Kişinin, hamile olan hanımıyla cinsi temasta bulun­masında dinen hiç bir mahzur yoktur .

Ancak bir kadında tıbbi bir araz, hastalık bulunur yani cinsi temas sebebiyle çocuğa veya kendisine bir zarar geleceği bili­nirse, bu takdirde cimanın doğru olmayacağını söylemeye lü­zum yoktur. Bir de, doğum iyice yaklaşınca cima anında çok dikkatli davranmalı ve bir düşük olmasına sebebiyet vermeme­lidir. Bilhassa düşük yapmaya meyilli kadınlar kendilerini korumalıdırlar. Durumu norma lolan kadınlarla 9. aya kadar cinsi münasebette bulunulabilir.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

Bir anne ve baba çeşitli düşüncelerle çocuk sahibi olmak is­temeyebilir. Bunun çeşitli yolları vardır. Birincisi ve eskiden beri bilinen tabii bir yol olan "Azil" dir. Azil, cinsi münasebet ­meniyi dışarı akıtmaktır. Karısının rızası olması şartıyla, bu erkeğe caizdir. Ama kız evlat olmasından korktuğundan, veya yiyecek ve giyeceğini temin edemem düşüncesinden ileri geli­yorsa, caiz değildir. Fakat, "bu devirde Allah'ın istediği şekilde yetiştiremem" düşüncesiyle olursa caizdir.

Demiştik ki, azil, çocuk olmasın diye cinsi münasebette erkeğin menisini dışarı akıtmasıdır. Bazı ulemaya göre özürsüz azilde kerahet vardır. İmam-ı Gazali'ye göre buradaki kerahet "evla olanı terk" manasınadır. Bazı ulemaya göre hanımının izni olursa kerahetsiz caizdir. Bunlar, ashabdan bazılarının azilden Peygamberimize sorduklarını ve Peygamberimiz'in de izin verdiğini ifade etmekle beraber yine ashabın "Azil yaptığımız zamanlar da Kur'an nazil oluyordu ve Resülüllah efendimize sorulmuştu. Eğer kerahet olsaydı men edilirdik" sözlerini delil göstermektedirler. İbni Abidin Reddül ­muhtar'da, "Kadın izin verirse caizdir" dedikten sonra Fetevayı Haniye'den naklen "Günümüzde kadının izni olmadan da azil yapılır; çünkü zaman fesat ve fitne zamanıdır. İnsanlar çok bozulmuştur. İyi bir evlat yetiştirmek zordur"(16) demektedir. İnsan sağlığına en zararsız koruma şeklide azildir,

Hazreti Cabir'den şu hüküm de rivayet edilmektedir.

"Adamın birisi Allah'ın Resülüne gelerek dedi ki:

- Benim bir cariyem var. Aynı zamanda o cariye hur­malıkta da bizim hizmetimizi görür ve sakilik yapar. Ben ise arada sırada onunla buluşurum. Fakat onun gebe kalmasını is­temiyorum. (Ne yapmalıyım?)

Allah'ın Resülü (s.a.v.) şöyle cevap verdiler:

"İstersen azil yap. Fakat muhakkak ki, Allah ta­rafından ona takdir edilmiş ne ise olacaktır."

(Yani doğurması takdir edilmiş ise, azil yapsan dahi doğuracaktır.)

16) Reddü'l-Muhtar, c. 2, sh. 380

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

Kürtaj; ana rahminde, teşekkül etmiş bir cenini veya yav­ruyu aldırmaktır. Çocuk düşürme ise, ilaç içmek, vurma, kor­kutma v.b gibi şeylerle ceninin düşmesidir.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

Bunlar ile alınan ön tedbirlerin şer'i hükmü de azil gibidir, yani caizdir. Fakat, bunların tıp uzmanlarının ifadelerine göre sağlığa zararları çoktur.

Batı aleminin doğu insanının çoğalmasından rahatsız olduğu bir vakı'adır. Batılı'lar "Biz gelecekte insanların açlıktan öleceğinden korkuyoruz.! diyerek nüfus planlamasını teşvik ediyorlar. Ve doğum kontrol malzemelerini ücretsiz gönderiyorlar. Tıp uzmanlarına göre, doğum kontrol hapı ve iğnesi kadın hastalıklarına sebep olmaktadır. 4.6.1991'de İstanbul'da düzenlenen Milletlerarası Kadın Hastalıkları ve Doğum Kongresi'ne katılan Amerikalı Prof. Dr. Nansi Aleksandır bu hususta şöyle demektedir: "İnsan vücuduna şırınga edilen hormon, tesirini 6 ay sürdürecek ve kadın hamile kalmaya­cakdır." İğne vücudun dengesini bozmakta, spiral ise bazı kadınlarda rahim kanallarının iltihaplanmasına sebep olmakta ve tedavisi güç hastalıklara yol açmaktadır.

Bugün tatbik edilen doğum kontrol metodlarının hiçbiri ideal değildir. Her birinin bir mahzuru vardır.

Spiral: Spiral plastik veya metalden yapılan ve hekim ta­rafından rahim içine yerleştirilen bir araçtır. En az 2-3 sene hamileliği önler. Uzun çöl seyahatlerinde develer hamile kal­masın diye, bunu önce arapların bulduğu söylenmektedir. Modern tıp bunu geliştirmiştir. % 95 üzerinde hamileliği önler. Doğum kontrol hapından sonra en güvenilir bir metoddur.

Son zamanlarda çıkan gümüşlü spiraller daha çok tesirli­dir. Adet kanamasının son günlerinde takılır. O günler rahim ağzı açık olduğundan takılması gayet kolaydır. Fakat uzman doktor tarafından takılması lazımdır. 30 yaşın üzerinde olan­lara tavsiye edilir.

Doğum Kontrol Hapları

Adetin beşinci günü başlanıp her gün alınan bu haplar her ay için 21 adettir. Mümkünse yemek aralarında ve akşamları almalıdır.

Bir gün unutulursa, ertesi gün 2 tane alınır. 2 günden fazla ara vermek kanamalara yol açabilir. Birinci aydan sonra daha fazla tesir eder. Hapa, 6 ay kadar kullandıktan sonra 1-2 ay ara vermelidir. Fakat ilaç alınmadığı zamanlarda da başka çeşit korunmaya devam edilmelidir.

Altı ayda bir aradan başka, 2 senede bir, bir kaç ay ara verip vücudu dinlendirmeli, bu arada başka metodlara devam etmeli­dir.

Hapın koruma nisbeti % 100'e yakındır. % 100 denilemez:

Çünkü hap alındığı halde hamileliğe rastlanmıştır. Bu da % 1 veya 2 dir. Gebeler, damar hastalığı, damar pıhtılaşması ve da­mar iltihabı geçirmiş ve geçirmekte olanlar hap kesinlikle kul­lanmamalıdırlar. Ayrıca sarılık, siroz, karaciğer hastalığı geçi­renler, görme bozukluğu olanlar, migrenliler, kanamalılar, meme, yumurtalık v.s kanseri olanlar, 17 yaşın altındakiler ke­sinlikle kullanmamalılar.

Bacaklarda şişme, alışılmadık ağrılar, cild ve gözlerde sarılık, karın, göğüs, kol ağrıları, şiddetli baş ağrısı, görme bo­zukluğu olunca doktora gitmelidir.

Doktor tavsiyesi olmadan ezbere hap kullanılamaz. Hapa başlamadan önce kesinlikle tahlil yaptırmalıdır.

3 günden fazla unutulmuşsa hap tamamen kesilir. Bir kaç gün sonra kanama olacaktır. Kanamanın beşinci günü tekrar başlanır. Hap umumiyetle kadınları şişmanlatır.

Doğumdan sonra, en az beş hafta geçmeden kullanma­malıdır. Hap, sütü de azaltabilir. 30 yaşın altında olanlara tav­siye edilmektedir.

Prezervatif (Kaput-kılıf):

Prezervatif, ince lastikten yapılmış bir kılıftır. Cinsı müna­sebetten önce, sertleşmiş olan erkeklik organına takılır. Erkeklik suyunun hazneye (rahme) girmesine engel olur. % 90 dan fazla, icabında % 100 hamileliğe engeldir.

Aslında tesiri % 100 dür. Ancak yırtılması veya delik olması ihtimaline göre yüzdesi düşer. Ucunda, sperm akması için az bir boşluk bırakılmalıdır. Cinsı münasebete başlamadan önce takılmalı, daha sonraya bırakılmamalıdır.

İki karşı cinsin cildinin birbirine değmesine engel olduğundan bulaşıcı hastalıklara da mani olur. Böylece karı­koca arasında bulaşıcı hastalıklar bir birine geçmez.

İdeal olanı, bir defa kullanılan bir prezervatifi ikinci bir defa kullanmamaktır.

Kullanımı kolay ve ucuzdur. Dünya üzerinde en çok Japonlar tarafından kullanılmaktadır.

Tenin tene değmesine engel olmasından başka dezavantajı yoktur.       

Fitil:

Kadınlar tarafından kullanılır. Temastan 10 dakika kadar önce hazneye konur. Bu müddet içinde vücut ısısıyla hazne içinde erir ve daha sonra dökülen erkek spermini hareketsiz hale getirir ve hareketine mani olur. Böylece hamilelik tahakkuk etmez. Tekrar cinsı münasebet yapılırsa, (1, 1,5 saate kadar) yeniden fitil konulmasa olur. %.90 bir tesire sahiptir.

Takvim Metodu:

Yumurtlama günlerini sayarak yapılan korunmadır.

Yumurtlama iki adet ortasına rastlayan günlerde olur. Adet kanamasının ilk gününü 1 sayarak 14. gün yumurtlama günü­dür. Yumurtlamadan sonra yumurta 24 saat içinde döllenir.

Rahme dökülen erkek hücresi en fazla 4 gün yaşar. Yani kadında meydana gelecek döllenme süresi ayda ancak 5-6 gün­dür. Bir ayda bu durumda 25 gün döllenme olmaz. Yumurtlama esnasında erkek hücre si yoksa, o ay döllenme olmaz.

Bu metoda göre adetin ilk gününden sayarak 11 ile 17. gün­leri arasında temasta bulunmamalıdır. Başarı nisbeti % 85 dir. Ancak, kadınlar muntazam adet görmezler. O zaman günler değişebilir. Yumurta bazen 24 saatten fazla yaşayabildiği gibi, erkek spermi 4 günden fazla canlı kalabilir. Kadınlar da yumurtlama günlerinde istekli olurlar. Bütün bunları göz önünde tutmalıdır.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

Çocuk aldırtmak veya düşürmek dinen kabul edilebilecek bir zarurete dayanmadıkça cinayet sayılmaktadır. Ananın hayatını tehlikeye düşürücü her vaziyette, kürtaj, mesleğinde mahir bir doktorun kararıyla olursa caizdir.

Hanefi mezhebine göre doğuma mani olmayı mübah kılan mazeretler şunlardır:

1- Hamileliğin, emzirmekte olduğu çocuğun sütüne zarar vermesi ve babanın sütanne tutacak güçte olmaması,

2- Ortamın bozuk olup İslamı terbiyenin mümkün olma­ması,

3- Kadın hasta olup, uzman ve müslüman tabip tarafından, hamileliği sebebiyle hastalığının artacağının ve bir hastalığın ortaya çıkacağının söylenmesi.(17)

Görüldüğü gibi fakirlik ve rızık meselesi bu konuda doğrudan bir sebep olarak kabul edilmemiştir. Hiçbir zaruret olmadan kürtajın cinayet olduğu zikredilmişti. Şimdi de bu ci­nayetin derecelerini görelim:

İlk kademesi, meninin ana rahminde kadının menisiyle birleşip hayatı kabul edecek bir vaziyete gelmesidir. Bu vaziyet­teyken yuvayı bozmak mekruhtur. Bu devre ilk 40 gündür ve nutfe devresidir. Donmuş kan ve et parçasına intikal ettikten sonra, onu düşürmek veya aldırmak kerahet-i tahrimiye ile mekruhtur. Bu devre 40 ile 80 gün arasıdır ve alaka devresidir. Yaratılış tamamlandıktan sonra, yani 4 aydan sonra düşürmek veya kürtaj yaptırmak bi'l-ittifak haramdır.(18) Çünkü 120 günd­en sonra cenine ruh üflenir, bir zaruretten dolayı aldırmak bu zaman zarfında (yani ilk 120 gün içinde) caizdir. Çocuk can­landıktan sonra (4 aydan sonra) asla caiz değildir; katildir.(19) Bunu yapanların, şayet çocuk canlı doğar sonra ölürse, katil diyeti vermeleri ve katil keffareti yapmaları lazım gelir. Anne - karnında ölürse gurre lazım gelir. Gurre, diyetin onda biridir.

17) Reddü'l-Muhtar, c. 2, s. 380

18 ) İhya Terc. c. 2, s. 133

19) Hukuk-ı İslamiye Kamusu, c. 3, s. 149

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com