562. Tevbe eden Allah’ın sevgilisidir. Günâhlarından tevbe eden, hiç günâh işlememiş gibidir. (İhya C.4 S.12)

563. Kalbime öyle şeyler gelir ki, bunlardan gece gün-düz yetmiş defa tevbe ederim. (İhya C.4 S.21)

564. Göklere kadar yükselen günâh işleseniz de sonra nedâmet etseniz, Allahü Teâlâ tevbelerinizi kabul eder. (İhya C.4 S.28)

565. Günâhın kefâreti pişmanlıktır. (İhya C.4 S.28)

566. Su kiri giderdiği gibi, sevaplar da günâhları gide-rir. (İhya C.4 S.29)

567. Büyük günâhlar, Allah’a şirk koşmak, ana-babaya âsi olmak, adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir. (İhya C.4 S.34)

568. Bir sövmeye iki mukâbele etmek büyük günâhlar-dandır. Kişinin Müslüman kardeşinin ırz ve şerefine dil uzatması da büyük günâhlardandır. (İhya C.4 S.35)

569. İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar. (İhya C.4 S.42)

570. Üç kişiye acıyın; câhiller arasında âlim, zenginken fakir düşen ve kabîlesi arasında îtibarlı iken îtibârını kay-beden... (İhya C.4 S.52)

571. Belâ peygamberlere, sonra velîlere (Allah dostla-rına) sonra da derece derece aşağıdakilere gelir. (İhya C.4 S.53)

572. Mü’min günâhını baş ucunda bir dağ gibi görür; üzerine yıkılacağından korkar. Münâfıksa günâhını he-men uçurabileceği, burnuna konan sinek gibi görür. (İhya C.4 S.59)

573. Tevbe edenlerle sohbet edin, zira onların kalbi daha yumuşaktır. (İhya C.4 S.63)

574. Nerede ve ne halde olursan ol; Allah’tan kork ve kötülükten hemen sonra bir iyilik yap ki, onu yok etsin. (İhya C.4 S.65)

575. Hayırlınız, her aldanışında (günâh işlediğinde) tevbe edendir. (İhya C.4 S.80)

576. Mü’min buğday başağı gibidir; bazen (kırılma-dan) eğilir, bâzen doğrulur. (İhya C.4 S.80)

577. Her mü’min günâh ile eskimiş, tevbe ile yaman-mıştır. Bunların hayırlısı tevbe hâlinde ölendir. (İhya C.4 S.81)

578. Bir günâh işlediğinde arkasından bir iyilik yap ki, onu yok etsin. Gizli günâha gizli, açıktan işlenen günâha açıktan iyilik yap. (İhya C.4 S.85)

579. Beş vakit namaz –büyük günâhlar müstesn⬖ ara-larındaki günâhlara kefâret olur. (İhya C.4 S.86)

580. Tevbe ettiği halde günâhta ısrar eden, Allah ile istihzâ etmiş gibidir. (İhya C.4 S.86)

581. Gençlik taşkınlıklarına kapılmadan kendisini ta-mâmen ibâdete verip hiç isyan etmeyen gence Allahü Teâlâ hayrandır. (İhya C.4 S.91)

582. Kul işlediği günâh sebebiyle rızktan mahrum edi-lir. (İhya C.4 S.98)

583. Mü’min’in kalbi temiz ve onda parlayan nur var-dır. Kafirin kalbi siyah ve ters dönmüştür. (İhya C.3 S.28)

584. Günâh işleyen kimsenin kalbinde izi kaybolmayan bir leke vardır. (İhya C.3 S.30)

585. Allahü Teâlâ hafaza meleklerine buyurur: “Kulum bir günah işlemeğe niyetlenirse bu niyetinden dolayı ona günâh yazmayın; şâyet o günâhı işlerse ona bir günâh yazın. Kulum bin iyiliği murat ederse bir sevap yazın, şâyet murat ettiği iyiliği yaparsa ona on misli sevap ya-zın!” (İhya C.3 S.93)

586. Muhakkak kul işlediği günâh sebebiyle (dünyada) bir sıkıntıya uğrarsa, âhirette ikince defa azap etmekten Allahü Teâlâ daha keremlidir. (Ona âhirette tekrar azap etmez.) (İhya C.4 S.236)

587. Kulum bana yer dolusu günahla gelse de, ben ona yer dolusu mağfiretle gelirim. (İhya C.4 S.273)

588. Kötü huy, bağışlanmayacak bir günâh, kötü zan ise kokan bir günâhtır. (İhya C.3 S.122)

   
© incemeseleler.com