Cefaf ki, kurumaktır. Kurumaktan kasıt, hiç yaşlık kalmamak üzere kurumaktır. Bu mutahhariyyet, yeryüzüne ve yeryüzünde sabit bulunan şeylere mahsustur. (yaygı, kilim, hasır gibi şeylerde ve libas ve bedende câri değildir).

Pislenmiş olan yeryüzü, güneş veya ateş veyahut rüzgâr görerek kuruyup üzerinde olan necasetin eseri zâil oldukta tahir olur (2). Güneşe ve hayava mâruz, duvar ve oturulan dam üstü gibi sabit yerler de bu hükme dahildir.

Ot, ağaç, döşeli taş gibi, yerde biten ve sabit olan şey dahi pislendikte, kuruyup necaset eseri ondan zâil olmakla, yeryüzü gibi o dahi, (kavli muhtarda) temiz olur.

Bir kavle göre, onun yıkanması gerekir.

Yerde sabit olmayıp ta, sökülmüş olan nebat ve balat (3) ancak yıkamakla temizlenir.

Meğer ki, değirmen taşı gibi sert ola.

Haşin olan taş, necaseti, yeryüzü gibi içer olmakla yer hükmündedir. Yerden ayrılmış olsa dahi, kurumakla temiz olur.

Parlak ve kaygan olan taş, yerde sabit olmadıkça, yıkanır (4).

------------------

(2) Orada namaz kılınır. Kavli asahta, oradan teyemmüm olunmaz. Zira, teyemmümde nassan tayyib olması şart koşulmuştur. Oradan teyemmümün cevâzı dahirivayet olunmuştur. Kuruduktan sonra ıslanmakla, zâil olmuş olan necaset avdetetmez.

(3) Balat, döşeme taşıdır. Tuğla, malta taşı, kerpiç, çimento dahi bu hükümdedir. Düz mermer, malta gibi değil, silmekle temiz olur.

(4) Çünkü, yer gibi içer değildir. Bu talil, arz hakkında varid olan nassın hükmüne mebnidir ki, kıyas olmuştur. Tuğla ve kerpiç dahi çekme ve içmede, yereşebih ise de, yapma ve pişme sebebiyle, onlar asıl mahiyyetlerinden çıkmış olmakla,taş gibi değildir ki, taş asıl yaradılışı üzeredir ve yerde sabit oldukça, yere ve yerden ayrılmış oldukça, yerin gayriye benzemektedir. Onun için biz dahi, haşin vepürtüklü olursa - pisliği çekmesi sebebiyle, yer hükmündedir, emles, yâni parlak vekaypak olursa pisliği çekmeyeceğinden, yerin gayri hükmündedir, demişiz. Burayamütaâllik mesailin biri de, kazıma bahsinde beyan olunmuştur.

   
© incemeseleler.com