Bilindiği gibi, Yusuf Aleyhisselam peygamberler içinde en güzel olanıdır. Güzelliği dillere destandı.
Bir gün bir dostu Yusuf Aleyhisselam'ı ziyaret etti. Konuşuldu, söz sözü açtı, derken Hz. Yusuf dostuna laf olsun diye:
- Söyle bakalım. Bana ne hediye getirdin, dedi.
Dostu, gerçek dost, akıllı bir kimseydi, dedi ki:
- Ey Yusuf! Sana ne hediye getirmek istedimse de hiç birini sana layık bulamadım. Çünkü, bir altın madeni ne bir kaç gram altın götürülemiyeceği gibi ve bir okyanusa birkaç damla su layık olmadığı gibi, baharatın anavatanı olan Hindistan'a baharat götürmenin yersiz olacağı gibi, senin gibisine de ne getirsem layık olmayacağını düşündüm ve bu hususta aciz kaldım. Sonunda sana en münasip olan hediyeyi buldum. Sana bir ayna getirdim. Ona bakar o güzel yüzünü görürsün. Yüzüne bakar sevinir beni hatırlarsın.
Yusuf Aleyhisselam arkadaşının bu hediyesine ve sözlerine çok memnun oldu.
Evliyaya ve Peygamberlere verilen hediyelerin ve Allah'a yapılan ibadetlerin değeri maddi cihetiyle ölçülmez. Onları değerli kılan şey, onlarda bulunan ihlas ve samimiyet ve iyi niyettir. Düzgün de yapılsa, iyi niyetle yapılmayan ibadetler makbul değil, eksik de yapılsa, iyi niyetle yapılan ibadetler Allah indinde makbul ve müteberdir. Aşağıdaki hikaye de olduğu gibi.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !