Kadının kocasına karşı süslenmesi, sokağa süslü ve güzel elbiselerle çıkmaması konusunda, İslam'da Evlilik ve Mahremiyetlerinde şöyle deniliyor:
"Kadın efendisinin karşısında güzel elbiselerini giyerek, ziynetlerini takınıp, güzel kokular sürünmeli, lüzum eden tuvaletini yaparak kendisine ve evinin içerisine çeki düzen vermelidir. Bunu evinin içinde yaparak hürmet ve muhabbetini yalnız efendisine ve yalnız yuvasına hasretmelidir. Zira bu hak efendisine aittir."
"Evinde eski, yağlı, kirli ve pis kokulu iş elbiselerini giyerek efendisinin karşısına çıkmamalıdır. Çünkü böyle hallerde kocanın tiksinerek aralarındaki muhabbet ve sevgisinin zail olmasına sebep olur."
"Kadınlar daima süslenecekleri zaman şer'i şerifin tarifi üzere süslenmeli ve bunu da evinin içerisinde yaparak Peygamber Efendimizin menettikleri şeylerden de sakınmalıdır."
"Kadın sadece kocası için olmak üzere kına kullanması yüzüne allık pudra sürmesi, sürme çekmesi ve güzel kokular sürünmesi başlıca ziynetlerindendir. Bunları kullanmasında bir mahzur olmayıp bilakis sevap vardır. Hz. Aişe (r.a.) validemizden buna dair hadis rivayet edilmiştir."
Sokağa çıkan, gezmeye giden kadınların koku sürünerek dışarıya çıkması memnüdur. Güzel kokunun cinsi teheyyüçler üzerindeki tesiri mahlümdur. Onun için Peygamberimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde:
"Harama bakan her göz, göz zinası yapmış olur. Bir kadın güzel koku sürünüp - erkekler arasından geçerse, yahut erkeklerin bulunduğu yere gelirse, göz zinası günahı kazanır." buyurmuştur.
Peygamberimiz buyuruyorlar ki:
"Cennete muttali oldum (baktım). Gördüm ki, cennet ahalisinin en azını kadınlar teşkil ediyorlar. Bu durum karşısında sordum:
- Kadınlar nerede?
Cennet hazini bana şu cevabı verdi:
- Onları, iki kırmızı, yani altın ve boyalı elbiseler cennetten meşgul etti."
Allah'ın Resülü (s.a.v.) bu sözüyle ziynet takılarını ve süslü elbiseleri kasdetmektedirler.
Süs erkeklerin şehvetini harekete geçireceğinden, kadın sadece kocası için süslenmeli ve bu süsle asla dışarı çıkmamalıdır. Çünkü süs aynı zamanda güzelliğini ortaya çıkarır. Böylece karı-koca arasında sevgiyi artırır. Kadın endamlı ve güzel olabilir. Buna rağmen yine de süslenmelidir. Temiz ve süslü kadın kocasının gönlünde taht kurar. Kocası nasıl beğeniyorsa evde öyle giyinmelidir. Onun hoşlanmadığı şeylerden şiddetle kaçınmalıdır. Süslenmedeki bir kusuru kocasının dikkatini çeker ve bunun neticesi olarak başka bir kadına gözü takılırsa, kusurun büyüğü kadına aittir. Süs güzeldir ama, onun aşırısı da kötüdür. Kirlipaslı olmayıp tabi şekilde süslenmelidir. Bir yolculuktan gelecek olan kocasını dağınık bir elbise ile karşılayan kadına karşı kocasının ilgisi de ona göre olacaktır. Akıllı bir kadın asla böyle hareket etmez.
Başka bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:
"Koku sürünüp camiye giden kadın o kokuyu yıkayıp gidermedikçe namazı kabul olunmaz."
Kadının koku sürünmesinin yasaklanmasının sebebi bellidir. Koku, şehveti tahrike vesile olan şeylerdendir.
Mescide giderken haram olan koku; çarşıya, komşuya, pazara giderken de haramdır. Hatta günah bakımından öbüründen daha da büyüktür. İbni Hacer El-Heytemi şöyle demektedir.
"Kadının süslenerek, koku sürünerek evinden dışarı çıkması kocası müsaade etse de büyük günahlardandır."
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !