca; şeytan yediklerini istifra etti.” Buyurdular.

Namaza başlarken Allah’ın ismini anmanın farz olması “Rabb’ini büyükle(El-Müddessir- 3) ayet-i kerimesinden dolayıdır.

Hayvan keserken, ava ok, kurşun vb atarken besmele çekmenin vacip olması şu ayet-i kerimeden dolayıdır.

Ayet Meali: Kesilirken üzerine besmele çekilmemiş hayvandan yemeyin! Çünkü onu yemek fâsıklıktır. Doğrusu şeytanlar, sizinle mücadele etmek için, kendi dostlarına telkinde bulunurlar. Eğer onlara itaat ederseniz; muhakkak siz de müşrik olursunuz. (El-En’am -121)

 

Unutarak besmele çekmemiş ise onun kestiği yenilir.(6)

“Allah’ın ismini anmayanın abdesti yoktur” Hadis-i Şerifi: Fazileti ve kemâli olmaz”. Demektir.

 Tenbih:

  Allah’ın isimlerinden herhangi bir ismi anmakla sünnet yerine gelir. Meselâ: Abdeste başlarken kelime-i tevhid, yahut kelime-i şehadet okunsa sünnet yerine gelmiş olur. (Muhit) Hayvan keserken besmele niyetiyle, Sübhanellah yahut elhamdülillah dese kestiği yenilir.

 

 

 

BESMELENİN FAZİLETLERİ:

Hadis-i Şerif: Kim ki Allah’ın kendisini kıyamet günü 19 zebaniden kurtarmasını isterse “Bismillâhirrahmanirrahim” i çok okusun. Çünkü besmeledeki her harf, zebanilerden her biri için bir kalkandır.Besmelenin 19 harfi vardır, Allah-ü Tealâ’ nın yardımı olmazsa; hiç kimse kuvvet ve secaati ile zebanilere galip gelemez.

Gündüz ve gece toplam 24 saattir. 5 saatte 5 vakit namaz farz kılındı. Geriye 19 saat kalır. Bu harfler 19 saatte işlenilen günahlara kefaret olur.( Tefsir-i Kebir).

Hadis-i Şerif: Kim ki tazim için ve kirlenmesin diye içinde Bismillâhirrahmanirrahim. yazılı bir kağıdı yerden kaldırırsa; Allah katında, sıddîklardan yazılır anne ve babasının (azabı) hafifletilir (7).Çünkü besmelede bazı âlimlere göre ismi âzam olan Allah lafzı vardır.

HİKAYE:

BESMELEYE HÜRMET

Bişri Hafi yolda giderken içinde Allah ismi yazılan bir kağıdı görür. İnsanlar onu çiğnemiştir. Hemen kaldırır, bir misk satın alır, temizler, kokular ve bir duvara asar. Rüyasında şöyle denir: Ya Bişr! Sen benim ismimi temizleyip kokuladın. Ben de, dünya ahiret senin ismini güzel kılacağım. Bişri Hafi uyuyunca günahından tövbe etti. (8).

 Hoca küçük çocuğa Bismillâhirrahmanirrahim. demesini öğrettiğinde, besmele bereketi ile cehennemden bir berat çocuğa, bir berat anne ve babasına, bir beratta hocasına verilir.

 HİKAYE:

 

Rum Kayseri Hz. Ömer (r.a)’a bir mektup gönderip; oğlunun başında bir ağrı olduğunu bildirdi ve ilaç göndermesini talep etti. Hz. Ömer (ra) bir takke gönderdi. Onu çocuğun başına koyduklarında; ağrı geçiyor, çıkarınca; ağrılar tekrar dönüyordu. Hayret ettiler, açıp baktılar. Besmele yazılı bir kâğıdın olduğunu gördüler.

Bazı Mecusiler, Halid İbni Velid (r.a)’dan bir keramet göndermesini talep ettiler. O da bir zehir istedi. Bir bardak zehir getirdiler. Eline alıp besmele çekerek içti ve hiçbir şey olmadan ayağa kalktı. Bunu gören Mecusiler: “Bu hak dindir.” Deyip Müslüman oldular.

