Hadâne: (Kucağa almak ve kuluçka olmak, demektir ki) besleyip büyütmek üzere, yanında bulundurmak mânâsını, tezammun etmektedir. Sahibine (hâdine) tâbir olunur ki, valideye ve sâir ehli hadâneye, şâmildir.
Çocuğun nafakası — valideyni arasında, zevciyyet gerek kaim olsun, gerek olmasın — babaya ve hadânesi anaya âittir.
Evlâdın, mâlî menafiine, baba daha kaadir olduğu için, çocukların mâlî işleri ricale — (babalara) ve bedenî menafii — bu işe valide daha iyi bakabildiği için, — onların bedenî işleri, nisâya — analara âit ve muhtastır.
Pederler, infaka mecbur, ve valideler, hadâneye gayri mecburdur.
Hadâne erbabı tertip üzere, şunlardır: Anne, anne anne, baba anne, ana baba bir hemşire, anabir hemşire, baba bir hemşire, ana baba bir teyze, ana bir teyze, baba bir teyze, ana bir hala, ana baba bir hala, baba bir hala (1).
Çocuğun erkek ise, yedi ve kız ise, dokuz yaşına kadar, hadâne hakkı kendi annesi var ise onundur (2). Yok ise, ve yahut hakkı sakıt olmuş ise, sırasiyle diğer hadâne erbâbınındır. Erkek çocuk, kadınlardan müstağni oluncaya kadar, — ki, kavli müfti ile yedi yaş ile takdir olunmuştur — (3) ona, annesinin hadânesi ehaktır. Ondan sonra babasına verilir (4). Kız çocuk, rivayetin zahirinde, bâliğ oluncaya kadar, — ki, kavli müftâ bih üzere dokuz yaş ile takdir olunmuştur — (5) ona, annesi ve büyük anası, ehaktır (6). Bülûğdan sonra, kız dahi, hıfz ve sıyanete muhtaçtır ki, onda da ana baba akvâ ve ehdâdır.
Gerek erkek ve gerek kız çocuk için, hadâne sinninden sonra ve bülûğdan evvel, ebeveyninden birini tercih etmekte, muhayyerlik yoktur. Annesinden ayrılacak yaşa vâsıl oldukta, çocuğu — muhayyirlik olmadan — baba alır.
Çocuğun menfaati itibariyle, anne hadâne hakkına malik olabilmek için, hür ve âkil ve emin, ve hıfz ve sıyanete kaadir, ve ecnebi zevcten hâlî olmak şarttır.
Mezkûr şartları hâiz olan valide, gayri müslime dahi olsa ve hattâ mecusiyye dahi bulunsa, çocuğa ehaktır. Çünkü şefkat, dinin ihtilâfı ile muhtelif olur şey, değildir. Şu kadar ki, müslim çocuk, dini teakkul edip de, küfre ülfet etmekten korkulursa, hadâne hakkı müddetinden evvel, dahi, gayri müslim annesinden alınabilir.
Zikrolunan şartlara binaen, cariye azat olunmadıkça, çocuğa ehak değildir (7).
Lâkin çocuk, rakîk ise, mevlâya âit olduğu için, annesi ona ehak olamaz.
Âkile olmayan ananın, hadâne hakkı da, olmaz.
Ebe ve ölü yıkayıcı ve hamam ustası gibi, evde ve dışarıda, birçok iş ve meşguliyetleri olup da, çocuk hakkında emniyetli olmayan valide, hadâne hakkından, sâkıttır.
Mürtedde olup da, haps olunmaktan, ve facire olup da, kendi havasiyle ve hattâ, şuna buna hanendelik etmekle meşgul bulunmaktan, ve yahut çocuğu, ona buğz edenler arasında bulundurmakta olduğundan nâşi, veledini idareye ve siyanete kaadir sayılmayan, ana hadâne hakkından sâkıttır.
Çocuğun mahremi olmadan, yabancı bir kimseye varan, anne dahi hadâne hakkından sâkıttır (8).
Validenin vardığı koca, çocuğa amca olmak gibi, yabancı değilse, hakkında hadâneye mâni olmadığı gibi, «mâni gidince memnû avdet etmek» kaidesince, yabancıya varmış olmak suretinde dahi, ondan ayrılmasiyle, —sâkıt olmuş olan— hadâne hakkı, avdet eder.
Daha musir — dar elli — iken, çocuğu meccanen hadâneden imtina eyleyen valide dahi, meccanen bakıcı bulunmak suretinde, hadâne hakkından sukut eder. Lâkin, çocuk babasının yanında iken, annesinden esirgenmez: annesi her zaman gelip onu görebilir.
Valideden sonra, yâni onun, ya vefatına, yahut kabulden imtinaına (9), veya hakkını iskatına (10), mebni, hadâne hakkı anne annesinindir. Ondan sonra, baba annesinindir.
Hâdine, gerek çocuğun kendi annesi olsun, gerek onun gayri, hadâne erbabından biri bulunsun, hadâne hakkının sübut veya sukutuna, mütaâllik ahkâmda, müsavidirler. Birinde, mer'î bulunan şartlar, diğerinde daha mer'î ve muteberdir. Hadâne için, hiç birine cebir olunamaz. Meğer ki, çocuk başka meme, almamak ve yahut ne pederde, ve ne sabînin malında emzirme ücreti için, kudret olmamak suretiyle, hadâneye teayyün etmiş ola. O halde, cebir olunur. (Kitab-us-savmın, mübah kılan özürleri faslındaki ridâ bahsine bakınız.)
Çocuğun annesi, babasına nikâhlı, yahut rec'î mutedde olmadıkça (11), hadâne ücretine müstahak olur. Ve bu ücret, ridâ ücretinden ve çocuk nafakasından başkadır (12). Peder onu, bir meskende bulundurur. Ve hizmetçi lâzımsa, onu da tutar.
Rida kitabında mezkûr olduğu üzere, menkuhanın ve hattâ rec'î muteddenin, kendi çocuğunu hadâne ve emzirmek için, ücret istemeğe hakkı yok ise de, bir kimsenin zevcesi, o kimsenin diğer zevcesinden olan çocuğuna bakmak için, menkuhası olduğu halde dahi, ücret hakkı olur.
Çocuklu olsun, olmasın mehri muaccelini, almış olan nikâhlı, zevci yanından, ve mutedde iddet evinden, ayrılmadığı gibi, çocuklu olan mutedde, iddeti bittikten sonra dahi, çocuğu alıp — sefer mesafesi — olan mahalle, nakledemez (13). Meğer ki, köyden şehre intikal etmiş ve yahut kendisinin nikâhlandığı, vatanına avdet eylemiş ola.
Bu istisna dahi, valideye muhtastır. Validenin gayri olan, hâdine, pederin izni olmadıkça, çocuğu bir yere nakledemez.
Hadâne hakkı bâki olan annenin, rızası olmadıkça, baba dahi çocuğu, anasının bulunduğu beldeden başka yere götüremez (14).
Valide başka kocaya varmak, ve hadâne hakkı intikal edecek, kimse bulunmamak takdirinde, çocuk babaya kaldığında, validenin hakkı, avdet edinceye kadar, baba onu, sefer mesafesine kadar, nakledebilir.
Hadânede olan çocuğu, hâdine pederine, ve çocuk pederde kalmış olduğuna göre, peder, validesine göndermek, mecburiyyeti yoktur. Gelip görmekten manedilemez.
---------
(1)Küçük Zeydin, bakımı baba annesi Zeynep ile, liebeveyn kız kardeşi Haticeden hangisinindir? Cevabı: Zeynebindir.
Küçük Zeydin bakımı, baba bir dayısı Amr ile, amcası Bekirden hangisinindir? Cevabı: Bekirindir.
Küçük Zeydin bakımı, anne annesi Hind ile, babasının er kardeşi kızı Haticeden hangisinindir? Cevabı: Hindindir.
Küçük Zeydin, kadınlardan kimsesi olmayıp, erkeklerden, anasının babası, Amr ile, baba babası Bekirden gayri kimsesi olmasa, Zeyde bunlardan hangisi, bakmak gerekir? Cevabı: Bekir.
Sagire Hindin bakımı, annesinin anne annesi Zeyneb ile, babasının annesi Haticeden hangisinindir? Cevabı: Zeynebindir.
(2)Süt annenin hadâneye hakkı olamaz. Süt hemşire ve teyze ve hala dahiböyledir.
(3) Çünkü, yeme ve içme ve giyim ve temizlikten ibaret olan, dört emrin husulünde, galip olan yaş, odur. Eğer çocuğun yaşında, ebeveyni ihtilâf ederlerse, yalnız başına, o işleri yapabilmesine bakılır. Bunlara kaadir olan çocuk, babasına cebren verilir. Çünkü, onun nafakası gibi, korunması dahi, —icma ile— babayadır.Baba, bu bapta cebir görür. (Ve keza, sair asabat dahi öyle). Sayılan o işlerin tamamına veya bâzısına kaadir değilse, babasına verilmez. (İstincadan) kasd olunanhacete göre, giyinmeğe ve donunu çözüp bağlamağa ve taharetlenmeğe, kaadir olması, maksuddur.
(4) Çünkü, erkek çocuk, kadınlara ihtiyaçtan müstağni oldukta, ricâlin âdâpve ahlâkı ile, müeddeb ye mütehallik olmağa, muhtaç bulunur. Buna baba dahakaadirdir.
(5) Sinni iştihâ için, mukadder hadd yoktur. Çünkü, bu kadının haline göredeğişir.
(6) Gerek anne annesi olsun ve gerek baba annesi olsun. Çünkü, kız çocuk, istiğna sinninden sonra, kadınlık âdâbını öğrenmeğe muhtaç bulunur ki, bunada, kadın daha kaadirdir. Onların başkası da, onlar gibidir.
(7) Gerek ümme ve ümmü veled, ve gerek müdebbire, veya — kablel-kitabe—o çocuğu doğurmuş mükâtebe olsun, çünkü, onlar mevlânın hizmeti ile iştigal etmektedirler. Dürrü muhtar, hem de hadâne bir nevi vilâyettir, cariyelerin ise, kendilerine vilâyetleri yoktur. Başkalarına vilâyetleri olmamak, evleviyyettedir.İtâkolunduklarında, onlar dahi, hürreler gibi, olurlar.
(8) Öveyi baba, çocuğa az verir ve yan bakar. Huzuru risalette bir dul kadın:«Ta Resulullah, bu çocuğa batnım via, hicrim hava, sedyim sika idi. Şimdi, babasıonu benden almak istiyor» diye, şikâyetini arz eyledikte, hazreti Resulullah (sallallahu teâlaleyhi ve sellem): Sen kocaya gitmedikçe, ona ehaksın, buyurdular.
(9) Çünkü, hadâne teayyün etmedikçe cebri, olamaz.
(10) Haktan iskatı, hadâne şartlarına riayet edememekledir.
(11) Malûm olsun ki, talâkı rec'îden mutedde olan kadının çocuğunu emzirmekiçin, ücret istemek hakkı — ittifakla — yoktur. Mebtutede, iki rivayet vardır. Fetvâ,ücret istemeye hakkı, olduğundadır.
(12) Bu takdirde babaya üç şey lâzımdır. Emzirme ücreti, bakım ücreti, çocuknafakası.
(13) Peder, gündüzün gidip çocuğu görerek, gece kalmadan gelebilir derecede— yakın mesafede — bulunan yere, nakledilebilir. Meğer ki, çocuk, — ehli sivâd.ahlâkı ile mütahâllik olmakla — zarar görecek bir yer ola.
(14) Bu hüküm, âşikâr olduğuna göre, valideye muhtas değil, her hâdineyeşâmildir.