Musa Aleyhisselam cennetteki komşusunu merak eder ve Allah'a iltica ederek, cennette kendisine kimin komşu olacağını bildirmesini ister.
Allah Celle Celalühü tarafından bildirilir ki:
- Ey Musa, senin cenneteki komşun falan yerdeki kasaptır.
Musa Aleyhisselam doğru o kasaba gider. Kendisine misafir olmak istediğini söyler. Kasap Hz. Musa'yı evine misafir eder. Yemek vakti geldiği zaman kasap Hz. Musa'ya:
- Siz buyurun, benim bir vazifem var, diyerek kalkar, tavanda asılı olan zenbili (sepeti) indirir. Orada küçücük bir canlı bulunmaktadır. Pişirdiği eti ona yedirir. Sonra Musa Aleyhisselam'ın yanına gelir. Hz. Musa meseleyi sorar. Kasap der ki:
- O zenbildeki, benim annemdir. Kendisi hastadır. Ben her akşam gelir onun hizmetini yapar, altını temizlerim. Fareler zarar vermesin diye giderken yukarı kaldırırım. Belki karım anneme bakmaz diye de evlenmedim. Hizmetini sadece kendim yapıyorum. O da bana hep 'Ya Rabbi benim bu oğlumu cennette Musa’ya komşu eyle" diye dua eder.
Bunun üzerine Hz. Musa kendisini tanıtır ve Allah'ın kendisine bildirdiği hususu açıklar. Kasap oldukça sevinir.
* * *
Hasan Basri Hazretleri, hacda tavaf esnasında bir genç görür. Genç, sırtında bir zenbil olduğu halde tavaf etmektedir. Bu durum Allah'ın evine karşı saygısızlık gibi olacağından, onu ikaz etmek ister. Gence:
- Ey delikanlı niçin sırtında zenbille tavaf ediyorsun? Bu durum, Allah'ın evine karşı da saygısızlık olur, der. Bunun üzerine genç:
- Efendim, bu boş bir zenbil değildir. İçinde annem vardır. Yedi defadır Şam'dan buraya onu bu zenbil içinde getiriyorum. Sırtımda haccediyorum. Bu hareketimle acaba onun hakkını ödeyebildim mi? der. Hasan Basri Hazretleri:
- Ey genç, analık hakkını bir tarafa bırak, sen annenin karnındayken, bir taraftan bir tarafa dönmenin hakkını bile ödeyemezsin. Çünkü annenin hakkı çok büyüktür. Ödenmez, buyurur.
* * *
Şeyh İshak Hazretleri annesinin bulunduğu kabirden geçerken bakar ki annesi kendisine kırgın vaziyette. Kendisi veli bir zat olduğu için manevi konuşmayla, bunun sebebini annesinden sorar. Annesi şöyle cevap verir:
- Ben sana şu sebepten kırgınım. Sen buradan geçtiğin halde beni ziyaret etmedin. Halbuki her geçtiğin zaman, ben hem senin yüzünü görmek, hem de beni ziyaret etmeni isterim. Eğer ziyaret etmeden gidersen, sana kırılırım, der.
Onun için annelerin kabirlerinin yanından her geçişte onları ziyaret etmelidir. Onlar ne kadar çok ziyaret edilirlerse, bizlerden o kadar memnun olurlar. Ne kadar memnun olurlarsa, Allah da bizden o kadar memnun ve razı olur.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !