İskatı savm dahi, iskatı salât gibi farz ve vacip olarak, meyyitin zimmetinde kalmış olan, oruçlara taallûk eder.

Her günlük oruca, her namaz için olduğu gibi, bir fidye verilmek lâzım gelip, fidyenin miktarı, lüzum ve itasının sureti ve devrin icrası, kitabı salâtın iskat faslında beyan olunduğu veçhiledir (1).

Kazâ olunacak ramazan orucunun günleri malûm olduğu gibi, nezr edilmiş olan savmın günlerinin miktarı dahi, nezr edence malûmdur. Kefareti var ise, o da malûm olmak gerekir. Vasiyyeti de, ona göre olur. Vasiyyetin lüzumu, kazâ lüzumunun fer'idir (2).

Kadınlar, âdet ve lohusalık günlerinde geçen, namazları kazâ etmezler ise de, oruçları ederler.

------------------

(1) Salâtın ıskatında zikr olunduğu üzere, kimsenin namazını kimse kılamadığı gibi, kimsenin orucunu da, kimse tutamaz. Hadîsi şerifte «Hiç kimse başkasınınorucunu tutamaz, namazını kılamaz ve lâkin tarafından tasadduk eder.» buyurulmuş.Dolayısiyle, meyyitin namazını kılmak ve orucunu tutmak, yahut kendisinin savm vesalâtından, bir miktarını meyyite bağışlamak üzere, fakire para vermek abestir.Meyyiti muahazeden, Cenab-ı Hak, ancak şer'in takdir ettiği, sadaka vasıtasiyletefaddulen geçer.

(2) Özürler faslının sonlarına, ve kitâb-us-salâtın iskat bahsine bakınız.

   
© incemeseleler.com