Nikâhlı kadının nafakası yâni, boğazı ve giyimi ve meskeni, kendisi yaşlı veya gayri müslime, ve kocası küçük ve fakir dahi olsa, zevcine vâciptir. Şu şartla ki, menkuha - maslahatı ricale - elverişli yaşta buluna, ve hastalığı cihetiyle, zevcine - medhul biha olamayarak - babası evinde kalmış olmaya, ve mehri muaccelini almış olduğu halde, zevcine karşı isyan ve îrâz üzere bulunmaya (1), ve başkasının memlûkesi olduğuna göre, tebevvüe edilmiş . yâni maliki onu her sûretle istihdam ve istimalden elini kesmiş ola - (2).
Bu gösterilen şartları haiz olmayan zevce, nafakadan sakıttır. (Sürriyyenin nafakası, milk sebebi ile (3), vâcip olduğundan, burada ondan bahse, ve zikrolunan şartları ahze, hâcet yoktur.)
Zevcenin nafakası, ücrete benzer bir karşılıktır ki, kocasının nef'î için, nefsini tutmuş olmasına bedel bir bağışlamadır (4). Sıla olduğundandır ki, iltizam edilmiyerek, zaman geçerse, sukut eder. Hapsi nefsin mukabili olduğundandır ki, zevcenin itaatsizliği ile sakıt olduğu gibi, magsube veya mahbus olmasiyle dahi, sâkıt olur (5).
Üzerine farz olan hac için, zevcenin mahremiyle müsaferetine, zevci mânî olamayacağından, hacce gittiğinde, gidip gelinceye kadar, nafakası, zevcine âit olmaz. Zevcini beraber götürmesi sûretinde, gittiği hac nâfile dahi olsa onu yine zevci infak eder. Şu kadar ki, yol masrafını çekmez.
Nafaka, zevceynin haline göre olur: Zengin zevcenin, zengin kocası agniya nafakasiyle (6), ve fakir zevcenin, fakir zevci fukara nafakasiyle, mükelleftir.
Zevceynin fakir ve gınaca, muhtelif durumda bulunmaları sûretinde, zevc, mutavassıt nafaka ile, mükellef olur: Zengin zevcenin, fakir kocası zevcesini, fakirenin üst derecesiyle, ve zenginin alt derecesi ile infak etmek lâzım gelir ise de, fakir zevc kendi çalışmasiyle muhatap olup, zevcenin ziyadece talebi üzerinde, fazlası bolluk haline muâllâk, borç olur. Fakir zevcenin, zengin kocası, kendi yediğinden, zevcesine yedirmek, ona vâcip değil, mendûp olur.
Zevc zevcesini infaktan aczini izhar etmekle veyahut nafakasız bırakıp dışarı gitmekle, araları tefrik olunmaz. Hâkim nafaka takdir eder. Takdirinden sonra, zevceye - ödünç almak - için, izin dahi verir. Zevc hazır ve mütemerrit ise, hâkim onun malına müracaat eyler.
Nafaka takdiri, zevceynin - mütefavit - hallerine göre, tenkisi veya tezyidi kabil olur.
Zenginin meskeni, fukara süknasına benzemeyeceğinden, mesken işi dahi zevceynin hallerine göre, olmak lâzım gelir.
Zevc zevcesini, kendi istediği mahalde, ve şu kadar ki, komşuları salihinden bulunan, bir evde iskân eder (7). Komşusuz hane, şer'î mesken olamaz.
Zevce kendi meskeninde, zevcinin ebeveyni ile beraber bulunmak istemeyebilir. Ancak haftadan haftaya onların - gece yatmamak üzere -gelmelerini ve onlar gelemedikleri takdirde, her hafta ziyareti ebeveynden, zevcesini menedemez.
Ebeveynden mâdâ olan akrabalarını ziyarete, zevcenin seneden seneye hakkı olur.
Yabancıları ziyaret ve iyadetten, ve düğünlere ve derneklere gitmekten zevc, zevcesini mene haklıdır (8).