Buna şaşırma! Zira bu, itikadın doğruluğundan, niyetin güzelliğinden ve temizliğinden, ihlâsın kemâlindendir. Nasıl olmasın ki; Besmele Kalem-i Âlâ’nın ilk yazdığı şeydir.(9) Temizliğin, hatta bütün işlerin anahtarıdır.

Hadis-i Şerif: “Ya Eba Hureyre! Abdest alacağın zaman besmele çek, (“Bismillâhirrahmanirrahim” de); Hafaza melekleri sen abdesti bitirinceye kadar sevap yazarlar. Ailene yaklaşacağın zaman besmele çek; gusledinceye kadar sevap yazarlar. Eğer bir çocuk dünyaya gelirse; onun nefesleri kadar onunda çocukları olursa; onların da nefesleri kadar sevap yazarlar.

Hadis-i Şerif: Enes İbni Malikden: Besmele insanların avret mahallerini cinlerin gözlerinden gizler.

Nükte: Besmele dünyada seninle düşmanın olan cinler arasında perde olduğuna göre, ahirette niçin cehennemle aranda bir perde olmasın?

 

 HİKAYE:

 HZ ÖMERİN NİL NEHRİNE MEKTUBU

 

Hz. Ömer (r.a), Amr İbnül As Hz. lerini Mısır’a vali olarak gönderdi. Hz. Amr Mısır’a vardığında halk gelip, Nil nehri’nin her sene bu vakitler akmadığını, anne ve babasını razı ederek bakire bir kız çocuğunu attıklarını, sonra da Nil’in eskisi gibi aktığını söylediler.

 Hz. Amr: Bu cahiliye adetidir, İslâmda böyle şey olmaz.” diyerek durumu halife Hz. Ömer’e bildirdi.

Hz. Ömer Nil’e hitaben şöyle bir mektup gönderdi.

“Bismillâhirrahmanirrahim. Ey Nil! Eğer Allah’tan başkasının emriyle akıyorsan; bizim sana ihtiyacımız yok. Eğer Allah’ın emriyle akıyorsan; o zaman biiznillah ak.” Mektup Nil’e bırakılınca; Allah’ın izniyle ve bereketiyle akmaya başladı.

 

RİVAYET:

BESMELE VE FİR’AVN.

  

Firavun aleyhillâne ilâhlık iddia etmeden önce, sarayının kapısına besmele yazdırmıştı. İlâhlık iddiasında bulununca; Hz. Allah Musa ve Harun (a.s)’ı ona gönderdi ve imana davet ettiler. Firavun iman etmedi. Musa (a.s): “Ya Rab! Bu kâfire niçin bu kadar mühlet verdin, bunu helâk etmedin” diye dua etti. Hz. Allah:

 “Ya Musa! Sen onun küfrüne bakıp helâkını istiyorsun. Ben ise; sarayının kapısına yazdığı besmeleye bakıyorum ona mühlet veriyorum” buyurdu.

ALLAH-Ü TEALÂ, BESMELENİN KERAMETİNİ DÖRT KİŞİYE VERDİ:

1. Hz. Nuh (as)’a: “Bismillahi mecrâha ve mürsaha.” Dedi. Gemi su üzerinde yürüdü. Nuh (a.s), besmelenin yarısı ile kurtuldu.

2.Hz. Süleyman (as): “İnnehü min Süleymane ve İnnehü Bismillâhirrahmanirrahim” Dedi. Dünya ve ahirete malik oldu.

Ayet Meali: Süleyman’ın emrine de rüzgârı verdik. Sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Hem Rabb’inin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan kim emrimizden dışarı çıkarsa, ona ateş azabından tattırdık. 1 (Sebe- 12).

3.Hz. Muhammed (a.s): Besmele bereketiyle Mirac’a çıktı. Kabe Kavseyn makamına ulaştı.

4.Ümmet-i Muhammed. Besmelenin bereketiyle Sırat üzerinden şimşek hızı ile geçeceklerdir (Tefsir-i Hanefi)

RİVAYET.

 

Allah dostlarından bir zat: “Ben vefat ettiğimde alın ve göğsüme Bismillâhirrahmanirrahim. yazın.” diye vasiyet etti. Sonra onu rüyada görenler oldu. Haliniz nasıldır diye sorulunca dedi ki: “Azap melekleri gelip besmeleyi görünce; sen azaptan emin oldun” dediler. (Halebi) (10)

Risale-i-Bûni ‘den:

Besmelenin ebcet hesabı ile adedi 786 dır. Herhangi bir iş için bu sayıda okunursa o iş tamam olur.(11)

Kim uykudan önce 21 kere okursa; o gece ani ölüm ve hırsızlıktan emin olur.

Bir zalimin yüzüne karşı 50 defa okunursa; zelil olur ve Allah onun kalbine bir korku verir.

Sara tutmuş hastaya 41 kere okunursa ayılır.

Güneş doğarken 300 kere okuyup 100 defa da salavat okuyan kişiye Hz. Allah ummadığı yerden rızk verir.

Bir bardak suya okuyup ahmak kişi içerse; ahmaklığı gider duyduğunu aklında tutar.

Beyaz bir cama 40 defa yazılıp, su ile yazı giderilir ve bu su doğumda zorlanan kadına içirilirse; doğum kolaylaşır.

Bir kağıda 19 veya 21 defa yazılıp uykusunda korkan çocuğun başucuna asılırsa korkmaz.

 

 

DUA

 

Benzer ve muadilden münezzeh Melik, Büyük ve Celil olan, az ameli kabul etmekle kullarına in’am eden, çok ecir vererek ikram eden, Allah’a hamd olsun. Şerefli Nebi Hz. Muhammed (S.A.V.) ve onun Kur’an’a varis olan âli üzerine salât ve selâm olsun. Ey kulların maliki, kapıların fatihi, sebeplerin yaratıcı olan Rabbim! Takatimizin yetmetiği sebepleri bizim için halk et. Allahım bizi, gece gündüz emrini ifa etmekle meşgul, adaletinle emin, mahlukattan ümidini kesmiş, seninle ünsiyet kurmuş, senden başkasından uzaklaşmış, hükmüne razı, belâna sabreden, nimetlerine şükreden, zikrinden lezzet duyan, kitabınla ferahlayan, sana münacat eden, dünyaya buğz eden, ahireti seven, sana kavuşmayı özleyen, Hazretine yönelen, kapına yalvaran, ölüme ve yokluğa hazır kullarından eyle.

 

Ey Rabbimiz! Bize Peygamberlerinin dilinden va’d buyurduklarını ver ve kıyamet gününde bizi rezil etme. Şüphesiz sen va’dinden dönmezsin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BESMELE –İ ŞERİFE - II

Hadisi Şerif: Enes İbni Malik (r.a)’ den: Rasülullah buyurdu ki:

“Bir ihtiyacı (temin) de zorlandığınızda bana çok salât okuyun. Çünkü salâvat üzüntü, keder ve tasayı giderir, rızkı bollaştırır.

 

Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin inebiyyil’ümmiyyit-tahiriz –zekiyyi salâten tühallü bihil’ükadü ve tüferracü bihil’ kürabü ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.

Manası: Allah’ım! Yüzü suyu hürmetine düğümler çözülen, üzüntüler dağılan, temiz ve ümmî Peygamber Hz. Muhammed (a.s) ve onun âl ve ashabı üzerine salât-ü-selam olsun.

 

(1)

Peygamberlerin mektupları böyle kısa olur.

Süleyman (as) Hüdhüd’e: “Şu mektubumu götür de onlara ver. Sonra kendilerinden ayrıl da bak. Neye varacaklar, ne karar verecekler” dedi.Hüdhüd mektubu götürdü Belkıs kapıları kapatmış uyuyordu. Yanına mektubu bırakıp bir kenarda beklemeye başladı.

Belkıs, Hüdhüd’ün bıraktığı mektubu alınca 12.000 kişi olan idare meclisini topladı ve:

“Ey topluluğun ileri gelenleri! Bana bir name bırakıldı ki çok mühim. Süleyman’dan geliyor ve şöyle “Rahman ve Rahim olan Allah’ın ismiyle. Doğrusu bana karşı koymayın da müslüman olarak gelin!” Diye mahiyetini açıkladı.Kraliçe Belkıs mektubu açıklamış ve istişareye açmıştı:

Dediler ki: Biz bir kuvvet sahibiyiz ve şiddetli harp ehliyiz (devletin kuvvetini dile getirdiler) Mamafih emir sana aittir, bak ne ferman buyurursun. (Harbe hazır olduklarını bildirip, ancak başka münasip bir yol bulunabilirse memnun olacaklarını söyleyerek cevap selâhiyetini devlet başkanı olan Belkıs’a bıraktılar. O:

-Doğrusu hükümdarlar bir memlekete girdiler mi onu perişan ederler ve ahalisinin aziz olanını zelil kılarlar, evet böyle yaparlar.

Sonra: Ben onlara bir hediye gönderip bakacağım. Peygamber mi, hükümdar mı? Hükümdarsa; hediyeyi kabul eder. Peygamber ise; dinine girmemizden başka hiçbir şeye razı olmaz. (Mealim-üt-Tenzil’den özet)

 

Bu hadise “Neml” Sûresinde anlatılmaktadır.

Amin” lafzı Kur’an’dan olmadığı için mushaflara yazılmaz. Fakat Fatiha Sûresi’nden sonra okunması sünnettir. Çünkü; Cebrail (a.s), Peygamber Efendimize böyle öğretmiştir.

Hadis-i Şerif: “İmam, veleddalliin” dediğin de sizde “amin” deyin. Çünkü melekler de “amin” eder. Kim “amin” sözünü melekler ile aynı anda söylerse; günahları bağışlanır.

 

İbni Abbas, (r.a) Rasülullah Efendimize “Amin”in manasını sordum o:

“Duamızı kabul et” demektir, buyurdular.

(2)

Besmelenin Kur’anı Kerim’den tam bir ayet olmamasının sebebi: Cünüp, adet gören ve doğum yapan kadınların da okuyabilmeleri içindir. Kelime-i Şehadette böyledir.

 

(3)

Berâet Sûresi’nde müşriklerin rahmetten uzak olduklarına delâlet olduğu için evvelinde besmele yoktur. Hayvan keserken rahman ve rahim isimleri okunmadığı gibi.

Diğer bir rivayet ise: Berâet Sûresi başlı başına bir sure olmayıp, Enfal Sûresi’nin devamı olduğu için başında besmele olmadığı şeklindedir.

(4)

 Rivayet: Peygamberimiz buyuruyor ki: Kalemin ilk yazdığı şey besmeledir. Siz de, bir yazı yazacağınızda; önce besmele yazın. Zira besmele Allah tarafından gönderilen her kitabın anahtarıdır. (Harz-il Emali şerhi)

(5)

Cebrail (a.s) besmeleyi getirdiğinde 3 defa okuyup şöyle dedi: Bu besmele senin ve ümmetin içindir. Hiçbir işlerinde terk etmesinler, Adem(a.s)’a indirildiğinden beri ben göz açıp kapayacak kadar bir vakit besmeleyi terk etmedim (Risalet-ül Besmeleden)

 

Besmelesiz yapılan şeyler görünüşte tam olsa bile hakikatte bereketi azdır. Bu da işlere göre değişir.

Yazılan eserlerin bereketsiz olması; ondan az istifade edilmesi, az sevap elde edilmesidir. Yenen şeylerin bereketsiz olması; cismin istifadesinin az olmasıdır. Okunan şeylerde ise; okuyanın az istifade etmesidir.

