Askerlik yaptığım şu sıralarda, daha acemi birliğinde iken MEZHEPSİZ zihniyetli, vehhabi taraftarı birkaç kişi ile çeşitli münazaralarım olmuştu.. Büyükler "kişi bilmediğinin düşmanıdır" derler.. Onlar der de, söz doğru olmaz mı..
Eserleri okumadan, kulaktan duyma bilgilerle kesilen ahkamlar.. Örneğin, İbni Teymiyye isimli habis insanın İbn-i Arabi Hazretlerine "kafir" dediğini bilirdim, okumuştum, ama bir müslümanın bu sapığa uyup büyüklere bu derece dil uzatabileceği pek aklıma yatmazdı..
Acemi birliğinde bulunan bazı vehhabilerin, daha tanımadan etmeden bu büyüklere dil uzattıklarını ve bilmedikleri halde sınıflandırdıklarını görünce cehaletin ne kadar fena birşey olduğunu anladım.. İbn-i Arabi (k.s.) Hazretleri (haşa) kafirmiş.. İmam-ı Gazali az biraz iyiymiş.. İmam-ı Rabbani Hazretleri iyi ve büyük alimmiş.. Biz Şeyh-i Ekber dediğimiz için, biz de kafir oluyormuşuz..
Bu saydığım zevatın kaç kitabını okudunuz sorusuna verilen cevap koccaman bir "hiç" şeklinde.. O halde çok büyük alim olduğu kabul edilen İmam-ı Rabbani Hazretlerinin bile, İbn-i Arabi Hazretlerine Şeyh-i Ekber dediğini cahil nereden bilecek?
İlk sorduğumda şafii olduklarını belirtip, sonra güneşin dünyaua olan açısına göre mezhep değiştiren, kah hanbeli, kah hanefi olan insanlar..
Ve yine kesilen ahkam.. Neymiş? SAHİH olan hadislere uyulur, alimlere uyulmazmış.. Fıkh kitaplarına uymak yanlışmış..
UFAK MÜNAZARA
İşte böyle bir vaaz esnasında girmiştim salona.. Orada bulunan türklere, sahih hadise uymanın önemini anlatıp, fıkh kitaplarına uymanın yanlış olduğunu açıklıyordu vatandaş.. Zayıf hadislere itibarın fenalığını anlatıyordu.. Biraz kulak müsafiri oldum.. Sonra şöyle dedim:
- Yani fıkh kitabında yazan ile, sahih hadiste yazan birbirine uymazsa, biz sahih hadise uyacağız öyle mi?
- Tabii.. Resulullah'ın sahih hadisine uyulur, alimlerin sözünün kıymeti yoktur.. Onlar dinde ahkam kesemez..
- İyi de sahih hadisi nereden bileceğiz?
- Sen Kütübi Sitteyi, Buhari'yi bilir misin?
- Duydum..
- İşte onda hep hadisler sahihtir..
- Müslim de var..
- Evet o da hep sahih..
- Ama Buhari'nin bazı hadisleri, Müslim'e göre sahih değildir.. Veya tam tersidir.. Veya aynı kitapta birbirine zıt hüküm içeren iki ayrı hadis bulunur..
- Olmaz öyle şey..
- Bilmediğin için olmaz diyorsun.. Sana bir soru soracağım, madem fıkh kitaplarında bazen sahih hadis terkedilip, zayıf hadis ile amel edilmiş ve bu sana göre yanlış.. Buyur bir misal ile ele alalım..
- Buyur..
- Şu salonda kaç kişiyiz.. 50 kişi varız.. Şimdi kapı açılsa ve komutan "SOYUNUN" diye emir verse.. Hepimiz soyunur bekleriz.. Bu emri toplam 50 kişi duymuştur.. Komutan kapıyı kapattı gitti.. Diğer kapı açıldı ve doktor 45 kişiyi muayenehaneye aldı.. Salonda 5 kişi kaldı.. Komutan o ara yine geldi ve "GİYİNİN" emrini verdi.. Şimdi bizim bölük olarak çıplak mı gezmemiz gerekir, yoksa üstümüzü giyinip gezmemiz mi?
- Giyinmemiz gerekir, zira emir var..
- İyi de bu emri 5 kişi duydu, 45 kişi soyunun emrine uydu.. Şimdi teker teker bizim binaya gitsek ve ordan sorsalar.. Komutan ne dedi deseler.. 50 kişi SOYUNUN dedi diyecek, 5 kişi TEKRAR GİYİNİN dedi diyecek.. 50 kişinin haberi, 5 kişinin haberinden hem kuvvetli ve hem de sahih değilmidir?
- Öyledir ama, komutan emir vermiştir.. Herkesi kapsar..
- Resulullah Efendimiz (s.a.v.) bir emri neshettiği vakit, bu da herkesi kapsamaz mı? Bu durumda bazen ZAYIF haberin, SAHİH haberi neshetmesi mümkün olmaz mı?
- ....
- Buna nasih-mensuh ilmi derler.. Detayı çoktur, ancak bu ilimleri okumadan sırf hadis bilgisi ile ahkam kesilmez.. Sonra içkiyi içip namaza yaklaşmamaya da cevaz çıkar..
- Olur mu yav, içki haramdır..
- Ayette içki içmenin caiz, bu halde iken namaza yaklaşmanın yasak olduğu yazıyor..
- Sonra ama haram olduğu bildirilmiş..
- Neden sonrasına bakıyorsun? Ayet ayet ilerleyelim, her ayetin kendi hükmünü alalım..
- Olur mu öyle şey? Toplamına bakmak lazım..
- Bak ayetlerde bunu düşünüyorsun da, hadislerde neden düşünmüyorsun? Sahih bir hadis görürsem uyarım hemen diyorsun.. Hiç demiyorsun ki, acaba bundan başka bir hadis var mıdır konu ile alakalı.. Acaba bu hükm değişmiş midir.. Senin SAHİH HADİSE UYARIM demen, sapık insanın İÇKİYİ İÇERİM, NAMAZA YAKLAŞMAM demesinden farksız.. At gözlüğü ve cehalet ile ilerlemekten ibaret.. Ayeti kerimede bilmediklerimizi alimlerden sormamız emredildi.. Bir insanın doktora başvurmadan eczaneden hap alması tehlikelidir.. Muhaddisler eczanede satış elemanı gibidir, fakihler olmadan o ilacları kullanamaz ve veremezler.. Bu hususta İbni Haceri Mekki hazretlerinin Ameş'ten rivayeti vardır.. Fıkh kitaplarında her hüküm delilleri ile vesikalandırılmış, hangi haberin fıkhi olarak ne manaya geldiği bildirilmiştir.. Sahih hadis demek, (mutlak manada) kendisi ile amel edilen hadis demek değildir; sahih hadis demek, aktaran muhaddis imamın usulüne göre ravi silsilesi sağlam hadis demektir.. Umummu hususmu, nasih mi mensuh mu olduğuna bakılmadan.. Yoksa neshedilmiş bir hadis, isterse muttefekun aleyh olsun, yine amel zincirine eklenmez.. Hz. Zübeyr'e ipek giyme izni verildi.. Hususi olan bu izin ümmet için delil olmaz.. Hz. Arfece'ye altın burun izni verildi, bu da delil olmaz.. Haberin sıhhati başkadır, amel edilebilirliği başkadır.. Bunu da alimler ancak açıklar..
- ....
Selam ve dua ile..
Muallim_abi
İncemeseleler.com / Editörü