Hazret-i Ömer'in (r.a.) halifeliği zamanında müslümanlar birçok beldeleri fethettiler. Bu suretle müslümanlar fethettikleri memleketleri kendi hakimiyetleri altına almışlardı. Bu vesile ile İslam devletine yeni yeni ülkeler katılmakta idi. İslam ordu­suna mensup olan askerler, sahabilerden bazıları fethedilen ül­kenin ehl-i kitaptan olan kadınları ile evleniyorlardı.

İslam askerlerinin, fethetmiş oldukları ülkelerin halkından olan gayrimüslim (Yahudi ve Hıristiyan) kadınlarla evlenmele­rini Halife Hazret-i Ömer (r.a.) iyi karşılamıyordu. Çünkü müs­lüman olmayan kadınların, müslüman erkeklerle evlemek su­retiyle İslam topluluğu içine gireceklerinden ve müslüman kadınlarına sirayet edecek olan kötü adet ve geleneklerden endişe duyuyordu.

Hazret-i Ömer (r.a.) İslam ailelerine gelecek olan tehlikeleri gördüğü içindir ki, bir Yahudi kadını ile evlenen Hz. Huzeyfe'ye bir mektup yazarak "Onu bırak" diye emretmiştir. Hazret-i Huzeyfe, Hazret-i Ömer'e gönderdiği cevabı mektubunda, "0 haram mıdır?" diye sorunca Hazret-i Ömer (r.a.) ona şöyle cevap vermiştir:

- Ehl-i kitap olan kadınlarla evlenmek haram değildir.

Fakat onların ahlaksızlarına tesadüf edeceğinizden korkuyo­rum.

Evet, Hazret-i Ömer (r.a.) müslüman bir erkeğin müslüman olmayan ve kitaplılardan (Yahudi ve Hıristiyan). olan bir kadınla evlenmesinin haram olmayıp caiz olduğunu ifade etmiştir. Ne var ki, müslüman ailesinin içine giren gayrimüslim kitaplıların, girdikleri aileyi fesada uğratmalarından ve dolayısıyla müslüman neslinin geleceği bakımından tehlikeye düşmesinden endişe duymuştur.

Son zamanlarda memleketimizde ve diğer İslam ülkele­rinde, müslüman erkeklerin, kendi din kardeşlerini beğenmeyerek gayrimüslim kızlarla evlenmeleri göze çarpacak şekilde çoğalmaktadır. Müslüman erkeklerle evlenmeye kalkışan kızlar, her ne kadar müftülüklere başvurarak müs­lüman olduklarını tescil ettirip ilan ediyorlarsa da, bu gibi mu­ameleler çoğunlukla şekli ve formalite icabı olmaktan ileri git­memektedir. Bu tür hareketler, erkeğin ana babasının İslami duyguları icabı gösterdikleri tepkiyi önleyip, onların rızalarını alma gayesinden öteye gitmemektedir.

Gayri müslim bir kadınla evlenmek caiz olmakla beraber hiç zararı yok demek de değildir. Çünkü böyle bir evlilikte icabında kadın kilise veya havraya gidecek, kocası onu bırakıp, karısı içerde haç çıkarırken kendisi onu bekleyecektir. Doğan çocuklara, anne Allah'ın üç olduğunu, baba ise bir olduğunu söyleyecek; çocuklar da arada kalacaktır.

Hiristiyan ve Yahudi olan kadınlarla evlenmek, caiz olmakla beraber mekruhtur.

.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com