Ömer ibni Abdülaziz, aynen Hz. Ömer (r.a.) gibi adaletiyle meşhur bir Emevi halifesiydi. Derler ki, dört büyük halifenin beşincisi de Ömer ibni Abdülaziz'dir.
Bu mübarek zatın oğlu bir gün ağlayarak gelir:
- Babacığım, arkadaşlarım beni ayıplıyorlar. Sen halife oğlusun. Sana böyle yamalı elbise giymek yakışıyor mu? diyorlar, der.
Halife, hazine vazifelisine bir yazı yazarak, bir ay sonra alacağı maaşına mahsuben 20 günlük para verilmesini ister. Hazineyle vazifeli zat da:
- Ya Halife, eğer 20 gün daha yaşayacağınıza eminseniz verelim, diye cevap gönderince bunu oğluna okuyup der ki:
- Oğlum, sen yine bu eski elbiselerle ilim öğrenmeye devam et. Ben 20 gün yaşayacağımdan emin değilim.
Bu zat, Zeyd bin Mahleb isimli şahsı Horasan'a vali olarak tayin etmişti. Onu bir kenara çekerek şu tavsiyelerde bulundu:
- Ey Zeyd! Kimseye zulüm etme. Ben kendi gözümle gördüm. Benden önceki halife Abdülmelik ölüp kabre konmuştu. Nereden geldiği belli olmayan bir darbe vuruldu. Hatta o darbeyle tabutun bir tarafı kırıldı. Bunu gören ve halifenin veli olan oğlu:
- Babam hayattayken adaletle hareket ederdi, deyince kabirden şöyle bir ses geldi:
- Hayır, adaletli değildi. Zira ceza vermekte acele ederdi. O hal zulüm sayılır.
Onun için, ceza verirken bile acele etme. Allah'tan daima kork. Rasülüllahtan utan. Şeriata hakkıyla riayet et. Böyle hareket edersen, o insanların şefaatlarına kavuşursun.
Bu nasihatlardan sonra vazifesine gönderdi.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !