Nakşibendi büyüklerinden Ebü'l Hasan Harkani Hazretleri, hanımından pek çok eza ve cefa çekermiş. Bir gün iki müridi zi­yaretine gelmişler: Evde yokmuş. Kapıyı hanımı açmış. Onlara;

- Şeyh şeyh diye tutturmuşsunuz. Onda ne görüyorsunuz da ziyaretine geliyorsunuz? Hadi işinize bakın! Evliyalık kim, Ebü'l-Hasan kim? diyerek müridleri birgüzel azarlamış, sonra da kapıyı yüzlerine kapatmış.

MüridIer üzgün bir vaziyette şehir dışına çıkmışlar. Ağır ağır yollarına devam ederlerken bir de ne görsünler!? Şeyhleri bir arslanın sırtında kendilerine doğru gelmiyor mu? Yaklaşınca onlara:

- Ne yapalım evladım, evdeki ne sabredince bu ars­lanlar bizi sırtında taşıyor, buyurmuş.

* * *

Şakiku'bnü İbrahim Hazretleri'nin hanımı çok huysuz bir kadınmış. Her türlü eza ve cefasına katlanırmış; Sormuşlar:

- Hanımınız çok huysuz, size çok eziyet ediyor; neden onu boşamıyorsunuz? Cevap vermiş:

- Onun huyu kötü ise benimki güzeldir. Ondan ayrılırsam, kimse o zavallı ile evlenmez.

* * *

KARŞILIKLI SABIR

 

Lokman Hakım buyurdu ki:

- Akıllı bir kişiye gereken hareket, çoluk çocuğu içinde ço­cuk gibi olmak, müslümanlar içinde ise erkek olmaktır.

Karısının kötü huylarına sabreden kimseye Cenab-ı Hak'ın büyük sevap verdiğini haber vererek Peygamber aleyhisselam buyuruyor ki:

"Bir kimse karısının kötü huyuna sabrederse, Allah Teala, o kimseye Eyyub aleyhisselama verdiği sevabı verir. Kocasının kötü huyuna sabreden kadına da, Firavun'un karısı Hazret-i Asiye'ye verdiği sevap kadar sevap verir."

. 

. 

Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri 

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com