Rivayet ediliyor ki, bir abid, ölünceye kadar hanımına gü­zelce baktı. Hanımının ölümünden sonra kendisine evlenme teklifi yapılınca buyurdu:

- Yalnızlık, benim kalbimin istirahatı ve dağınık dertleri­min toparlanması için daha hayırlıdır.

Bilahere şöyle dedi;

- Hanımımın vefatından bir hafta sonra rüyamda gördüm.

Sanki göklerin kapıları açıldı. Bazı kimseler göklerden indiler ve havada birbirlerini takip ederek yürüdüler. Onlardan her inen, bana bakarak kendisini takip edene: "İşte uğursuz adam budur!" diyordu. Üçüncüsü de böyle dedi, dördüncüsü onu tas­dik etti. Bu durumdan ürküp sormaktan korktum. Bekledim, sonuncusu yanımdan geçti. Sonuncusu bir gençti. Ona dedim ki: "Ey kişi! Sizin işaret ettiğiniz uğursuz kimdir?" Bu sualim üzerine "Sensin" diye cevap verdi. Gene sordum: "Ben neden uğursuz olayım?"

Genç:

- Biz, daha önce senin amellerini Allah yolunda cihad edenlerin amelleriyle beraber, Allahın huzuruna kaldırıp götü­rürdük. Halbuki bir haftadan beri cihaddan geri kalanların amelleriyle birlikte götürmemiz bize emredildi. Senin ne yaptığını elbette bilemeyiz.

Bu rüyayı arkadaşına naklettikten sonra ekledi:

- Beni evlendirin, beni evlendirin!

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com