Gıybet nedir diye sorulsa herkes, "başkasının arkasından hoşlanmayacağı şeyi konuşmak" şeklinde tanımı yapar. Ama tafsilatlı olarak gıybeti, mesela mübah olan gıybeti küfür olan gıybeti... ne kadar biliyoruz?

          Gıybet, Kur’an-ı Kerim ile haram kılınmıştır. Gıybet yapan kişi kardeşinin etini yiyene benzetilmiştir. (Süreyi hucurat 12)

 

        Çünkü kardeşinin eti, yabancının etinden daha çirkin, ölünün eti de dirinin etinden daha çirkindir. Nasıl kişiye kardeşinin eti haram ise onun ırz ve namusuna dil uzatmakta haram olur. Müslüman’ı gıybet haram olduğu gibi zimmiyi gıybet de haramdır. Gıybet; Kişede bulunup ancak konuşulmasını istemediği hallerinin veya sözlerinin gıyabında (yokluğunda) başkaları tarafından konuşulup anlatılmasıdır. Şayet anlatılan şeyler o kişide bulunmazsa buhtan (iftira) olur ki daha büyük günahtır. Gıybet lisanla olduğu gibi göz kırpmak, el işareti yapmak, yazı yazmak, onun taklidini yapmak ve tariz ile de olur.

Fakih Ebu Leys hazretlerinin telif ettiği Tenbihulgafilin de, gıybet dört vecih üzere taksim olundu.

 

1- Küfür olan gıybet: Buda gıybet eden kişiye gıybet ettin deyince “Bu gıybet değildir, çünkü ben doğruyu söylüyorum” der. Bu durumda adam kati delillerle haram olan bir şeyi helal kabul ettiğinden küfür olur.

2- Münafıklık olan gıybet: Buda gıybet edileni tanıyan bir kişinin yanında ismini söylemeden gıybet yapmaktır. Bu kişi gıybet yaptığı halde kendisini mütteki ve gıybet yapmamış gösteriyor. İşte bu nifaktır.

3- Haram olan gıybet: Günah ve haram olduğuna inanarak muayyen bir kişiyi gıybet etmektir. Bu kişilerin  tövbe etmesi lazımdır.

4- Mübah olan gıybet: Buda fasıklığını ilan eden yani aleni günah işleyen kişiyi ve bid’at ehlini (inancı bozuk kişi) gıybet etmektir. Eğer halk bunlardan hazer edip çekinsinler diye gıybet ederse bundan dolayı sevap alır. Dünürlük kurmak isteyenlerin arasında kötülüklerini söylemek yani nikah meselelerinde kendisi ile istişare edip fikir sorulduğunda, aynı şekilde yolculuk, ortaklık, komşuluk, yanına emanet bırakmak ve emsali hususlarda o kişi emin midir, değil midir diye istişare edilecek olursa nasihat maksadıyla bildiklerini söylemesi  mübah olur. Bir zalimin zumlunu hakime veya mani olacak kimseye şikayet edip anlatmak veya bu hususta müftüden fetva istemek için o zalimin yaptıklarını anlatmakta mübahtır. Bir adamın lakabı kör, topal, şaşı gibi şeyler olurda tarif için lakabını söylerse bu da mübah olur. Kasten bir kimseye hile ve kötülük yapmak isteyenleri anlatıp o adamı haberdar etmekte gıybet sayılmaz, mübahtır. Bunun gibi insanlara zulmü ve zararı dokunacak bir kimseyi anlatıp haber vermekte mübahtır. Hadis ravilerinden, şehitlerden ve müelliflerden cerh edilip zayıf sayılmış, itimada layık görülmemiş kişileri tanıtıp haber vermekte caizdir. Hatta şeriatı korumak için vaciptir. Meçhul bir kimsenin gıybeti mübahtır. Eğer bir kişi bir köy halkının gıybetini yaparsa bu gıybet olmaz. Çünkü o bu sözü ile bütün halkı kasdetmiyor. Bunların bir kısmını kasdediyor o da meçhuldür. Eğer gayrı akıl çocuk hakkında akıllı olduğu takdirde hoşuna gitmeyecek bir şey söylerse ve o sözden eza duyacak bir yakını da olmazsa gıybet olur mu olmaz mı?  İbni hacer çocuğun gıybetini kati alarak vaki olduğunu ifade etti.

 

         Şira şerhinde  “Gıybeti dinleyen reddetmedikçe gıybetin günahından kurtulamaz, eğer gıybet yapanın şerrinden korkuyorsa kalbiyle inkarda bulunacaktır. Eğer kalkıp gitmeye gücü varsa veya başka şeyler konuşmak mevzu değiştirebilmesi mümkünken bunu yapmazsa günahkar olur. Hadisi şerifte “Gıybet dinleyende yapanlardan biridir.” buyurmuştur.

 

            Gıybeti yapılan gıybet kulağına gitmezden önce ölürse gıybetçinin tövbesi sahihtir. Eğer ölmezden evvel duyarsa gıybetçinin tövbesi sahih değildir. Gidip gıybet yaptığı kimseden helal istemeli af talebinde bulunmalıdır. Eğer kişi iftirada bulunmuşsa, kimlerin yanında konuşmuşsa onlara gidip kendini yalanlaması gerekir. dediler. Eğer gıybet, gıybet edilen kişinin kulağına varmadan tövbe etmezse bil ittifak tövbe ile birlikte o kişiye konuştuklarını açıklayıp özür dileyecek ve affını isteyecektir. Önce gıybetini yaptığı kişiyi mubalağalı bir şekilde övecek methu sena edecek ve kendisini ona sevdirmeye çalışacaktır.  Onun kalbini hoşnut edinceye kadar devam edecektir. Eğer kalbi buna rağmen hoşnut olmazsa gıybet edenin özür dilemesi ve sevgiyi oluşturmaya çalışması bir iyilik olur. Ahirette o iyilik ile gıybetin kötülüğünü karşılar. Özür dilerken de ihlaslı olmalıdır. Aksi taktirde bu üçüncü bir günah olur. Bütün rivayetler gıybet edilenden helallik almanın lazım olduğunu göstermektedir. Şayet ölmüş veya gaib ise onun için dua, istiğfar ve hayru hasenat yapar. Helallik istenen kişinin hakkını helal etmesi mecburi değildir, o fazladan bir ikramdır, ancak helal etmesi daha güzeldir. (DÜRRÜL MUHTAR – REDDUL MUHTAR C.6  S.408 . 411)

 

 

   
© incemeseleler.com