- Ayrıntılar
- Kategori: İzdivaç ve Mahremiyetleri
- Gösterim: 13292
Şigar nikahı, kızları veya kız kardeşleri bulunan iki erkek birbirinden mehir istemeksizin, kız veya kız kardeşlerini değişmek yolu ile nikahlamaktır.
Böyle bir nikahta dini bir vecibe olan "melır" terk edildiği ve kadının hakkının kaybolmasına sebep olduğu için yasaklanmış ve geçersiz sayılmıştır. Evlenecek erkeklerin bu yolla nikah akdi ni tasarrufa uygun bulmaları yüzünden cahiliyet devrinde yapılmış ve yayılmış bulunan bu usul, kadının bir değiştirme maddesi haline gelmesine ve insani hakların ihmaline sebep olduğu için yasaklanmış bul unmaktadır.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
- Ayrıntılar
- Kategori: İzdivaç ve Mahremiyetleri
- Gösterim: 8887
Şahitsiz kıyılan nikah fasid’tir. Bu sebeple, yapılacak nikahda iki şahidin bulunması şarttır. Bu şahidlerin mükellef, hür, akıllı, ergenlik çağına ulaşmış olmaları ve şahidlerde aranan diğer şartları taşımaları lazımdır. Bu hükümler dikkate alındığı zaman kölelerin, delilerin, bunakların ve çocukların nikahta şahidlik yapmaları caiz değildir.
Şahidler en az iki erkek veya bir erkekle birlikte iki kadındır.
Sadece bir erkek, yahut iki veya daha fazla kadının şahidlik yapması ile nikah yapılmış olmaz.
Kadın ile erkeğin. "Aldım, vardım" dedikleri sırada şahidlerin bulunmaları şarttır. Şahidlerin bulunmadığı sırada nikah yapılıp, daha sonra durum şahidlere haber verilse, nikah caiz olmaz. Tekrar şahidlerin huzurunda yenilenmesi gerekir.
Evlenen kadın ve erkeğin her ikisi dilsiz olurlarsa, bunların nikahları işaret ile olacağından, nikahlarında şahidlik yapacak kimselerin sağır olması, şahidlik yapmalarına engel değildir. Yeter ki, bunların işaretlerini görüp anlamış olsunlar.
Bu husustaki şahidliğin geçerli olmasının şartlarından biri de kadın ile erkeğin bilinir olmalarıdır. Bu, ya işaretle veya isimlendirmekle olur. Mesela evlenecek kadın, şahidlerin bulunduğu huzurda ise kendisinin işaretle belirtilmesi yeterlidir. İhtiyatla amel etmiş olmak bakımından, kadının yüzünü şahidlerin görmesi, adı veya babasının adı ile anılması daha uygun olur.
Bir kimse, kendi şahsı için nikah yapmaya ehil olursa, başkasının nikahında şahidlik yapmaya da ehildir. Bu hükme dayanarak fasıkların ve gözleri görmeyen şahısların şahidlik yapmaları caiz görülmüştür.
İki şahidin huzurunda yapılmış bulunan bir nikah "Gizli nikahlı” sayılamaz. Bu sayı, şahidlikte en küçük adeddir. Şahidlerin ikiden fazla olması, nikahın açıklık kazanması bakımından mendub'tur. İki şahid bulunmadan yapılan akid, dinimizce yasaklanmıştır.
Nikahın diğer muamelelerden farkı vardır. Bu sebeple, sadece evlenecek çiftlerin "Aldım, vardım" demeleri ile tamam olması, akla ve hikmete uygun düşmez. Kadın ve erkeğin zina ile suçlanmaktan korunabilmesi için nikah sırasında iki şahidin bulunması zaruridir. Şahidler hazır değilse nikah yapılması caiz olmaz. Erkek ve kadının daha sonra "Biz evlendik" diye nikahı şahidlendirmeleri, muteber değildir.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
- Ayrıntılar
- Kategori: İzdivaç ve Mahremiyetleri
- Gösterim: 7645
Bu hususta mezhep imamlarının görüşlerinde ihtilaf vardır. Biz Ebu Hanife'nin görüşünü nakille yetineceğiz:
İmam-ı Azam, velinin izni olmadıkça nikahın caiz olmayacağını bildiren hadis-i şeriflerin, ergenlik çağına ulaşmamış kız çocuklarına ait olduğunu beyan etmiştir.
