Zimmetinde koma bir habbe zekât Verki ola mâeyi hayr ve berekât Hakkıdır Hazreti Hakkın ol mal Sen dahi etme edâda ihmâl Çünkü etmiş seni Hak, ehli nisap Sen de et tezkiyei mala şitâp Fukarâ hakkıdır imsâk etme Pâk iken malını nâpâk etme Emri Hak üzre sen ettikçe edâ Bîrine on verir onun Mevlâ Vermez isen berekâtı kalmaz Nimetin sende sebâtı kalmaz Bî zekât obuadadır mal telef Nâibâte olur elbette hedef Tohumdur mâle, zekâtı meşrû Ki olur hâki kabule mezrû Tohumu pâşîdenin az'âfı biter İki âlemde sana dâhi yeter Eyleyen fakr ve gınâyı tekvin Etmiş onu fukaraya tâyin Seni iğnâ eden Allahu kadir Eylemiş onu da hikmetle fakîr Eyleme ketm-i hukuku fukarâ
Senesi geldiği dem eyle edâ İstemekten niceler şerm eyler Müstehakkin ara bul sen gönder Sadakatiyle kıl itmâm-ı zekât Fer'idir asl-ı zekâtın sadakat Fazlına yok sadakatin gâyet Çok, bu mânâyı müeyyet âyet Agniyâ âyînesidir fukarâ Zıddi'yle münkeşif olur eşyâ Def â kaadir mi olurdun takdir Seni onun yerine etse fakîr Fakr sız, hüsn-ü ginâdır zâyi' Böyle vazı eylemiş onu sâni Fakr dır, bâis-i şükrü nîmet Fakr dır zîver-i hüsn-ü devlet Fukaraya nazar-î merhamet et Unf ile etme, suhan-î mekremet et Devlet ve nimetine âlettir Sana haktan o da bir nimettir. Ne saâd bu. izzet devlet Ki yüzünden güle, ehli hâcet Ona şükr et ki, onun yerine sen Olmuş olsan, ne gelirdi elden.