Şu inkar edilemez bir gerçektir ki, iyi kadınlar, kocalarına karşı itaatli olurlar. Böyle olan kadın, kocasına en küçük bir leke dahi kondurmaz. Kendisini, malını, mülkünü, şeref ve haysiyetini korur. Bunları yapmakla kadın en büyük dini görevini yerine getirmiş olur. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor ki:
" ... İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi (hak) larını (Kur'an-ı Kerim'de) nasıl koruduysa onlar da, öylece göze görünmeyeni (erkeğinin gıyabında malını, mülkünü, şeref ve haysiyetini, namusunu, bir de ev sırlarını) koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden (itaatsizliklerinden) yıldığınız kadınlara gelince: Onlara (evvela) öğüt verin (vazgeçmezlerse) kendilerini yataklar (ın) da yalnız bırakın. (Yine kar etmezse) döğün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok büyüktür."
(Nisa süresi: ayet: 34)
Görülüyor ki, ayet-i kerimede kocasına itaat eden kadın iyi olarak, kocasına itaat etmeyen kadın da şerir ve serkeş olarak anlatılıyor. Binaen'aleyh, kadının iyi olması için kocasına itaat etmesi gerekmektedir. Kocasına itaat etmeyen kadına iyi kadın denmez. Çünkü o Allah Teala'nın emirlerinden birini terk ettiği için, Allah Teala ona iyi kadın demiyor. Onun içindir ki, kocasına itaat eden kadın hakkında Peygamber aleyhisselam bir hadis-i şerifinde: "O kadın cennetin kapılarından hangisinden dilerse girsin" buyurmaktadır.
Kadın, kocasının kendisinden istediği hususlara baksın.
Eğer kocasının istedikleri dine uygun ise, ona itaat eder. Eğer dine uygun değilse itaat etmez. Zevcelik vazifeleri noktasında kadının kocasına mutlaka itaat etmesi lazımdır. Bu hususta varid olan Hadis-i Şerifleri gözden geçirirsek, işin önemini daha iyi anlarız.
“Kadın beş vakit namazını kıldığı, (Ramazan) ay (ı) orucunu tuttuğu, ırzını koruduğu ve kocasına itaat ettiği zaman cennete girer.”
(Feyzü’l-kadir c.1, s.392)
Kocasına itaat eden kadına verilecek mükafat itaat etmeyen kadına verilecek cezayı Peygamber Aleyhisselam bu hadis-i şeriflerinde açıktan açıpa beyan buyurmuştur. Ancak şu gerçeği de unutmamamız gerekir ki; kadının kocasına olan itaati sınırlıdır. Kadının kocasına meşru olan isteklerine itaat etmek zorundadır. Yoksa meşru olmayan, dinen yasak ve günah olan işlerde kocasının isteğine uymak zorunda değildir. Çünkü Allah’a isyan olan yerde kula itaat edilmez.
Kocaya hizmet, Allah’ın emrine bağlılıktan (sadakatten) doğmaktadır. Sadakat ile “sadaka”nın hem telaffuz, hem de sevap yönünden, birbirine yakınlığı vardır. Sadakada Allah’ın emrine sadakat görülmektedir. Sadakatte ise sadakanın sevabı ve neticesi gizlidir. Bu sebeple birini işleyen diğerini de elde eder.
***
Ashabı kiramdan Muaz bin Cebel Şam'dan, dönmüştü.
Gelince Peygamberimize secde etti. Peygamberimiz:
- Bu nedir ya Muaz? dedi. Muaz da:
- Ya Resulallah Şam'a gittim. Baktım ki oradakiler papaz
ve piskopozlara secde ediyorlar. Benim içimden de sana secde etmek geldi, dedi.
Bunun üzerine peygamberimiz buyurdular ki:
"Eğer, (insanın Allah'tan başka) herhangi bir kimseye, secde etmesini emretseydim, muhakkak ki kadına, kocasına secde etmesini emredecektim. Böyle bir emri de kocanın zevcesi boynunda bulunan haklarının büyüklüğünden verecektim."
Bu hadis-i şerifte bir incelik vardır: Allah'tan başka hiçbir kimseye secde edilmez. Bu olacak şey değildir. Peygamberimiz (s.a.v.) de ona işaret ederek, bunun mümkün olmadığına dikkat çekmek istiyor ve, "Ben bir kimseyi Allah'dan başkasına secde ile emr (edemem ya, böyle bir şeyi farz edelim ki emr) edecek olsaydım, kadını, kocasına secde etmesini emrederdim" demek olur. Yoksa tazim maksadı ile Allah'tan başkasına secde "Küfür" dür.
"Hangi kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse, o kadın cennete girer."
(Tirmizi, ve İbni Mace s. 595)
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !