Kadın cinsiyet uzvu da harika bir biçimde yaratılmıştır. Bu uzuv rahime giden yolun kapısıdır. Döl yatağı ayrıca bir zarla kapatılmıştır. Halk arasında kızlık zarı da denen bu zar o şekilde yaratılmıştır ki; hem döl yatağını muhafaza edecek, hem de aybaşı kanı ve diğer ifrazatın dışarı çıkmasına müsaade edecek. Rahim yolunun her iki tarafında erkek cinsiyet uzvundaki gibi sertleşip, büyüyebilen kısımlar vardır. Bu kısımların ucunda ise (klitoris) adı verilen ve sertleşip, büyüyebilen bir uzantı yer alır.

Kadınlar Dikkat!

Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Erkek to­hum hücresi guddelerinde meydana gelebilecek herhangi bir hastalık vs. kısırlığa sebebiyet vermiyor. Bir müddet sonra yeni tohumlar devreye gidiyor. Kadında ise bunun tam tersi tecelli ediyor. Döl yatağı hastalanarak çalışamaz hale gelen kadın artık kısırdır. Döl yatağında meydana gelen hastalık geçse bile yeni yumurta imalı artık mümkün değildir. Bu bakımdan kadınların kendilerini rahimlerine zarar verebilecek her türlü hastalıktan korumaları şarttır. Bilhassa radyasyona dikkat etmelidir. Kadın mümkün mertebe röntgen şualarından uzak tutulmalıdır.

Kiz mı Erkek mi?

Çocuğun erkek mi, yoksa kız mı olacağı hakkındaki bilgi to­hum hücresinde saklı. Daha geniş bir tabirle çocuğun cinsiye­tini babanın tohum hücreleri tayin ediyor. Annenin bu hususta hiçbir rolü bulunmuyor.

Fakat daha çok bol miktarda süt, yoğurtla beslenen kadınların çocukları ekseriyetle kız, patates, muz gibi potasyum bulunan gıdalarla beslenen kadınların çocukları da ekseriyetle erkek oluyor.

Ayrıca cinsi münasebetten sonra kadının sağ tarafı üzerine yatarak bir müddet beklemesi de erkek çocuk dünyaya getirme ihtimalini artırıyor.

İhtiyarlıkta Yardımcı Gıdalar

Cinsi hayat, insan ömrünün bir parçasıdır. Tabii seyri içinde ve sıhhatli bir şekilde devam etmelidir. Nereye kadar? İhtiyarlık belirtilerinin ortaya çıkmaya başladığı zamana ka­dar. O halde, önce ihtiyarlık meselesine eğilelim. "Nedir ihti­yarlık?" çözmeye çalışalım. Acaba ihtiyarlığı ortadan kaldıran ve ihtiyarlığa iyi gelen bir şifalı nebat var mı?

İhtiyarlık şikayetlerinin başlaması ile birlikte yapılması ge­reken ilk iş mantar yemeklerini bolca yemektir. Mantarda aktif maddeler böbreklere ve akciğerlere te'sir ederek ihtiva ettikleri klorofili kana sevk eder.

Ardıç, ihtiyarlığın sebep olduğu rahatsızlıkların çarelerin­den biridir. Ardıç meyvesi, bir zamanlar Avrupa'da gıda maddesi olarak kullanılırdı. Bugün unutuldu, gitti. Günde 5-1O adet ardıç meyvesi yiyerek böbreklerimizi kuvvetlendirebili­riz. Ardıç meyvesi vücudumuza muhtaç olduğu tabii ısıyı verir. En mühim hususiyeti, ömrü uzatır. Böbrek taşlarını düşürür. İdrar söktürür. Migreni ortadan kaldırır.

Şimdi geldik şifalı nebatların en faydalısı ve çok yön­lüsü bir harikaya: SARMISAK. Sarmısağa şifalı nebatların kralı da diyebiliriz. Yaşlılığın her döneminde muhakkak sarmısağa müracaat etmeli, onu unutmamalısınız.

MEŞE KABUĞU'nun ihtiva ettiği aktif maddeler de ihtiyarlık illetine çok iyi gelir. Yaşlı insanın meşe kabuğunun si­hirli gücüne ihtiyacı vardır. Meşe kabuğundan yapılan çay da­marlara yeni bir güç ve kuvvet verir. Yaşlı insanlarda sıkça gö­rülen bayılma vak' alarını önler.

Yaşlı insanın bağırsaklarının çok kuvvetli olması şarttır. Bu kuvveti ona sağlayabilen şifalı otun adı KEKİK'dir. Yaşlı insan kat'i surette müshil kullanmamalıdır. Çünkü onun hazmed­ilmiş gıdalara olan ihtiyacı gençlerden kat, kat fazladır.

Cinsi Güç Zayıflamışsa

Guddelerde, mesela yumurtalıklarda meydana gelen bir ra­atsızlık bütün bünyeyi ve ruhi sıhhate aksi yönde tesir ederek vücudun gücünün azalmasına sebebiyet verir. Çünkü cinsi güç sıhhatin alametidir. Bu güç kaybolmağa başlıyorsa vücudun tamamı hasta demektir. Bugüne kadar yapılan ilmi araştırmaların hiçbirinden müsbet netice almak mümkün olmamıştır. Zira meseleye başından beri yanlış zaviyeden bakılmaktadır. Aslında cinsi kudretsizlik arazının ana se­bebi ortada ağır bir hastalık yoksa sevgi eksikliği'dir. Bu ek­siklik cinsiyet organlarının faaliyetini felce uğratır.

Sevginin ve sevginin aşırı hali olan (aşk)ın bir çok ağır has­alığı iyileştirdiği çok eski tarihlerden beri bilinen bir gerçektir.

 

Zira aşk, ağır hastalıkları iyileştirmekle de kalmaz en sert kalp­leri dahi yumuşatır. Munis hale getirir. Alman İmparatoru V.Karl'ın genç bir kıza aşık olması neticesi çok ağır bir has­talıktan kurtularak tekrar sıhhatli hale geldiği tarih kitaplarında yazılıdır.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com