Peygamberimiz buyuruyorlar ki:

"Hangi kadın, kocasından izinsiz (nafile) oruç tutar da kocası ondan (cinsi münasebet) ister o da kocasına karşı çekingen davranırsa, Allah o kadın üzerine üç büyük günah yazar."

(Feyz'ül-kadir c. 3, s. 138).

Günahın birincisi, kocasından izinsiz nafile oruç tutması; ikincisi, orucu bozmamakta israr, üçüncüsü kocasının arzu­sunu yerine getirmemesidir. Bir kadının kocasına hizmeti na­file ibadetlerden önde gelir.

Asr-ı saadette cereyan eden bir vak'ayı buraya almak sure­tiyle mevzuumuza renk ve açıklık kazandırmak isteriz. Ashabtan. Ebu Said (r.a.) ten naklolunmuştur: Biz Allah Resulü'nün huzurunda bulunuyorduk. Bir kadın geldi ve şöyle konuştu:

- "Kocam Safvan bin Muattal, namaz kıldığım zaman beni dövüyor; oruç tuttuğum vakit, orucumu bozduruyor; kendisi de sabah namazını güneş doğasıya kadar kılmıyor"

Kadının kocası Safvan, Peygamber (s.a.v.) in huzurunda bu­lunuyordu. Resul-i Ekrem (s.a.v.), kadının söylediklerinden ona sordu. O:

- "Ey Allah'ın Resulü, "Namaz kıldığım zaman beni dövü­yor" demesi şöyle: Namazda uzun iki sure okuyor. Ben onun na­mazı kılmasını değil, uzun süre okumasını istemiyorum dedi."

Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.):

- Bir sure insanların okumasına yeterli olurdu" buyurdu.

Adam:

"Oruç tuttuğum vakit, orucumu bozduruyor meselesi şöyle: Nafile oruç tutma hevesi peşinde gidiyor. Ben ise genç bir adamım, gündüz cima etmemeye sabredemiyorum" dedi. Resul-i Ekrem:

- "Kadın, ancak kocasının izniyle nafile oruç tutabilir" bu­yurdu. Adam:

"Benim güneş doğasıya kadar sabah namazını kılmadığım iddiasına gelince; Biz, ev halkı olarak başımızda ağırlık (uykudan baş kaldıramama hastalığı) bulunan bir top­luluğuz. Ancak güneş doğduktan sonra uyanabiliyoruz" dedi.

Resul-i Ekrem:

- "Uyandığın vakit hemen kılıver" buyurdu

(Mişkat s. 282).

İslam dini, kadınla erkeğin arasındaki karşılıklı hak ve va­zifelerini en kamil bir usulde tanzim etmiş bulunmaktadır. Onlar arasındaki huzurun ahenkli olarak devamı için tesis edi­len bu vazifelerin zamanında yapılması ve hakların hak sahip­lerine ödenmesi gerekmektedir.

Kocasının cinsi münasebette bulunma isteğini en­gellememek, kadının kocasına karşı olan görevlerinden biri­dir.Nafile oruç tutmak isterse, bunun için kocasından izin ol­mak zorundadır. Çünkü kocası kendisi ile oruçlu iken cinsi münasebette bulunamamaktadır. Kocasının bu arzusunu ye­rine getirmek bir itaat olduğu için, aksini meydana getirmeye sebep olacak hususlardan kaçınmalıdır. Yine bu hükümlerden anlaşılıyor ki, .bir kadının kocasının arzularına riayet etmek üzere ona itaat etmesi, dini bakımdan nafile olan ibadetlerden efdaldir. Bunun içindir ki, bir kadın Ramazan ayı:iun orucu ve Ramazandan tutamadığı orucu kaza etmek için oruç tutmaktan başka, izinsiz oruç tutamaz. Nafile oruç tutması için kocasının kendisine izin vermesi lazımdır. Zira bir kadın kocasının hakkını yerine getirmedikçe Allah Teala'nın hakkını ödemiş sayılmaz. Öyle ya, kocaya itaat etmek Allah Teala'nın emri olduğuna göre, kocasına itaat etmeyen bir kadın, Allah Teala'nın emrini terk etmiş, yerine getirmemiş olur ki, buna da Allah'ın hakkının yerine getirilmemesi denir.

Kadın nafile oruç için yanında duran kocasından izin al­malıdır, yoksa kocası seferde olan bir kadının nafile ibadet için kocasının müsaadesini alması şart değildir. Nafile namaz kılabilir, oruç tutabilir.

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com