Ricât: İddetin bakasınca, mevcut olan nikâhı, idameden ibarettir. Kavlî ve fiilî olmak üzere, iki türlüdür.
(Ricâtı kavliye): Zevcei mutallâka, gerek hazır ve gerek gâib veya nâim olsun, zevc «ben zevceme müracaat ettim» demekledir.
Ricâtı fiilîye: Zevç, zevcesini okşamak veya öpmek yahut vatî gibi, ona zevc muâmelesi, etmekledir (2).
Mutallâkai rec'iyyenin, iddetini geçirmekte olduğu evine, zevc girebileceği cihetle, fiilî müracaat mümkün ise de (3), sözle müracaatten evvel, fiilen ricât, mekrûhtur.
Müracaatin gerek kavlîsi ve gerek fiilîsi, zevcenin ve — sagire olduğuna göre — velîsinin rızasına ve şahit ikamesine muhtaç değildir. Ricât şahitsiz, sahih olduğu gibi, kadının rızası ve hattâ malûmatı olmayarak dahi, sahihtir. Lâkin ricât edecek kocaya mensup olan, kavli ricâtını kadına bildirmek ve ricât fiilen olsa bile, onun husulüne iki âdil kimseyi, işhat eylemektir.
Ric'âtin derhal yapılmış olması lâzımdır (4). Gelecek zamana izafesi ve bir şarta tâlik edilmesi, doğru değildir.
Ricât, evvelki talâkları imha ve iskat etmez: Evvelce iki talâk vermiş olduğu zevcesine, üçüncü bir rec'î boşamada bulunan kimsenin, ondan hakkı ve helâliyyeti zâil olur. Verdiği talâkı rec'î birden ibaret ise, rücûdan sonra, hürre hakkında iki ve hür olmayan hakkında, bir talâk hakkı olmak üzere, zevcesinin nikâhı bâki bulunur.
Talâkı rec'î talâkın adedini azaltır. Ancak, nikâh hükmünü büsbütün refi ve izale etmez ki, talâkın adedi nihayet bulunmuş (5) ve yahut iddet müddeti bitmiş olmadıkça, zevc zevciyyeti bilâ ivaz iâde edebilir (6). Nikâhın yenilenmesine ve yeni mehir şart kılınmasına lüzum kalmaz (7).
İddetin inkizasından evvel, zevcin mutallâkai reciyyesine malikiyyeti ve ricat hakkı zâil olmamakla, aralarındaki zevciyyet kâim sayılır. Ve p müddet içinde, Zevceynden biri vefat ederse, diğeri ona varis olur. Zevcin tatliki, kendinin gerek sıhhat veya hastalığında olsun ve gerek zevcenin rızası veya ademi-rızası ile vukuâ gelmiş bulunsun.
Talâkı rec'î ile talâkı bâin arasında, on dört veçhile fark vardır:
1 — Nikâhın yenilenmesine muhtaç olmaz.
2 — Mehri tezyide muhtaç olmaz.
3 — Şahit ikamesine muhtaç olmaz.
4 — Kadının rızasına muhtaç olmaz.
5 — Zevce, sagire ise velisinin rızasına muhtaç olmaz.
6 — Zevc ona zıhar ederse, muzahir olur (8).
7 — İylâ ederse, müvlî olur (9).
8 — Zevcesini kazf ederse, lian lâzım gelir (10).
9 — Zevce iddette oldukça, Zevceynden birinin vefatında diğeri onavâris olur.
10 — Zevcenin iddeti içinde, zevci vefat etse iddeti, vefat iddetiolur (11).
11 — Zevce, talâkı rec'î iddeti içinde, süslenmeği terk etmek yoktur (12).
12 — Mezkûr iddette zevc ve zevce bir evde kalabilir. (Ricât vukubulmadıkça, aralarında bir perde bulundurulur.)
13 — İddeti içinde, azat edilen câriyenin, talâkı rec'î ise, iddeti, hürre iddeti olur (13).
14 — Talâkı rec'î nikâhı imha etmez, ona gevşeklik verir. Talâkıbain, nikâhı yıkar. Ve zikrolunan vecihlerin hepsinde, talâkı rec'îye muhalif bulunur (14).
İşte talâkı rec'înin hükmü budur.
Talâkın rec'î olabilmesi için, şunlar şarttır:
Evvelâ, zevce medhule olmak, ikincisi, talâk sarih söz ile olmak, üçüncüsü, ivaza makrun olmamak, dördüncüsü onda üç adedi (15), ne sarahaten ve ne de delâleten bulunmamak, beşincisi sarih olan sözde, ayrılmayı ifâde eder, bir sıfat ile sıfatlanmamak.
Mezkûr şartlara binaen, zevceye duhulden evvel verilen, talâk bain olduğu gibi, duhulden sonra dahi, niyyet ederek, «sen benden bainsin» gibi sarih söz ile talâk olmayan, yahut mal mukabilinde verilen veyahut «üç talâk ile mutallâka ol» veyahut «sen şöylece mutallâkasın» diye, parmaklariyle, üçe işaret olunan, yahut «sen benden talâkı bâin, kat'î ile en fena ve fâhiş talâk ile» veyahut «talâkı arîz veya uzun talâk yahut büyük talâk ile boşsun.» gibi, sıfatlar ile tavsif olunan, talâk, sarih lâfız ile olduğu için bâin vâki olur (16).
----------
(2) Fiili ricât: Yedi türlü olabilir, mukarenet, kaynaşmak ve kucaklaşmak,sarmaşmak, oynaşmak, tutuşmak, öpüşmek, tenasül yerine bakmak.
(3) Nesebin sübutu hususunca olan, imtidad mesaği bu imkâna mebnidir.
(4) Tâlik ve tehciz ve muâllâk ve müneccez kelimeler için, talâkın tâliki evveline bakınız.
(5) Malûm olduğu üzere, talâkın adedi hürrede üç ve hürre olmayanda ikiile nihayet bulur.
(6) Zeyd, medhule zevcesi Hinde, benden boş ol diye, onu tâlik ettikten sonra,Zeyd, Hinde iddeti içinde müracaat edip, nikâhını tecdit etmeden, Hind ile izdivaçmuamelesine kaadir olur mu? Cevabı: Olur.
(7) Yeni akde ve yeni mehre ihtiyaç, İddetin sona ermesinden sonradır. Kadının iddeti bittikte, mehri müecceli dahi, muaccel olur ki, onu kadın artık hemen ister. Meğer ki, mehir sâkıt olmuş ola.
(8) Zıhar ve muzahir tâbirleri için, kendi babına bakınız.
(9) İylâ ve muvlî dahi kendi babında beyan olunmuştur.
(10) Babı Hana bakınız.
(11) İddet babına bakınız.
(12) Hidad bahsine bakınız.
(13) İddet babına bakınız.
(14) Buna binaen, rec'î yaralama ve bain ise, öldürme gibidir, denir.
(15) Gayri hürre hakkında ise, adet ikidir.
(16) Bundan dolayı, bâzı kitaplarda sarih: rec'î sarih ve bâin sarih, diye ikinevi olarak gösterilmiştir. Zevcesine «sen benden, buradan Bağdada kadar boşsundiyen kimse, ona bir talâkı rec'î ikâ etmiş olur. Uzun ve büyük sıfatlariyle, tavsifetmedikçe, talâk bâin olmaz.