Ebü Nasr Semerkandi Hazretleri bir medreseye gider. Bakar ki bir kısmı ilimle bir kısmı da ibadetle meşgul olmaktadır. "Bu durumda bunları aç kalması gerekir" diye düşünür, medresenin bakıcısına sorar:
- Bunların yemekleri nereden geliyor?
- Senin dişlerinin dibinden geliyor.
Bu cevaptan bir şey anlamaz. Döner gider. Gider gitmesine ama, dişlerinde dayanılmaz bir ağrı başlar. Şehrin yabancısı olduğu için, önüne gelenlere dişinin fena halde ağrıdığını söyler. Kime sorarsa derler ki:
- Bizim dişimiz ağrıdığı zaman, falan mahalledeki medreseye yiyecek bir şeyler götürürüz, onların dualarıyla ağrı geçer. Sen de öyle yap.
Meseleyi anlar. Doğru medreseye gider. Bir koç alır, bir miktar da ekmek alarak medreseye verir. Fakat medresenin hizmetçisi kabul etmek istemez. Ebu Nasr Hazretleri
"İşte bunlar sizin bana söylediğiniz gibi, benim dişlerimin dibinden geliyor" der. Hizmetçi o zaman kabul eder.
Medresede bulunanlar toplanıp dua ederler, Onda da diş ağrısından eser kalmaz.
* * *
Bir kimse evinde bir koç beslemektedir. Bir ara hanımıyla arasında münakaşa çıkar. Hanımına karşı:
- Eğer ben de koçu yarın hiç sevmediğim kimselere vermezsem, sen benden boş ol, der.
Meseleyi kadıya söylerler. Kadı:
- Eğer dediğin gibi yapmazsan karın boş olur, der.
Adam düşünür, der ki:
- Benim hiç sevmediğim kimseler medrese talebeleridir. Yaptıkları hiç bir şey yoktur, der.
Ve koçu götürüp medreseye teslim eder.
Onlar da koçu alıp Allah'a şöyle dua ederler:
- Sana şükürler olsun Ya Rabbi. Bizi hiç sevmeyen ve bizim işe yarar hiç bir iş yapmadığımızı açık açık söyleyen kimseler sebebiyle bizi rızıklandırıyorsun.
* * *
Semerkant'ta bir medresede, yenilen yemek arttıktan sonra, medresenin şeyhi artan yemeğin ya fakirlere, ya hayvanlara, veya kiliseye verilmesini emretmiş. Kiliseye götürüp vermişler. Sabahleyin orada bulunan hıristiyanlar topluca gelip müslüman olmak istediklerini söylemişler. Şeyh de onlara İslamı anlatmış, hepsi müslüman olmuşlar.
Şeyh hazretleri, yemeğin artanının kiliseye götürülmesini söylediği zaman oraya verilmesini istemeyen hizmetkara "Nasıl, yemeklerin kalması mı iyiymiş yoksa götürülmesi mi?" diye keramet izhar etmiştir.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !