Allah, şehvet denilen kuvveti yaratarak onun vasıtasıyla in­sanı tohumlamaya mecbur etmiştir. O tohumla onların neslini devam ettirmiştir. Daha sonra büyüterek ona bir kıymet vermiştir. Zinayı haram kılmıştır. İnsanları zinadan uzaklaştırmak için o fiilin çok kötü olduğunu ilan bu­yurmuştur.

Ölümü kullarına takdir ettikten sonra, meni tohumlarını ana rahmi tarlasına serperek, ondan bir varlık yaratıp onu is­tekleri olmadığı halde cebren ölüm tırpanına düçar kılmıştır. Bütün bunlar, mukadderat denizlerinin alemler üzerinde, men­faat-zarar, hayır-şer, zorluk-kolaylık, darlık ve bolluk yönünden coşkun olduğuna dair birer uyarma ve ikazdır.

Nikah dine yardım edici, şeytanları zelil düşürücü ve Allah düşmanının önüne gerilmiş, geçilmez ve aşılmaz bir kaledir. Yine nikah, peygamberlerin efendisi Hazret-i Muhammed'in (s.a.v.) diğer peygamberlere karşı iftihar edeceği ümmetinin çoğalmasına biricik sebep ve vesiledir. Binaenaleyh nikah, yine sünnet ve edebleri korumaya sebeptir.

Kadın ve erkek, birbirini tamamlayan iki unsurdur. Bunlar, birbirinden ayrı olarak yaşamaya heveslendikçe eksik uzuvlu bir vücut gibidir. Zengin bile olsalar, daimi bir aksaklık onların üzerinden ayrılmaz. Hararetleri gideren, yangınları söndüren, canlıların yaşamasına, ağaçların ve otların yeşermesine sebep olan suya, sülfürik asit ve ceryan akımı verilecek olsa nasıl su­yun terkibi (H20), değişir, biri yakıcı diğeri yanıcı gaz haline dönüşür; ortada su diye bir şey kalmazsa, evlilik müessesesini yok farz ettiğimiz takdirde de insanlıktan eser kalmayacağı açıktır.

İnsanda cinsi arzu ve ihtiyaçlar yaratılmış; kadın erkeğe, erkek kadına meyilli ve arzulu kılınmış ve bu arzu ve isteğin ne şekilde tatmin edilebileceği ayrıntılarına kadar gösterilmiştir. Dinimizde evliliğe büyük önem verilmiş, bir mazeret olmadıkça bekarlığa müsade edilmemiştir. Cinsi hayatı düzenleyen emir ve yasaklar bu ölçüye göre belirlenmiştir. Zina, sevicilik, homo­seksüellik, hayvan ve ölüyle temas, çıplaklık ve evlilik içinde cinsi hayattan çekilmenin yasaklanması, cinsı arzuların meşru yoldan, evlilik hayatı içinde yerine getirilmesine bağlı hususlardır.

Peygamberimiz helal cinsı yakınlaşmayı ibadet olarak değerlendirmiştir. Cinsı ihtiyaçların emredilen şekilde karşılanması, insanın huzur ve mutluluk bulmasına sebeptir.

Dinimizin gösterdiği ölçülere uyarak cinsı hayatımızı dü­zenlediğimiz takdirde, huzurlu bir hayata kavuşabileceğimiz gibi, ölçüsüz davranışların sebep olacağı pek çok tehlikeden ko­runmuş oluruz.·

Şehvet hissi hem erkekte hem de kadında mevcuttur. O bir yangına benzemektedir. Ancak insan bu yangının zararından evlenmekle kurtulabilir.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com