İbni Mes'ud'dan rivayet edilmiştir. Diyor ki: Ebu Şuayb isminde biri, hizmetçisi olan delikanlıya der ki:
- Bana beş kişilik yemek yap. Çünkü Peygamber Aleyhisselamın aç olduğunu yüzünden anladım.
Bunun üzerine delikanlı ona yemeği pişirir. Sonra Ebu Şuayb, Peygamber Aleyhisselamı ve yanında bulunanları yemeğe çağırır. Peygamber Aleyhisselam davete icabet etmek üzere kalktığında davet edildikleri vakit yanlarında bulunmayan bir adam onlara takıldı. Resulüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evin kapısına geldiği zaman, ev sahibine:
- Bize birisi takılıp geldi ki, o kimse sen bizi davet ettiğin zaman yanımızda değildi, eğer ona izin verirsen eve girer, (yoksa geri dönüp gider) buyurdu. Bunun üzerine ev sahibi olan adam:
- Ona izin verdik, buyursun, girsin, diye cevap verir.
(Tirmizi c. 2, s. 279)
Bu hadis-i şerif, davetsiz herhangi bir ziyafete gitmenin doğru olmadığını açıkça beyan ediyor. Binaen'aleyh, davet edilmeyen yere gitmek hiç doğru değildir. Çünkü bu, hem kişinin şahsiyetini küçük düşürmeye sebep olur, hem de ev sahibini güç duruma soktuğu için kendisi vebale girmiş olur. Bunun içindir ki, dünya işleri olsun, ahiret hayatına ait işler olsun bütün işlerimizde Peygamber aleyhisselamın sünnetlerine riayet etmemiz lazımdır. Hele, insanların fesada uğradıkları böyle bir zamanda Peygamber Aleyhisselamın sünnetini yerine getirmek büyük bir sevaptır.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !