923. Allah’a kavuşmayı (ölümü) istemeyeni, Allah’ta istemez. (İhya C.4 S. 805)
924. Ölüm, Mü'min’in hediyesidir. (İhya C.4 S. 806)
925. Meclisinizi, muhabbetinizi ve zevklerinizi alt üst eden şey ki, ölümle karıştırınız. (İhya C.4 S. 807)
926. Ölümü çok hatırlayın. Zira o günâhlardan korur ve dünyadan uzaklaştırır. (İhya C.4 S. 80)
927. Ayırıcı olarak ölüm yeter. (İhya C.4 S. 807)
928. Nasihatçi olarak ölüm kâfîdir. (İhya C.4 S. 807)
929. Lezzetleri yok eden ölümü çok anın. (İhya C.4 S. 523)
930. Ölen kimsenin kıyâmeti kopmuştur. (İhya C.4 S. 121)
931. Allah’ım Muhammed’e ölüm acısını kolaylaştır. (İhya C.4 S. 123)
932. Sizden biriniz ölürken mutlaka Allah’a hüsnü zan üzere ölsün. (İhya C.4 S. 264)
933. Bir ölünün cenâze namazında Allah’a şirk koşma-yan 40 kişi hazır bulunursa, Allahü Teâlâ onları o ölüye şefaatçi kılar ve onun hakkındaki şefâatlarını kabul eder. (İhya C.1 S. 561)
934. Ölünün saçından bir tüy yer ve gök halkı üzerine konsa, acısından hepsi ölürdü. (İhya C.4 S. 828)
935. Sizden biriniz, nereye gideceğini bilmeden, hatta cennet veya cehennemdeki yerini görmeden ölmez. (İhya C.4 S. 830)
936. Ölüm meleği bir kimsenin canını almağa gitti, kalbini yokladı, kalbinde bir şey bulamadı. Çenesini ayır-dı, baktı ki dili Kelime-i Tevhid getiriyor. İhlâsla söyle-diği bu kelime sâyesinde mağfiret edildi. (İhya C.4 S. 833)