Her mühim dinî işte besmelenin sünnet olmasına delil: Efendimizin besmelesiz işleri, ölüye, yahut çirkine değil de; eli kesilene benzetmesidir. Zira ölüye benzetse ;besmele okumak vacip olurdu. Çirkine benzetseydi; o zaman da müstehab olurdu.Çünkü, insan ruh ile vücut bulur; el, ayak, göz gibi azalar ile kâmil olur. Kaş, sakal ve azaların birbirine uygun olması ile de güzelleşir.Eli kesik insan, kâmil insan olmadığı gibi, besmelesiz itaat da kâmil değildir. Besmele itaatlerin meydana gelmesinde vacip değil, kâmil olmasına vesiledir.

 

 

Besmelenin sünnet olması, şeriata uygun işler içindir denildi. Zira içki, zina gibi bizzat haram olan şeylere başlarken besmele çeken kâfir olur.

Sual : Eğer, mühim işler demekle, dinen veya örfen mühim olmayan küçük şeyler istisna ediliyor, fakat namaz, ezan ve zikir gibi mühim ibadetlerde de besmele meşru değildir denilirse:

Cevap : Başka delillerden de anlaşılacağı üzere Hadis-i Şerif bunların dışındaki şeyler içindir. Besmelenin kendisi içinde besmele çekilmez, değilse zincirleme devam etmesi icap eder. Kırk koyunda bir koyun kendi ve otuz dokuz koyunun zekatına kâfi olduğu gibi besmele de böyledir (Risalet-ül-Besmele’den.)

 

(6)

Unutmanın haddi bir şeye muhtaç olduğu anda onu hiç hatırlamamaktır. Emrolunan bir şeyi unutmakla borç düşmez, bilakis onu yerine getirmek lazımdır. Unutmakla onun sevabına nail olunmaz. Namazı, orucu, zekâtı, nezri unutanın kaza etmesi gerekir.Namaza mani bir necasetle namaz kılan, namazın rukünlerinden birini, veya oruca niyeti unutan, unutarak namazda konuşan kişinin bunları kaza etmesi gerekir.Ancak oruçlu iken unutarak yiyen, içen, yahut cima eden kişi veya namazda olduğunu unutarak bir şey yiyen, yahut iki rekatın sonunda selam verenin kaza etmesi icap etmez.

Borçlu olan borcunu unutsa ve vefat etse, eğer alışverişten kaynaklanan para yahut borç alınan para ise; kıyamette hesaba çekilmez. Ancak haksız olarak alınmış ise; hesaba çekilir. (İmam-ı Birgivi’nin 40 hadis şerhinden)

 

Bazılarına göre İsm-i Âzam Allah(cc) lafzıdır.

Sual : İsm-i Âzam ile dua edilirse dualar makbul olur. İsm-i Âzam hürmetine bir şey istenirse verilir. Biz Allah ismi ile dua ediyoruz ve ihtiyaçlarımızı Allah’tan istiyoruz. Ama Allah duamızı çoğu kere kabul etmiyor sebebi nedir?

 Cevap: Namazın birçok adap ve şartları olduğu gibi, duanın da bir takım adap ve şartları vardır ki, onlar yerine getirilmeden dua makbul olmaz.

 Duanın ilk şartı: Helal lokma ile iç âlemini düzeltmektir. Denildi ki:

 Dua semanın anahtarı, dişlileri ise helâl lokmadır.

 Duanın son şartı: İhlâs ve kâlp huzurudur. Kâlp huzuru olmadan yapılan dua, kapı önünde duran kişinin velvelesi, yahut duvar üzerinden seslenmesine benzer. (Mefatih)

 

(7)

Hz. Ali(r.a)’ dan merfu olarak rivayet olundu:

 İçinde besmele yazılı bir kâğıt yere düştüğünde, Hz. Allah (cc) melekleri gönderir, (semaya kadar) kanatları ile onun etrafını kuşatırlar. Hz. Allah (cc), dostlarından bir dostunu gönderir de o kâğıdı kaldırtır. Kim besmele yazılı kâğıdı yerden kaldırırsa; Hz. Allah onun ismini yüceltir, besmele hürmetine onu, anne ve babasını mağfiret eder. (Risalet-ül- Besmele)

 HİKAYE:

ÇOCUĞU BESMELE ÖĞRENİNCE AFFEDİLDİ

İsa (a.s) bir yolculukta mezarlıktan geçerken, azap meleklerinin bir mevtaya azap ettiklerini gördü. Seyahatinden dönüşte aynı kabirde, rahmet meleklerinin nurdan tabaklar ile o müminin yanında olduğunu görünce hayretler içinde kaldı. İki rekat namaz kılıp dua ederek işin sırrını öğrenmeyi niyaz etti.