Ziyaret gününün gayride, ebeveyninin bile, ziyafetine yollamayabilir. Zevcenin kisbe haceti olmaz. Kendisi ebe veya gasile (ölü yıkayıcı) dahi olsa, ve teayyünü cihetiyle, para almaması bile, lâzım gelse (9), zevc hakkının, kifaye olan farzlara tekaddümü olduğundan, çıkmasını menetmeğe, hakkı vardır (10).
Dîni meseleleri öğrenmek için, zevcesinin, ilim meclisine gitmesine - kendisi talim edemediği takdirde - bâzı bâzı izin verir (11).
Süslenmeği ve güzel koku sürmeği terk ettiği, ve içeride setri avret eylediği takdirde, kadınlar ve hususiyle lohusa bulunanlar, hamama gidebilirler.
Babası müzmin hasta olup ta, bakacak kimsesi bulunmayan zevce, gidip babasına - kâfir dahi olsa - bakabilir. Zevcin bunu mene hakkı olamaz. Şu kadar ki, orada oldukça - hac müddeti gibi - nafakasını zevc vermeyebilir.
Taamın hariçten tedariki, erkeğe ve dahilde hazırlanması, kadına âittir. Ev içinde - taşra âdetince - el değirmeninde un öğütmekten ve ekmek yapıp yemekten, ve - bizim usulümüzce - yemek pişirmekten imtina eden kadın, eğer kendisi hizmet eder zümreden değil veya âciz ve alîl ise, zevc üzerine lâzım olan, hazır yemek tedariki ve yahut yemek hazırlayacak bir kimsenin istihdamıdır. Eğer kadın, bu hizmetleri yapabilir cinsten olup hizmete kudretli ise, hazır yemek tedariki veya onun için adam istihdamı, kocaya lâzım olmayıp, onun bu hususta yapacağı şey, zevceye cebr etmek değil, katık vermemektir.
Evin dahilî işleri için, zevcenin zevcten ücret istemesi, câiz olamaz. Çünkü, o hizmetler, zevceye diyaneten lâzımdır (12). Resulü Ekrem (Sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) efendimiz hazretleri, hazreti Ali ile hazreti Fatime (Radiyallahu teâlâ anhuma) arasında, geçinme işlerini taksim buyurup, haricî işleri Hazreti Aliye ve dahilî işleri Hazreti Fatime ye âit, kılmışlardı ki, hazreti Fatime, üstelik bütün kadınların seyyidesidir.
Öğütmek âletinin ve mutfak edevatının tedariki ve döşemeden süpürgeye kadar, ev levazımının ihzarı ve beden ve elbisenin tanzifi için, su ve sabun gibi, şeylerin ve baş tarağının dahi satın alınması, hep zevc üzerine vaciptir. Her altı ayda hacetin teceddüdüne mebni, zevceye, yazlık ve kışlık kisve dahi almak lâzımdır.
Kına ve sürme gibi, süs malzemesinin satın alınması, zevce vâcip olmadığı gibi, yemiş parası ve - müptelâsı olup terkinden mütezarrir dahi olsa - kahve ve tütün parası dahi, zevc üzerine lâzım değildir.
Valide çocuğunu emzirmek için cebr olunamaz. Baba süt anası tutar. Valideye çocuğunu emzirmek, şer'ân değil, diyaneten vâciptir. Meğer ki, çocuk kendi anasının memesinden mâdâsını almaz ola. O halde, hukûkan dahi vâcip olur.
Emzirme üzerine, vâlidenin zevcinden ücret talebine hakkı olamaz. Meğer ki, iddeti sona ermiş mutallâka olmakla, nafakası zevcine âit olmaya. O halde, teberruan emziren olmazsa, validenin, ücret istemeğe hakkı olur. Nitekim zevc bir zevcesini, diğer zevcesinden olan, çocuğunu emzirmek için, kiralayabilir.
Hür olan baba, hür olan küçük fakir çocuğunu, oğlan ise, kazanma çağına kadar, ve kız ise. kocaya gidinceye kadar, infak etmek, ona vâciptir. Ve keza, kisipten âciz bulunan büyük çocuğunu, peder infak eder.
Baba hür olmadığına göre, çocuğun annesi, hürre veya mükâtebe ise, çocuğun nafakası ona, ve câriye ise, memlûk çocuğun nafakası - babası gerek hür ve gerek köle olsun - onun malikine aittir.
Hür olan çocuk, fakir olmadığına göre, nafakası kendinin malı hazırına âit olup, eğer malı gayip ise, babaya âittir.
Hür olanlara göre, müzmin hastalık yahut körlük veya çolaklık yahut akılsızlık gibi, âciz sebeplerine mebni, iktisap edemeyen, büyümüş çocuğun nafakası, babasına vâcip olduğu gibi, ya ilim tahsili ile meşguliyyetinden veya küçük işler ile iştigale utanır zümreden bulunmaktan nâşî, kazanamayan büyük çocuğun, ve umumiyyetle, koca sahibi olmayan, kız evlâdın dahi nafakası, babaya âittir.
Bu bapta pedere başkası müşarik olmaz. Meğer ki, baba dilenerek dahi kazanmağa kaadir olamayan - darlık içinde - olup ta, validesi bolluk içinde ola. O halde, nafaka babaya borç olmak üzere, çocuğu validenin infak etmesini hâkim valideye emreder. Validede dahi, infak iktidarı yok ise, ebeveyn ölmüş sayılarak, çocuğun nafakası - rücû etmeyerek -başkasına âit olur (13).
Din ihtilâfı çocuğun infakını ve zevciyyeti iskât etmez (14). Çocuğun infâkında, babaya, ve zevcenin infâkında kocaya, kimse müşarik olmadığı gibi, ebeveynin infâkı ve sahih tâbiri ile anasının babası dahi dahil olmak üzere - infakı - usul hususunda dahi, yesar ehli olan evlâda, hiç kimse müşarik olmaz. Kız ve erkek evlât, bu bapta miras hissesi üzere değil, - alesseviye - olmak üzere, muhtaç olan büyüklerini, infâk ederler. Usulden mââdâ olan ve fakir ve kisipten âciz bulunan ekarıbı, vakit ve halleri yerinde olanlar, irsî hisseleri nisbetinde, infâk eylerler.
Nesep ve zevciyyet, nafaka sebeplerinden olduğu gibi, milk dahi infak sebeplerindendir: Memlûkün nafakası, malikindir. Malik yahut memlük, gerek büyük ve gerek küçük olsun, ve erkek yahut dişi bulunsun.
Malik eğer infaktan imtina ederse, memlûkün nafakası, kazanmağa kudretli yâni bedeni sıhhatli erkek olmak ve mahallî beyi bulunmak şartiyle kendi kazanandadır. Sanat bilmez olması, mânî değildir. Nefsini icar edebilir. Eğer kazanmağa kaadir değil ise, - ki, fitne korkusundan güzel câriye öyle sayılır - malikine onun satılması emrolunur. Malik imtina ederse, hâkim satar. Müdebbir ve ümmü veled gibi, mahalli beyi değil - yâni satılması gayri câiz - ise, malik infak ile ilzam olunur.
Efendisinin infak etmediği memlûk, kisbe kaadir yahut kisbe mezun olmadığına göre, onun malından rızâsı olmayarak, kifâyet miktarı alır ve yer. Kisbe kaadir ve mezun olduğuna göre, alıp yiyemez.
Efendisi onun idaresini, dar tutmak suretinde dahi, efendisinin rızası olmayarak, malım alıp yemek, memlûke câiz olamaz.
Magsup memlûkün nafakası - malikine red ve iade edinceye kadar -gasıp üzerindedir. Gasıp, hâkimden nafaka veya satmak emrini istese de, hâkim ona icabet eylemez. Ve lâkin, hâkim memlûkün ziyamdan korkarsa, onu satar ve parasını, maliki için, saklar.
Memlûkün nafakasının, beytulmâle âidiyyeti kendi âzâdından ve infak edicisi bulunmamasından sonradır.
Memlûkün infakına yahut satılmasına icbar istihkak ehline mahsûs olmakla, sahibi hayvanını infaka, ancak diyaneten memûrdur (15) ki, hayvanın tâzibinden ve emvalin zıyaa uğramasından, nehiy buyurulmuştur.
------------------
(1) Zevcine itaat üzere olmayan kadına (nâşize) tâbir olunur. Nüşûz, kitabı talâkta, muhalâa faslında anlatılacaktır.
(2) Tebevvüe, için nikâhı rakîk babına bakınız.
(3) Bir kimsenin nafakası, başka bir kimseye vâcip olmak: Zevciyyet, neseb,milk misilli sebeplerin biri iledir. Başkasının nef'i yahut umumun menfaat için hapsinefs dahi, o cümledendir. Zevciyyet, nesebin aslı, ve nesep milkten akvâ, sebep olmakla biz burada, zevciyyet ve vilâd sebepleriyle olan nafakayı yazdık, memlûk veakraba nafakasından da, bahsettik. Mûtedde nafakasını, talâk kitabının iddet bahsine bıraktık.
(4) Muaveze akdi ile - tesmiye tarikiyle - mütehattem olmadığı için, hâlisücret kılınmamıştır.
(5) Meğer ki, zevcin borcundan dolayı, haps edilmiş ola. O halde nafakası,zevcine âit olur.
(6) Zevcenin hizmetinde olan kölenin nafakası dahi, zengin zevce âittir.Zevcenin rızası olmayarak, hizmetçisini, zevc ondan mutezarrir olmadıkça değiştiremez.
(7) Ve bir müstakil oda içinde bulundurmağa mecbur olur ki, oraya ne kendive ne zevci ehlinden hiç kimsenin, duhul ve beytutet hakkı olamaz. Kilidi olur. Vehelâ ve mutfak gibi, mürafıkı bulunur. Ona münise, yâni can yoldaşı bir kadın bulmağa, zevcin mecburiyyeti yoktur.
(8) Menahiden hâlî olmayan düğünlere ve mahallere izin verir ise, ikisi dahi asi olurlar.
(9) Salât kitabının ahkâmı cenaiz faslında beyan ettik ki, meyyitin gasli meccânen olur. Ücret talebi, kendisinden başka yıkayıcı bulunmak takdirinde caiz olabilip, başka gasil bulunmamak takdirinde, yıkamağa kendisi müteayyen olmakla,ücret istemek câiz değildir. Ebelik dahi böyledir.
(10) Farzı ayn, böyle değildir. Hac kitabında geçtiği gibi.
(11) Bir hadise oldukta, zevcin istiftadan imtinaı şartiyle, zevcenin hacetinemebni, ilim meclisine - izinsiz - gitmek dahi, câiz olur.
(12) Diyanet, fukaha ıstılâhında kazâ mukabilidir ki, müftüye müracaatte demektir. Kazâ mahkemeye müracaatta demektir.
(13) Ekaribine, o da mümkün olmazsa, beytûlmâle baş vurmak gerektir.
(14) Gayri müslime zevcenin bile nafakası, müslim zevcine vâcip olduğu gibi,mürted veledinin nafakası dahi, müslim pederine âittir. Ve bir müslimi fakirin,kudret sahibi ve fakat gayri müslim bir oğul ve bir de müslim kardeşi olmak suretinde,mirası kardeşine ve nafakası oğluna âittir.
(15) Binaenaleyh, hayvanın yemini lüzumundan az vermek,mekruh olduğugibi, sütünü çok sağmak ve zararlı olduğuna göre, hiç sağmayıp bırakmak dahi,mekruhtur. Süt sağana, müstahap olan, tırnaklarını uzatmamak ve hayvanın yavrusundan artanını sağmaktır.