(Hac ibâdeti) ömürde bir defa olmak hasebiyle, herkesin bilmediği, bir ibâdettir. Onu, hülâsa olarak bilmek için, önce bu husustaki tâbirleri ve İstılâhları beyân edecek. Mesâil ve vesâilin beyânından sonra da hac fiillerini, terkip edeceğiz.

Malûm olsun ki, bir hac, bir de omre vardır. Bunların ikisi de, ehli İslâmın kıblesi olan, Kâbei Mükerremeyi, ve onun civarında bulunan müşerref yerleri, ziyaretten ibarettir.

(Ziyâret): Görmeğe varmak ise de, burada maksat, ihram üzere tavaf ve sâyden ibaret olan, (Fiili mahsus) tur.

O (fiili mahsus), belli vakitte olur ve vakfeyi dahi, hâvi bulunur ise, (HAC), ve vakti mahsusa tâbi olmayarak, yalnız tavaf ve sâyden ibaret olursa, (OMRE) adını alır.

Bunların evvelkisine (Haccı Ekber) ve ikincisine (Haccı Asgar) dahi denir (2).

Haccı Ekberin, Cuma gününe mahsus olması, vârit değildir. Cumaya müsadif olan arefe gününün, sevabının ziyâdeliği, «Günlerin en efdali arefeye tesadüf eden cuma günüdür. Bu yetmiş hacdan daha efdaldir.» hadisi şerifiyle mübeyyendir. Nitekim, eyyam (Günler) bölümünde ayrıca anlatılacaktır.

Hem hac ve hem omre etmelidir ki, hadisi şerifte: «Hac ettiğiniz vakit, omre ve omre ettiğiniz vakit, hac dahi ederek onlardan birine, diğerini tâbi kılınız ki, hac ile omre arasında vâki olan mütâbaat, demirci ocağının, demir kirini giderdiği gibi, fakr ve zünubü giderir...» buyurulmuştur.

Haccın vaktine (3) (Mevsim), fillerine (Menâsik) tâbir olunur (4).

(Mevsim) âtîde mezkûr, hac aylarının, son on gününden ve (menâsik), tavaf, saiy ve vukuf fiillerinden ve bunların mütemmimatından ibârettir.

Hac etmemiş kimseye - ki, (Sarûr) denilir - şartlarının tahkikinde hac etmek - kendi niyyeti üzere - farzdır.

Haccı tekrar edenin, ikinci ve üçüncü ve..., haccı, nafile ve tetavvûdur. Nezir ile, vâcip dahi olur. Omre sünnettir.

Hac edene, Hâcc cem'ine de (Huccac) denir. Beyti muazzama, (Mahcûc) tâbir olunur.

Omre etmeğe (İtimar) ve edene (Mûtemir) denir. (Âmir) dahi, mûtemir mânâsınadır. Cemî, ummar olur. Haccın ekseri, hem de ummardır.

------------------

(1) Saiy, erkândan değil ise de, omreyi izah için, zikr olunmuştur, âtide kendifaslında mübeyyen olduğu üzere, (ihram, tavaf, saiy ve tıraş, yahut taksirden ibaret, dört şeydir. İkisi rükün ki, ihram ve tavaftır. Diğer ikisi vâciptir ki, saiy vetıraş veya taksirdir.)

(2) Berâetün (Tevbe) sûresinin üçüncü âyetindeki «yevmel-haccil-ekber» kavlikerimin mânâsı budur. Kühustânî dahi «Haccı ekber, haccı islâmdır, haccı asgar iseomredir.» dedi.

(3)Bundan murat sıkışık vakittir ki, Mekkei Mükerremenin, en kalabalık zamanı olan, zilhiccenin onudur. Nitekim, âtîdeki ifadelerden zahirdir.

(4)Menâsik, omrenin fiillerine de şâmildir ki, bâzı fıkıh kitaplarında kitabül-hac, (kitabül-menâsik) ünvaniyle ünvanlandırılmıştır. (Nüsük), taattir, «İnne salâtıve nüsükî» âyetinde olduğu gibi.

   
© incemeseleler.com