Velinin nikahı yapması, şart olarak emredilmiş olmayıp, kadının, nikahlanacağı erkeğin kendisine denk olmasını temin içindir. Bir kadın, kendinden daha düşük seviyede bulunan bir erkekle nikahlanmış olsa, velinin nikahın feshi için itiraz hakkı vardır.
Velayet işi, kadın ile velisi arasında müşterek bulunmaktadır. Kadının hakkı, velisinden daha fazladır. Bu itibarla ergenlik çağındaki akıllı, hür kadına bir genişlik getirilmiştir. Ancak, kadın kendisini dengi olmayan bir erkeğe nikahlayacak ve mehri de emsalinden düşük olarak tesbit edilecek olursa, bu takdirde velisi nikah akdini fesh ettirebilir.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
- Ayrıntılar
- Kategori: İzdivaç ve Mahremiyetleri
- Gösterim: 8691
Nikah, karşılıklı olarak birbirlerinden istifade etmek ve ömür boyu mesut ve bahtiyar olmak için, evlat sahibi olmak düşüncesine dayalı bir anlaşmadır. Şahitlerin huzurunda bile olsa, belirli bir zaman için, yani geçici olarak nikah yapılması caiz değildir. Bu müddet isterse 30-40 seneliğine olsun. Nikah, ancak ömür boyu evli kalmak düşüncesi ile olur.
Peygamberimiz geçici nikahı yasaklamıştır.
Dinimizde, bir kadının beraberinde yakını bulunan bir erkek olmadıkça hac yolculuğuna çıkması caiz değildir. Bunun için, kendisini hacca götürecek yakını olan bir erkek olmayan bazı müslüman kadınlar, hacca gidip gelene kadar nikahlı kalmak üzere bir erkekle nikahlanıyorlar. Bu, İslam dinine göre katiyyen caiz olmayıp, doğrudan doğruya zinadır. Müslümanlar çok dikkat edip, mübarek hac ibadetine zina günahını karıştırmamalıdırlar.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
- Ayrıntılar
- Kategori: İzdivaç ve Mahremiyetleri
- Gösterim: 16613
İslam dini, evlenme hususunda müslümanlara bazı şartlar getirmiş, bu şartları üzerinde taşıyan her müslümanın birbirleriyle evlenmelerini serbest bırakmıştır. O bakımdan isteyen, istediği müslümanla evlenmekte veya onu reddetmekte serbesttir. Peki iki taraftan biri müslüman olmazsa, hüküm nedir?
Müslüman erkeklerin, sonradan bozulmuş da olsa kendilerine kitap indirilen din mensupları olan kadınlarla, yani hıristiyan ve Yahudilerle evlenmeleri caizdir. Fakat Müslüman kadınların müslüman olmayan hiç bir erkekle evlenmesi caiz değildir. Müslüman bir kadın, kendi dininden olmayan birisiyle evlenmiş olsa, İslami bir muhitten çıkıp, İslami olmayan bir muhite girmiş olacaktır. Bu durumda o Müslümanın dini tehlikelerle karşı karşıya demektir. Kendisi Müslüman olduğu halde, Müslüman olmayan bir erkekle evlenen bir kadının, nikahı caiz olmadığından, o' erkekle beraber bulunduğu müddetçe zina yapmış olacaktır. Müslüman erkekler de, kendi dinlerinden olmayıp, Yahudi veya Hıristiyan bir kadınla evlenirlerken dikkat etmelidirler. Olur ki o kadın da kendi dinini terk edip daha fena inançlara veya tamamen inançsızlığa sapmış olabilir. Bu takdirde onunla evlenmek caiz olmaz. Zira dinsizlerle evlenmek caiz değildir. Nitekim bizim memleketimizde de, Müslüman kayıtlarına tabi olduğu halde İslam dinini terkeden ve bunu da açık açık söyleyen insanlar vardır. Bu insanlar dinlerini terk edip dinsiz olduklarından, kadın olsun, erkek olsun onlarla evlenmek caiz olmaz.
Müslüman kadın ve kızlar da din ve inançlarını her şeyin üstünde tutmalı ve onu hiç bir şeye değişmemelidirler. Aşağıdaki hadise müslüman hanımlara ibret olmalıdır. Bir kadın, bir kafirin doğru yola gelmesine nasıl sebep oluyor.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !