Debg ki, sepileme suretiyle deri temizlemektir. Hakiki ve hükmî olur. Meyyitenin derisi, encasta zikrolunduğu üzere, necistir (2). Sepileme ile temizlenir.
Hakikî debagat (sepileme): Şap, mazı, palamut, nar kabuğu istimali gibi sanat icrasiyle olur. Hükmî debagat: Topraklamak, güneşletmek, hava aldırmak suretleri ile olur.
Debagatı hakikiyye ile Debagatı hükmiyye, sair hükümlerde farksızdır. Yalnız bir hükümde farklıdır ki, hakikaten debagatten sonra, su isabet eden derinin necaseti, - rivayetlerin ittifakı ile - avdet etmez. Hükmen debagatte iki rivayet vardır, onların da esahhı, necasetin avdet etmemesidir. Nitekim, müteneccis kuyunun, çekildikten sonra, gelen suyu tahirdir.
Hınzırdan mâdâ, her hayvanın derisi (3), hakikî veya hükmî debagat ile tahir olur. Seccade ittihaz olunursa, üzerinde namaz kılınır. Kova yapılırsa, içindeki su ile abdest alınır. (Debbag, gerek müslim, gerek gayri müslim, sabi veya mecnun, yahut kadın olsun.) (4).
Gelecekteki fasılda beyan olunduğu üzere, hınzır (ayni necis) olduğundan, onun derisi taharet kabul etmediği gibi (5) insan dahi (6) mükerrem olarak halk edilmiş olduğundan - kâfir dahi olsa - keramet ve hürmetini sıyaneten, ne derisi debagat kabul eder, ne de insan azalarının hiç biriyle, böyle bir faydalanma mübah olur.
------------------
(2) Boğazlanan hayvanın derisi üzerinde kan bulaşığı gibi necaset olmadıkça,tahirdir.
(3) Kabili debagat olan deri maksuttur. Yılan ve fare derileri muhtemili debagat değildir. Hadisi şerifte vaki (ihâb) ın, zaten onlara şümulü yoktur. Tahtâvî kuşların derilerini dahi onlara ilhak eylemiştir.
(4) Lâkin, Dürrü Muhtârın kuyu faslının evvelinde, (sincap gibi) dârül-harpten çıkan şeyler, temiz şeylere sepilenmiş ise, tahirdir. Pis şeylerle sepilenmişse, necistir. Meşkük ise, yıkanmak efdâldir, diye mezkûrdur.
(5) İmam Muhammed Hazretleri, hınzır kılı ile intifaa ruhsat vermiştir.
(6) Hınzırın, insandan mukaddem zikredilmesi, mevzii ihanet olduğundandır.