Hz. Allah ona şöyle vahyetti: Ya İsa! Kulum dünyadaki isyanı sebebiyle kabir azabı çekiyordu; öldüğünde hanımı hamileydi. Çocuğu dünyaya geldi, büyüdü. Annesi onu okumaya gönderdi, hocası “Bismillâhirrahmanirrahim” demeyi öğretti.

 “Çocuğu yeryüzünde benim ismimi zikrederken kabirde babasına azap etmekten haya ettim ve onu bağışladım.” Buyurdu (Şerh-i Ehadis-i Birgivi)

(8)

Bazıları Bişr-i Hafi’nin hikayesini şöyle anlatmışlardır:

 Bişr-i Hafi anlatır: Benim derecem besmeleye olan tazimim sebebiyle yükseldi. Şöyle ki: Amcam üç gece peş peşe bir rüya görür. Rüyasında bir münadinin “Muhakkak ki Allah (cc) Bişr-i mağfiret etti.” Diye seslendiğini işitir. Ben önceleri fâsıktım, içki içerdim, çok malım mülküm vardı.

 Amcam dedi ki: Ya Bişr! Bugünlerde hayır olarak ne yaptın?

 Düşündüm, dedim ki: Öyle mühim bir şey yapmadım, sadece iki gün önce helaya girdiğimde besmele yazılı bir kağıt gördüm. Onu aldım, temizledim, kokular sürdüm ve sandığa koydum.

 Amcam: Müjdeler olsun ya Bişr! Dedi ve rüyasını anlattı. Sakalımdan tuttum, bayılmışım. Ayılınca kölelerimin tamamını azat ettim, mallarımı tasadduk ettim. Yürüyerek Mekke’ye gittim ve buraya yerleştim.

 

(9)

Besmeleyi kalem Levh-i Mahfuz’a 700 senede yazdı.

Rivayet. Cennette besmeleden 4 nehir çıkar. Bunlar: Su nehri, süt nehri, şarap nehri, ve bal nehri.

Su nehri, “bismi”nin mim’inden

Süt nehri, Allah lafzının he’sinden

Şarap nehri, Rahman’ın mim’inden

Bal nehri, Rahim’in mim’inden çıkar.

Peygamberimiz Mirac’ da bunları böylece görmüş ve Hz. Allah kendisine: Ya Muhammed! Senin ümmetinden her kim ki riyadan halis bir kalple bu isimlerimi okursa, bu nehirlerden onu sularım. Buyurmuştur. (Mefatih)

 

Rivayet:

 Besmele Arş-ı Âlâ’ya genişliğine yazıldı. Bu dört nehir buradan doğar ve Havz-ı Kevser’e dökülür. Havz-ı Kevser cennettedir. Kıyamet günü müminlerin susuzluğunu gidermek için Arasat’a götürülür, sonra tekrar cennete naklolunur.

 

Müminler su nehrinden içince; ölümsüz bir hayat bulurlar.

Süt nehrinden içtiklerinde; noksansız bir vücuda sahip olurlar.

Bal nehrinden içince; kendisinden sonra hastalık olmayan bir şifa ve afiyet bulurlar.

Şarap nehrinden içince; bir dinçlik ve ferah hissederler ki, artık mahzun olmazlar.

 

Hadis-i Şerif: “Besmele ile başlanılan hiçbir dua ret olunmaz”.

Rivayet: “Besmele bütün kitapların anahtarıdır”. Burada kitaptan maksat yazılmak istenen şeydir.

Peygamberimiz önceleri mektuplarının başına. “Bismikellahümme” Ey Allahım senin isminle (başlıyorum) yazdırırdı.

