Aralarında nikah ve soy bakımından bir yakınlık olmadan kadınların erkeğin diz kapağı ile göbek arasına, erkeklerin de kadının el, yüz ve ayak hariç, vücudunun diğer kısımlarına bakması haramdır.

Kadınların açık saçık dolaştıkları bu devirde, Müslüman ­olan kimsenin çok dikkat etmesi ve gözlerini haramdan son derece koruması lazımdır. Bu, çok zor olmakla beraber imkansız değildir ve yapılması mümkündür. Bunun için sarfedilen ça­banın manevi mükafatı çok büyüktür. Bir hadis-i kudside şöyle buyurulmaktadır:

"(Harama) bakmak, şeytanın oklarından bir oktur.

Kim benden korktuğu için harama bakmayı terk ederse, ben de onu (n bu davranışını) kalbinde tadını bu­lacağı bir (kamil) imana tebdil ederim."27

Yabancı bir kadının mahrem yerlerine bakmak hiç şüphe yoktur ki, kişinin şehevi isteklerini tahrik eder. Bunun içindir ki, Resülüllah (s.a.v.) "Gözlerin zinası (harama) bak­maktır"28 buyurmuşlardır.

Harama bakıldığında günahın yazılıp yazılmamasında, kişinin iradesinin çok büyük etkisi vardır. Gözü harama çarptığı zaman hemen gözünü başka tarafa çeviren, bakışında israr etmeyen kimse kendisini günahtan kurtarmış olur.

Hazret-i Ali (k.v.) Resülüllah (s.a.v.)in kendisine şöyle bu­yurduğunu naklediyor:

"Ya Ali, bakışı, diğer bakışın peşine takma. Zira senin lehine olacak (günah olmayan) ancak birincisidir,

ikincisi değildir"                                                                                                        .

(Ebu Davı1d c. 2, s. 246; Tuhfetü'l-Ahvezı c. 8, s. 61).

Burada şu mesele izah edilmektedir:

Bir insan karşısına çıkan veya gözüne çarpan bir kadına ba­kabilir, bakmış olabilir; bu normaldir ve günah değildir. Tabii bu da husüsiyle bakmamak şartı ile olacak. Fakat birinci bakıştan sonra tekrar bakılır veya bu bakış uzatılırsa, o zaman günahtır ve haram işlenmiş olur.

Peygamberimiz buyuruyorlar ki:

"Bir müslüman bir kadının güzelliklerine ilk defa (iradesi dışında) bakmış olup da, arkasından gözünü ka­pasa (gözünü çevirse) Allah da ona (kalbinde) bulacağı bir ibadet (zevki) verir."

(Mişkat s. 270).

Bir kimse, Allah'dan korkması sebebiyle, gözünü harama bakmaktan korursa, Cenab-ı Hak da ona feyiz menbalarından birini lütfeder. O pınar kalpte kaynadıkça, nazargah-ı ilahi olan kalp ayinesi tertemiz olur ve ibadetin tadını kemaliyle tatmış olur. Onun zevkini kalbinin ta derinliklerinde hisseder.

Bir kimse, iradesinin dışında olarak gözüne çarpan nahoş bir durumdan dolayı sorumlu değilse de, irade ve istekle olan bakış bunu takip etmemelidir: Zira ikinci ve onu takip edecek bakışlardan, bakanın sorumluluğu vardır.

Artık şeytan sanki insan suretine ve özellikle de kadın süre­tine girerek, müslümanlara günah yollarını allayıp pullayıp güzel göstermektedir. Biz şeytanı kadın suretinde değil de, in­sanları günaha sevkedecek şekilde giyenen kadınları şeytan şeklinde düşünürsek, şu hadis-i şerife daha uygun düşmektedir:

"Kadın, şeytan suretinde yönelir (gelir); şeytan sure­tinde de geri döner (ve gider). Biriniz (bu görünüşte) bir kadın gördüğü (ve kalbine şehvani bir arzu düştüğü) vakit karısına gelsin. Zira bu davranış nefsindeki (şehvani is­tek) leri geri çevirir."

(Müslim c. 4, s. 129).

Hadis-i şerifte geçen "Şeytan sureti" ifadesinden murad, erkeği kandırmada şeytanın arzuladığı ve hazırladığı kılık ve kıyafettir. Giyiniş veya soyunuşta şeytanların oyuncağı haline gelmiş bir kadını gören erkek, içinde beliren şehvani arzularını gidermek için nikahlı hanımının yanına gitmelidir. Bu yoldan hareketle kendisini zinadan korumuş olur.

Ashab-ı kiramın büyüklerinden Selman-ı Farisi'nin: "Bir kimsenin avret yerini görmektense iki defa ölmeyi tercih ede­rim" dediği rivayet edilmektedir.

Resul-i Ekrem (s.a.v.) de hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki:

"Erkek, diğer erkeğin avret yerine bakmasın! Kadın da, diğer kadının avret yerine bakmasın! Erkek diğer erkeğe karşı bir tek elbise içinde çıkmasın. Kadın da diğer kadına bir tek elbise içinde çıkmasın. (Çünkü gö­rülmesi haram olan avret yerleri belli olur, yahut edep dışı bir hareket olur.)"

Peygamber (s.a.v.) efendimizin bu hadis-i şeriflerinde yasak olan bakma, kendi cinsinden olan kimsenin avret mahalline bakmaktır. Erkeğin kendi cinsinden olan kimseye karşı avret mahalli, göbekten diz kapağı altına kadardır. Bir kadının kadına karşı olan avret mahalli de yine aynen göbekten diz kapağı altına kadar olan yerlerdir.

Gerek ayetler ve gerekse hadis-i şerifler erkeklerin ve kadınların kendilerine haram kılınan yerlere bakmamalarını emrediyor. Çünkü göz nereye bakarsa gönül de oraya akar. Bakışmayı selamlaşmak, selamlaşmayı da buluşmak takip eder. Bunların hepsi de zinayı doğurur. Bunun içindir ki, erkeğin, kendisine haram olan kadının hiçbir yerine bakma­ması lazımdır. Erkeğe, yabancı bir kadına bakmak haram olduğu gibi, kadına da yabancı erkeğe bakmak haramdır.

Resul-i Ekrem (s.a.v.), Cenab-ı Haktan insanlara getirip tebliğ etmiş olduğu din-i mübin ile insanlara dünyadaki yaşayış nizamını, ahiretteki kurtuluş yollarını en güzel ve en mükem­mel bir şekilde, açık seçik olarak bildirmiştir. Erkeğe erkeklik haysiyetini, kadına da kadınlık meziyetini öğretmiştir. O'nun yolundan giden erkekler haysiyetli, kadınlar da şerefli ve mezi­yetlidirler.

27)    Keşfü'l-Gumme; c.2; s. 56.

28)    Feyzü'l-Kadir; c. 4, s. 65.

.

.

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com