"Aişe (r.a.) dan rivayet olunmuştur. Peygamber (s.a.v.) erkekleri ve kadınları hamam (da yıkanmak) dan men'etmişti. Daha sonra erkeklere peştemal içinde (sarınmış olarak girmeye) müsaade etti."
(Tuhfetü'l-Ahvezi c. 8, s. 86.
Bu müsaade, erkeklerin sağlamı ve hastası, genci ve ihtiyarı için umumi bir izindir ve peştemalle örtünmüş olmak şartı vardır. Kadınlar için ancak hasta ve lohusa olanlar için hamama gitme izni verilmiştir.
"Size Acem diyarı feth olunacaktır. Orada hamam denilen binalar göreceksiniz. Erkekler oraya ancak peştemal ile (örtünerek) girsinler. Hasta ve lohusa kadınlardan başkasını oraya girmekten men'ediniz.”
(Feyzü'l-kadir c. 3, s. 259)
Hasta ve lohusa bir kadın, dinimizin verdiği bu müsaadeden faydalanırken, mümkün ise, hususi banyo alınan yerleri tercih etmelidir. Zira kendi avret mahallini örtse bile karşısındakinin açıkta kalan avret yerini kapattırmaya gücü yetmeyecektir.
Özel yerler yoksa, günaha girmemek için en kısa zamanda işini bitirip çıkmalı, gözünü açık olanlara bakmaktan korumalıdır.
Kadınların hamama gitmeleri birçok cihetlerden mahzurludur. Kapalı bulunmanın ayrı zorluğu, kapalı olmayanlara bakmanın ayrı zorluğu vardır.
Ayrıca aşağıya alacağınız yazıda okuyacağınız ibretli ve üzücü hadiseler de olabilmektedir. Emekli müftülerimizden .sayın Mehmet Emre, Kadın ve Aile isimli eserinde şöyle diyor:
"Ebu Ubeyde b. Cerrah'a (r.a.) yazmış olduğu emirnamede Hz. Ömer diyor ki: "Bana (şöyle bir haber) ulaştı: Gayr-i müslim kadınlar, müslüman kadınlarla birlikte hamama giriyorlarmış. Buna mani ol ve aralarına perde çek. Zira soyunmuş bulunan müslüman bir kadını, gayr-i müslime bir kadının görmesi caiz değildir."
"İbn-i Abbas, (r.a.) demiştir ki: "Müslüman bir kadını, Yahudi ve Hıristiyan kadınların görmesi helal değildir. (Müslüman kadınların mahremiyatını) kocalarına anlatmamaları için (bu yasaklanmıştır)."
"Hıristiyan bir kadının, Müslüman bir hanımı öpmesinde ulema kerahet görmektedir."
Hatta fahişe kadınların bulunduğu yerlerde de aynı dikkati göstermek lazımdır. Zira böyle düşük ahlaklı bir kadın, namuslu bir kadının güzelliğini kendileriyle zina ettiği erkeklere anlatır ve neticede bir yuvanın yıkılmasına sebep olur. (Vazife gördüğüm yerlerden birinde cereyan etmiş acı bir vak'ayı, intibaha [uyanıklığa] vesile olur düşüncesiyle nakletmekte fayda umuyorum:
Hamama giden fahişe bir kadın, orada gördüğü namuslu ve evli bir kadının güzelliğini, kendisiyle gayr-i meşru ilişkisi bulunan erkeğe anlatmış. O erkek, bu namuslu kadını kocasından boşatıp kendi emellerine alet etmek hevesine kapılmış. Bu sefil düşünce ile kadının kocasına giden ahlaksız adam, "Senin ailen kötü yoldadır" demiş; kocası bu iddiayı reddedince o bedbaht:
- Ya sana ailenin vücudundan şahit gösterirsem ne dersin? demiş ve devamla: Ailenin bacağının falan yerindeki siyah beni söylersem sözümün doğruluğunu gene kabul etmez misin? deyince adamın kan beynine hücum etmiş ve neticede namuslu bir kadın lekelenmiş ve bir yuva yıkılmıştır).(32)
"Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa karısını hamama sokmasın. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, peştemalsız hamama girmesin. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa üzerinde içki (kadehi) dolaşan sofraya oturmasın."
(Tuhfetü'l-Ahvezi c. 8, s. 85)
"Kim Allah'a ve ahiret gününe inanmış ise" karısını hamama sokmayacak ve kendisi de peştemalsiz olarak hamama girmeyecektir. Kamil iman sahiplerinin takınacağı tavır ve takip edecekleri yol budur ..
Bu yasaklama, hamamın faydası kabul edilmediği için değil, yıkanmak bahanesiyle içimizin kirletilmesini önlemek, manevi üstünlükleri maddi faydalara feda etmiş olmamak içindir.
Halkın umumi olarak yıkandıkları hamamlara bakıldığı zaman, insanın tüylerinin ürpermemesi kabil değildir. Genci ve ihtiyarı ile birçok Müslüman, kısa iç elbisesi ve dizden yukarıya sıyrılmış bir peştemal ile banyo almakta ve ter çıkaracağı yerlerde sere serpe yatmakta ve hamam dellaklarına kendisini keseletmeye izin vermektedir. Tam tesettür etmeden başkasına vücut ovalatmak, İslam ölçülerine sığmamaktadır.
İslam dini kaskatı bir din değildir. Sebepsiz bir engelleme getirmemiş olup, fert ve cemiyete gelmesi muhtemel zararları önlemek için hamama girmeyi bazı şartlara bağlamıştır.
Dinizin kabul ettiği mazereti ve rahatsızlığı bulunan bir kadın, toplu halde yıkanılan umumi yerlerde değil de, hususi olarak tuttuğu banyoda yıkanır, avret yerine bakmaz ve yolda gidip gelirken örtünme hususunda gerekli dikkati gösterirse hamama gidebilir. Bu şartlara dikkat göstermeyen bir kadının evinde yıkanması daha münasib olur.
İçinin temizliğini ve İslami edebi ihmal ederek, dışını temizlemekle meşgul olan kimseler kirli olarak gittikleri hamamdan maddeden temiz olarak çıkarlarsa da kalplerini kirletmiş durumda olurlar.
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eserin başka sitelerde yayımlamak yasaktır! Link verilebilir.
32) İslamda Kadın ve Aile, s: 167