“Bismillâhi mecrâha ve mürsaha” ayeti nazil olunca “Bismillahi” yazdırdı.

“Kulidu-llahe evid-urrahman” ayeti nazil olunca “Bismillâhirrahman” yazdırdı.

“İnnehü min süleymane ve innehü bismillâhirrahmanirrahim” ayeti nazil olunca “Bismillâhirrahmanirrahim” yazdırdı.

Hadis-i Şerif: Bir yazı yazdığınızda başına “Bismillâhirrahmanirrahim” yazınız ve yazınca da okuyunuz.Hz. Allah izzet ve celaline yemin ederek isminin okunacağı her şeye şifa vereceğini ve ismi okunan her şeyi mübarek kılacağını beyan buyurdu.

Hadis-i Şerif: Saîd olarak yaşayıp şehit olarak ölmek isteyen her işe başlarken Bismillahirrahmanirrahim. desin.

 

Hadisi şerif: Kim “Bismillahirrahmanirrahim”i (Allah’ın ismine tazim için güzelce) yazarsa günahları bağışlanır.

Faide: Şeyh-i Ekber (k.s) Buyurdu ki:

“Fatiha okuyacağın zaman, besmele ile arasını ayırmadan bir nefeste oku”.

Peygamberimiz Cebrail (as)’dan, O, Mikail (as)’dan, O, İsrafil (as)’dan yeminle

 

Allah-ü Tealâ şöyle buyurdu: Ya İsrafil! İzzet ve celalim, cömertlik ve keremim hakkı için kim bir defa Fatiha’ya bitişik olarak Bismillâhirrahmanirrahim okursa; şahit olun ki, ben onu bağışlarım, hasenatını kabul ederim, günahlarını (cezalandırılmaktan) geçerim, dilini ateşte yakmam, kabir azabından, cehennem azabından, Kıyamet gününün azabından ve büyük korkudan emin kılarım. Bana bütün evliyadan önce kavuşur.

(10)

 Rivayet: Ariflerden biri: “Bismillâhirrahmanirrahim” i yazıp bunu kefenimin içine koyarsanız.” diye vasiyet etti. “Bunun faydası nedir?” Dediler Arif:

 Kıyamette derim ki: Ya Rab! Sen bir kitap gönderdin, başına da Besmele’yi koydun. Bana kitabının başındaki Besmele ile muamele eyle.

 (11)

 Şeyh Ahmet El Büni: Be harfi 21 defa yazılıp üzerine 100 defa Besmele okunur ve bu yazı bir mal içine konulursa; o mal bereketli olur ve çoğalır.

 Dersen ki: Cenabı Hak neden kitabına diğer harflerle değil de, be ile başladı? Hususiyle elifi tercih etmedi?

 Deriz ki: Bunda bir takım hikmetler vardır.

 Birincisi: Kullara kibri bırakıp, tevazu sahibi olmalarını öğretmektir. Elifte yükseklik ve uzunluk, be de ise, tevazu ve kırıklık vardır. Kim Allah için tevazu ederse Hz. Allah onu yüceltir.

 İkincisi: Be devamlı kırıktır. Bunda lafız ve mana yönünden kırıklık olunca, Allah-ü Tealâ’nın yanında olma şerefine erer. Zira Hadîs-i kudside Hz. Allah:

Ben kalbi benim için kırk olanlarla beraberim” buyurdu.

Tevazu herkeste, hususiyle zenginlerde ve büyüklerde çok güzeldir.

Allah-ü Tealâ üç sınıfı sever. Fakat onlardan üçünü daha çok sever.

Müttakileri sever ,ancak; genç müttakileri daha çok sever.

Mütevazileri sever, ancak; zengin mütevazileri daha çok sever.

Cömertleri sever, ancak; fakir cömertleri daha çok sever.

 

Şeref ve efendilik, makam mevkisi varken mütevazi olmakta, gücü yeterken af etmekte, malı azken cömert olmakta, başa kakmadan ihsanda bulunmaktadır.

 

 



1 Melek bir kırbaç vurur, cinni yanardı.



incemeseleler.com

   
© incemeseleler.com