Çocuk terbiyesinin en mühim maddesi budur. Çünkü Kur'an okurken, o arada İslami terbiyeyi öğrenmiş de olacaktır. Kur'andan mahrum insanlara ne kadar acınsa yeridir. Peygamberimiz şöyle buyuruyorlar:

"Kalbinde Kur'andan en küçük bir şey bulunmayan kimse, harap bir ev gibidir."

"Çocuklarınızı şu üç haslet ile terbiye ediniz; pey­gamberlerini sevdiriniz; onun ehl-i beytini sevdiriniz. Kur'an okumasını öğretiniz."

Kur' an okumasını öğrenmek, sadece din adamı olacak olan­lara değil, bütün müslümanlara vazifedir.

Bir insanın inandım dediği kitabı okumasını bilmemesi ne garip şeydir? Yabancı bir memleketten gelen bir mektuba, o li­sanı bilmeyenin aval-aval bakması gibi, müslümanın Kur'ana bakması acınacak haldir.

Memleketimizde yabancı lisan merakı almış yürümüştür.

Kur'an bize yabancı değil, inancımızın kitabıdır. Yabancı lisan­lara harcadığımız vaktin onda biri, hatta yüzde birini Kur'an okumaya harcasak Kur'an okumasını bilmeyen kimse kalma­yacaktır.

İşte ey anne ve babalar! Bunlar İslam'ın çocuğun ahlak se­lameti, kişiliğinin gelişmesi ve en güzel ahlakı benimsemesi için koyduğu metodudur. Size düşen, çocuklarınızı bu kaidelere göre terbiye etmektir. Böylece çocuklar faziletli ve itibarlı olarak edep üzere yetişip gelir; insanlar arasında dikkat çeken birer nümune olurlar.

Bugün önümüzde; çocuğu seçkin bir kişi yapan, ona hayatın sorumluluklarını aşılayan İslam'ın koyduğu terbiye ilkeleri gibi ikinci bir sistem var mıdır? Resülüllah (s.a.v.) Efendimizin önümüze koyduğu terbiye ölçüsünde başka bir terbiye mevcut mudur?

.

.

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com