Bir deve tüccarı Mekke'ye deve satmaya gelmişti.
Deve almak isteyenlerden birisi de, müşriklerin büyüklerinden Ebücehil'di. Develerden birisini beğenip aldı ve parasını getireceğini söyledi. Deveyi alıp götürdü ama parasını bir türlü getirmiyordu. Alacağını kolay kolay alamayacağını anlayan deve tüccarı, bu parayı nasıl alacağını soruşturmaya başladı. Kendisine Peygamberimiz'i tavsiye ettiler ve:
- Ona git. Muhammed herkese iyilik eder, alabilirsen ancak onun vasıtasıyla alabilirsin, dediler. Ama o gün için müslümanlar zayıf, kafirler ise kuvvetliydi. Üstelik de Ebucehil ile Hazreti Rasulüllah arasında inanç yönünden çekişme vardı. Dolayısıyla pek ümit yoktu. Ama deve tüccarı olan şahıs kendisine yapılan tavsiyeye uyarak Peygamberimiz'i buldu ve durumunu anlattı. Ebucehil'in, deveyi alıp parasını vermediğini söyledi.
Peygamberimiz, adamı alıp doğruca Ebucehil'in evine gittiler. Kapıyı vurdular. Kapıyı açan Ebucehil korkulu bir vaziyette Peygamberimiz'e bakıyordu. Peygamberimiz kendisine sordu:
- Bu zatın devesini satın almış fakat parasını vermemişsin. Bunun parasını ver.
Ebucehil titreyerek:
- Derhal Ya Muhammed, diyerek içeri gitti ve parayı getirip adama verdi. Verdikten sonra da, korkulu bir vaziyette derhal içeri girdi.
Toplu olarak ne olacağını bekleyen müşrikler bu acaip durumu gördükleri ve adamın parasının derhal verildiğine şahit oldukları için, bir şey anlayamamışlardı. Çünkü Ebucehil, Hazreti Rasulüllah'ın söylediklerine kulak asmak bir tarafa, ona hakaret ederdi. Şimdi ise tir-tir titriyordu.
Bunun sebebini sormaya hazırlanırlarken Ebücehil de onlara doğru geliyordu. Hep bir ağızdan:
- Ya Ebücehil, biz senin Muhammed'i kovacağını sanıyorduk. Sen ise kovmak bir tarafa hemen onun dediğini yerine getirdin. Bunun sebebi nedir? dediler. Ebücehil de:
- Ben de bunu size anlatmaya geldim, diyerek şunları söyledi:
- Muhammed gelip kapıyı çaldı. Kapıyı açtığımda bir de ne göreyim. İki omuzunda iki aslan ağızlarını açmışlar bana doğru hücum ediyorlardı. Onların yuları da Muhammed'in elindeydi. Onları bırakıverse beni parçalayacaklar sandım. Aldığım develerin parasını vermemi istedi. Hemen verdim ve içeri girdim. Eğer itiraz etsem de o da arslanların yularlarını bırakıverseydi, beni bir anda parçalayacaklardı.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !