Cenâb-ı Hakkın sırf kendi fazl-ü kereminden bâzı kullarını Nübüvvet ve Risâlet yâni vahy ve bais ile mümtaz kılıp, kullarına olan emir ve nehylerini onlar vâsıtasiyle icrâ ettiğine ve bâzılarına kitap ve müstakil şeriat ve mucize dahi verdiğine inanmaktır.
Onların evveli, beşeriyetin babası olan Hazreti Âdem ve sonuncusu Peygamberimiz efendimiz Hazreti Muhammed Mustafâ (sallallahu teâlâ aleyhi ve alâ sâirü-l-Enbiyâi ve sellem) dir. Arada bir çok Enbiyâ gelip geçmiştir. Onların bir kısmının Kur'ânı Kerîmde zikredilmiş olup hepsinin zikredilmediği de bildirilmiştir.
Hazreti İsâ aleyhisselâm dahi Kur'ânı Kerimde zikredilen Enbiyâ-i izâm cümlesinden ve (Âyât-ı İlâhiyeden) dir. Cenab-ı Hak Hazreti Âdem'i, anasız ve babasız olarak yaratmış olduğu gibi, Hazreti İsâ'yı dahi, babasız olarak yaratmıştır.
Cümle Peygamberanın efdali ve sonuncusu Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafâ (sallâllâhü teâlâ aleyhi ve sellem) efendimizdir ki, Sultânül-nenbiyâ olduğu için, Mevkibi Mürselînin sonunda gelmiş ve, meselâ Hazreti İsâ, ancak, Benî İsraile meb'us ve şeriatı, Hazreti Mûsâ'nın şeriatında haram olan bâzı şeyleri helâl kılmaktan ibaret olduğu halde, Peygamberimiz efendimizin bîseti ise, bütün İnsü Cinne şâmil ve umumî, şeriatı da hepsinden tam ve kâmil bulunmuştur. Ve başka Peygambere hâcet de kalmamıştır.
Mûcize sahibi her Peygamberin mûcizesi, kendi zamaniyle geçmiş olduğu halde, bizim Peygamberimiz efendimizin, Siyer ve Hadis kitaplarında zikredilmiş bulunan birçok mûcizat-ı seniyyelerinden mâdâ, bir de her asırda devam eden mucizeleri vardır ki; o da kelâm-ı ilâhî olan Kur'ânı Azîmüşşândır. Tilâvet ve istimâiyle dâimâ telezzüz ve teşerrüf olunmakta ve her asırda, binlerce hafız o kitâb-ı azizi hıfz ve ezber etmektedir. Kendileri, Hâtemün-nebiyyîn ve rahmetel-lil'âlemîndir.
Mahşer gününde şefaati uzmâlariyle, bilcümle enbiyânın ümmetine ve ehl-i imânına in'am ve ihsanda bulunacak ve onları minnettar kılarak (Makam-ı mahmûd) u kazanacaktır.
(Allahümmen-fâ'nâ bişefâatihi ve ekrimnâ bikerâmetihi)