Zevcesine hüsnü muamele ve muaşeret etmek, zevc üzerine, ve zevcin şer'â muvafık olan emirlerine itaat eylemek zevce üzerine, vâciptir. «Onlara hayır dileyin.»(Nisa: 19) kavli kerimiyle «Onlarla iyi geçinin.» hadîsi şerifi, kocalar üzerindeki vücûbe delîl olduğu gibi kadınlar üzerindeki vücûbe dahi, âtîdeki hadîs delildir ki, «Bir kimsenin bir kimseye, secde etmesini emredici olaydım, kocasına secde etmesini, kadına emrederdim» buyurulmuştur.

Zevc, zevceyi «Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler.» (Nisa: 34) kavli kerîminin gösterdiği ricalin şânı veçhile, himaye ve infak eder. Zevce dahi, onun malına mukayyet ve menziline mülâzım olup, izni olmadıkça, bir yere çıkmaz ve zevcinin malından, ondan izinsiz, kimseye bir şey vermez.

Nûr sûresinin otuzuncu âyetindeki emri celil ile, her müslim ve müslime, gözlerini ve avret mahallini, haramdan hıfz ile, memur ve memuredir. İffet ve mesturiyyeti muhafaza, farzı ayndır.

(Fes-sâlihâtü kanitâtün) kavli kerîmince, kadının salihası kanitesidir ki, zevcine mutî olanı, âsî ve hâin olmayanıdır.

Kitabın mukaddemesinde geçen ve meâli «Dünya hep metâdır, metâın da hayırlısı saliha kadındır ki, zevci kendisine nazar ederse, kadın onu mesrur eder ve zevcinin emrine itaat eyler ve gaybubetinde onu kendi nefsince ve zevcinin malını hıfz ve siyanet eyler.» hâdîsi şerifi hükmünce, insan ancak, saliha kadın ile evlenirse bahtiyar olur. Ve diğer bir hadîsi şerif mealince dahi, «Saliha kadın ve salih mesken ve salih binek, kişinin bahtiyarlığından, ve kötü kadın ve kötü mesken ve kötü binek, kişinin bedbahthğındandır.»

Zevcin zevce üzerindeki vilâyeti, tedîbiyyedir: Zevcesinin münasip görmediği, tavr ve sözünü, zevc terk ettirebilir, rızası olmadıkça, malı hakkında tasarruf ve mücadele edemez.

Zevc, zevcesini, zevciyyet muâmelesinden başka bir şeye, cebr edemez.

(Taharet) halinde, onu cebr edebildiği gibi, kendi nefsi için tezeyyüne ve «müslime olduğuna göre (1)» Hayiz ve nifastan ve Cünüplükten temizlenmeğe dahi, cebreder.

Zevc, zevcesini, bunlar için tâzir (2) edebildiği gibi, namazı terk etmesi üzerine dahi, tâzir eder (3).

Namazın gayri olan, ferâizin terki dahi, namaz gibidir.

Sarımsak veya çiğ soğan yemek ve tütün içmek gibi, kokusundan ezâ duyduğu şeyi yememesini ve kullanmamasını dahi, zevcesine emredebilir.

---------

(1) Muharremat faslında, kitabiyyenin istinkâh ve teserrisinin cevazı bahsinebakınız.

(2) Tâzir, tekdirden ibaret olmayıp haddin dûnunda olan tediptir.

(3) Bir kavle göre, zevcin onu tâziri, süslenme gibi nef'i kendine ait olan hususlardadır. Menfaati zevcenin kendisine ait olan şeylerde, onu tâzir edemez. Hindiyyede mezkûrdur ki, zevcesi namaz kılmaz olan kimse, mehrini ifaya kaadir olmasa bile, onu boşamak vardır. Dili uzun ve ezacı, yahut namazı târik olan, zevcenintalâkı vâcip değil, müstahaptır. Hazreti İbni Mes'uddan (radiyallahu teâlâ anhu)mervidir ki, müşârünileyh, mehri zimmetinde olarak, Cenabı Hakka mülâki olmaklığım namaz kılmayan bir kadın ile, muaşeret etmekliğimden hayırlıdır, demiştir.

   
© incemeseleler.com