Abdullah bin Cafer hazretlerinin kızına öğüdü şöyle olmuştu:

"Kıskançlıktan sakın, çünkü boşanmanın anahtarı kıskançlıktır. Kocanı azarlayıp terslemekten sakın, çünkü bu, nefret uyandırır. Gözüne sürme çekmeyi ihmal etme; çünkü kadının en güzel süsü sürmedir. En temiz şey de sudur; su kul­lanarak temizliğini yerine getir."

Tabii buradaki kıskançlıktan maksat, lüzumsuz ve kocayı rahatsız eden kıskançlıktır.

Esma binti Haris de gelin giden kızına şu ana nasihatını etmişti:

"Sen, içinde büyüdüğün yuvadan çıktın; yatmadığın bir döşeğe ve alışmadığın bir dosta gidiyorsun. Sen ona yer ol ki, o da sana gök olsun. Sen ona çadır ol ki, o da sana direk olsun. Sen ona hizmetçi ol ki, o da sana kulolsun. Ona çok sokulma, sonra senden bıkar. Ondan çok uzaklaşma, sonra seni unutur. Kendi sana yaklaşırsa, sen de ona yaklaş. O senden uzaklaşırsa sen de ondan uzaklaş. Burnunu, kulağını, gözünü kolla; senden kötü bir koku almasın, kötü bir sözünü işitmesin, kötü bir şeyini görmesin."

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com