Düğün birçok kimseleri ilgilendiren umumi bir hadisedir.

Onun için nikah ve düğünün gizli değil açık ve ilan edilerek yapılması uygun olur. Peygamberimiz düğünün gizli yapılmasını tasvip buyurmazdı.

Hz. Ömer zamanında bir adam bir kadınla gizlice evlenmişti. Komşusu onları gördü ve zina ile itham ederek Hz. Ömer'e şikayet etti. Hz. Ömer, adamdan, o kadınla evlendiğine dair şahit getirmesini istedi. Adam "Ya Emirelmü'minin, bi­zim işimiz basittir, ailesi şahit oldu" dedi. Hz. Ömer, adamı zina cezasına çarptırmadı, ancak "kadınların namuslarını paymal etmeyin, evliliğinizi ilan edin" buyurdu.

Nikah, zina töhmetinin tam manasıyla ortadan kaldırılması için ilan edilmelidir. Gaye ilan olduğundan dolayıdır ki, defin zilsiz olması vacibdir. Çünkü çalgının haram olduğunda ulema arasında ihtilaf yoktur. Def, zili olduğu vakit çalgı olur. Gerek nikahın ilanında olsun, gerekse düğünlerde olsun, def ve davul çalınırken haram olan şeylerden uzak olması gerekir. İşte böyle haramlardan uzak kalındığı vakit, düğünlerde, bayramlarda def ve davul çalmak caiz olur.

Evlenip düğün yapmak isteyen erkek ve kadının iyi giyinme­leri, kadınların ziynet takınmaları dinen caizdir. Kadınlar kına yakınırlar, oje gibi Avrupai süslerden kaçınırlar. Çünkü oje ve benzerleri tırnaklarda tabaka teşkil eder. Bunlar gusle ve abdeste mani oldukları için kınaya kıyas edilmeleri asla doğru değildir.

Yukarıda nikahın def ve davulla ilan edilmesini yazmış, bu husus hakkında varid olan hadis-i şerifi zikretmiştik. Burada şunu kaydetmek isteriz ki, bugünkü düğünlerimizde çalınan defter, davullar İslami esaslara uygun değildir. Peygamber Aleyhisselam, nikahı zinadan ayıran şeyin def ve ses olduğunu beyan buyurmuştur. Nikahı zinadan ayırt eden şeyin def ve ses olmasının açıklanması, def ve davul çalmakta güdülen maksat ve gayenin ne olduğunu açık seçik olarak ortaya koymaktadır. Gaye etrafa duyurmak için ses yapmaktır.

Peygamberimizin zamanında Resül-i Ekrem (s.a.v.)in asr-ı saadetinde icra edilen düğünlerde çalınan def ve davulla, za­manımızda yapılan düğünlerde çalınan def ve davulların arasında çok büyük bir fark vardır. Bugün çalınan defler, telli, zilli olup yanında nefesli çalgılar bulunmaktadır. Peygamber Aleyhisselamın zamanında böyle değillerdi. Sonra Peygamber Aleyhisselamın zamanında bugün olduğu gibi, def ve davul şehevi istek ve arzuların tatmini için değil, sırf nikahı ilan et­mek için çalınırdı. O zaman çalınan davul ve defterin yanında zurna ve gırnata gibi nefesli çalgılar yoktu. "Nikahı ilan ediniz" hadis-i şerifinin açıkça ortaya koyduğu hüküm budur. Hatta nikahın ilanına yardımcı olması için nikakın mescidde kıyılması da bunu göstermektedir.

İbni Ömer (r.a.) bir davul sesi duydu da kulaklarını tıkadı ve bunu üç defa tekrarladıktan sonra "Resulüllah da böyle yapardı" dedi.

Aişe (r.a.) dan rivayet olunmuştur: Hz. Aişe bir kadını Ensardan bir erkekle evlendirmişti. Allah'ın Peygamberi (Muhammed s.a.v.) "Ya Aişe, sizin çalgınız yok ya! Ensar çalgıdan hoşlanır" buyurdu.

(et-Tac, 4. 2, s. 275).

Def, düğün günlerinin haricinde çalınırsa veya söylenen şarkı ve türkülerin içinde nefse hitap eden ifadeler bulunursa "Caiz" hükmünün dışında kalacağı unutulmamalıdır. Peygamber (s.a.v.), Hz. Aişe (r.a.) bir cariyenin söylediği şarkıyı dinlerken görmüş ve şöyle buyurmuştur: "Şeytan, bu şarkının içinde çalgı çalıyor."

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com