Dinimizin emri olan örtünmek, inanmayanlar tarafından en çok itiraza uğrayan hususlardan birisidir. İtirazların hakiki sebebi, hidayetden mahrum olmalarından dolayı örtünmenin hikmet ve sebeplerini bilememeleri, bilhassa kadınların, örtü­nüp belli nizam içinde yaşamalarının esaret, açılıp saçılmalarının ise hürriyet olduğunu zannetmeleridir. Halbuki tesettür, izzet ve şeref, aksi ise hakaret ve zillet sebebidir. Örtünmeyen, aşırı derecede açılan kadının, erkeklerin taarruz­larına maruz kalma ihtimali vardır. Bu da kadınlara büyük bir hakarettir. İslami şekilde örtünmek, garplıların dediği gibi ne sıhhati bozar, ne de asabi zaafa düşürür. Bilakis sahibine şahsiyet, iffet, izzet ve sıhhat kazandırır. Bir takım rezaletlere mani teşkil eder. Buna manevi maniler de ilave edildiği zaman beşeriyet büyük bir mefsedetten kurtulmuş olur.

Şurası bir hakikattir ki, kadının açılıp saçılması, erkeklere, kadının kendileri için açıldıkları hissini verir. Böylece bir takım kimselerin, o kadına satılık meta imiş gibi bakmalarına, neti­cede taarruzda bulunmalarına yol açar ki, bu kadına ne büyük bir hakarettir.

Süslenerek sokağa çıkan kadın, kimin için süslenmektedir?

Kendisi için süslendiğini iddia etse bile, bir kısım erkeklerin kendisi hakkında kötü düşünmelerine, onların nefsani hisleri­nin tahrik edilmesine sebebiyet vermesine mani olabilecek mi­dir? Cevap elbette "hayır" olacaktır. Örtünmek, sahibini bu kötü­lüklerden koruyacağı gibi Allah'ın (cc) emrine uymaktan dolayı sevaba sebep olacaktır.

Semavi kitapların hepsi tesettürü emretmiştir.

Açıklığın saadet getirmediğini; aksine bir takım sıkıntılara sebebiyet verdiğini gayri müslimlerden bir çokları dahi idrak etmişlerdir. Fransızların büyük ve meşhur şairesi Madam Dolara Maridos, Türkiye'de bulunduğu günlerde Türk dostlarına, "Türk ve Müslüman kadınları örtündüklerinden dolayı, içinde bulundukları saadeti bilsinler. Örtünmek ve erkeklere karışmamak onlar için ne bü­yük saadettir. Örtünmeyen, bilakis açılan, süslenerek erkeklere karışan kadınlar, bir çok hususlardan ne büyük ızdırap ve endişe içindedirler. Açılan, süslenen ve erkeklere karışan kadınların, bulundukları cemiyetteki erkekler tarafından daha çok beğenilmek için çektikleri sıkıntıları, kendi beylerinin de diğer kadınları kendileri üzerine tercih etme ihtimalinin kendilerine verdiği tarifsiz azabı, sizin örtünen ve er­keklere karışmayan kadınlarınız bilemezler!" demiştir.

Dinimiz ahlaki temeller üzerine kurulmuştur. İslami ahla­kin temeli ise, Allah'dan melekten ve insanlardan haya etmek­tir. Açılıp saçılmak ise İslami ahlaka ters düşen, hayvanlara has bir durumdur. Demek ki, örtünmenin hikmetlerinden bir diğeri, ahlaki kaidelere riayettir. Dinimizin hedefi, insanları sonu hayırlı olan bir yola sevk etmek, onlara huzurlu bir dünya hayatı bahşetmek, bu huzurlu hayatı, manevi kazançlara vesile kılarak insanlara iki cihan saadeti temin etmektir. Bu ise in­sanların her türlü düşmanlarından kurtulmaları ile müm­kündür. Nefislerinin tasallutundan kurtulamayan, ve onun ar­zularına gem vuramayan insan, huzurlu olamaz. Zira nefsani arzuların sonu olmadığı gibi, bu arzuların tamamına, hatta bir çoğuna ulaşmak mümkün de değildir.

.

.

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com