Kur'an-ı Kerim'de buyuruluyor ki:

"Davet olunduğunuz zaman gidin, yemeği yeyince dağılın ... "

(Sure-i Ahzab: 53)

Hadis-i şeritlerinde Resülüllah Efendimiz buyuruyorlar ki:

"Düğün ve benzeri (bir yere) çağırılan kimse, oraya gitsin."

(Müslim c. 4, s. 152)

Fakat davet olunmayan yere de gitmemek icap eder. Bu hu­susta hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

"Kim davet olunur da icabet etmezse Allah ve Resulüne isyan etmiş olur. Kim de davetsiz olarak (sofraya) sokulursa hırsız olarak girmiş ve çapulcu ola­rak çıkmış olur."

(et-Tac c. 2, s. 277).

Bu gibi cemiyetlere çağırılan kimsenin bir mazereti bulu­nursa davet sahibinden özür dilemeli, kendi gidemeyecek olursa bir haber gönderip gönlünü almalıdır. İbni Abbas (r.a.) bir davete çağırılmıştı. Kendisi meşgul bulunduğu için yanındaki cemaate, "Siz kalkınız ve· kardeşinizin davetine gidiniz. Benim meşgul bulunduğumu da ona haber veriniz" dedi.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com