İslamiyette aile reisi erkektir. Kendisine karşı baş kaldıran eşini dövebilir. Evlilik birliğini yıkmaya yeltenen bir kadın dövülmeyi haketmiş demektir. Yine Allah emirlerinden birine yan çizen veya O'nun yasaklarına aldırış etmeyen kadın da dövülebilir.
Ama bu dövme hiç bir zaman aşırı derecede ve bir yerini kanatacak ve kıracak şekilde olamaz. Aişe (r.a.) validemiz buyurdular ki:
"Allah'ın Resulü, ne bir hizmetçiye, ne de bir kadına asla vurmamıştır."
(İbni Mace)
Peygamberimiz (s.a.v.) kadınları kastederek;
"Allah'ın kullarını dövmeyin." buyurduğu zaman, kadınlar bundan yüz buldular ve şımarmaya başladılar. Hz. Ömer (r.a.) Resulüllah'ın yanına gelerek:
"Ey Allah'ın Resulü!. Kadınlar kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar" diye şikayette bulundu.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) erkeklere haklı yerlerde kadınlarını dövmeye izin verdi. Bu kere de kadınlar Peygamberin hanımlarına başvurarak kocalarından şikayetçi olmaya başladılar. Neticede Peygamberimiz (s.a.v.):
"Muhammed ailesine bir çok kadın başvurarak kocalarından şikayet etmektedirler. Hanımlarını dövenler şüphesiz ki sizin iyileriniz değildir" buyurdular.
Karı-koca arasında zaman zaman anlaşmazlık olabilir.
Bunu normal kabul etmelidir.
Eğer geçimsizlik kadından geliyorsa, o zaman erkeğin onu edeblendirmesi ve onu itaata zorlaması hakkıdır. Böylece kadın mesela namazı terkettiği zaman erkek onu, namaz kılmaya zorlayabilir. Ancak onun yola gelmesinde sert değil yumuşak hareket etmelidir. Şöyle ki, evvela tatlı dille öğüt verecek, kendisini Allah'ın azabından sakındıracak ve korkutacaktır. Eğer bu şekildeki öğüt ve tavsiyeler fayda vermezse, yatakta ona sırtım çevirecek veya yatağını ayıracaktır. Evde beraber yattıkları halde, bir geceden üç geceye kadar onu terk edecektir ... Eğer bu da fayda vermezse onda yara ve bere izleri bırakmayan bir vuruşla onu dövecektir. Öyle bir dövme ki, canını acıtacak, fakat herhangi bir kemiğini kırmayacak ve bedeninden herhangi bir kan akıtmayacaktır. Dövdüğü zaman, yüzüne vurmayacaktır. Zira yüze vurmak yasaklanmıştır. Allah'ın Resulüne bir ara denildi ki:
- Kadının erkek üzerindeki hakkı nedir? Resulüllah:
- Yediği zaman, ona yedirmek, giydiği zaman da onu giydirmek, yüzüne karşı çirkinliğini söylememen. Kendisine ancak yara-bere açmayan bir şekilde vurmak. Kendisini ancak yatakta terketmektir, buyurdu.
Erkek karısını hafifçe dövmek suretiyle yola getiremeyeceğini anlarsa yani dayağın faydası olmayacağı ortaya çıkarsa, hafif de olsa dövmesi doğru değildir. Çünkü kadını dövmekten maksat, onu yola getirmek ve terbiye etmektir. Bu maksat yerine gelmeyecekse, dövmek manasız olacağından, lüzum yoktur.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !