Osmanlı İmparatorluğunun haşmetli zamanındaki şeyhülislamlardan birisi de Zenbilli Ali Efendi'dir.
Osmanlı ülemasının en büyüklerinden olan bu zat, huysuz hanımından hiç memnun değilmiş. Uzun bir müddet, her türlü fenalığına tahümmül gösterdikten sonra, artık iyice bıkmış. Evden bir müddet uzak kalmak ve dinlenmek maksadıyla İstanbul'dan Çatalca'ya doğru yola çıkmış. Yolda iki dervişle karşılaşmış. Birlikte yollarına devam etmişler. Acıktıklarında münasip bir yere oturmuşlar; dervişlerden biri dua etmiş. Önlerine bir sofra yemek gelmiş. Yemişler ve yine yollarına devam etmişler. İkinci defa acıktıklarında ikinci derviş dua etmiş bir sofra daha gelmiş. Üçüncü defa acıktıklarında ise dua sırası Zenbilli Ali Efendi'ye gelmiş, Merhum ne yapacığını şaşırmış. Şimdiye kadar ilk defa böyle dua ile sofra geldiğini görüyormuş. Ama çaresiz ellerini kaldırmış: "Ya Rabbi! Bu dervişler kimin hatırı için senden yiyecek istedilerse, onun hürmetine benim de duamı kabul buyur, bize yemek gönder" şeklinde dua etmiş. Önlerine iki sofra birden gelmiş. Şaşırmışlar. Dervişler:
- Bu nasıl iştir Efendi! Nasıl dua ettin de iki sofra birden indi? diye sormuşlar. Zenbilli Ali Efendi de onlara:
- Önce siz söyleyin bakalım, nasıl dua etmiştiniz? demiş.
Dervişler
- Biz duamızda, "Allahım! Bize, karısının zulmüne sabredip, erenler arasına karışan Zenbilli Efendi hürmetine yiyecek gönder" demiştik, demişler.
İşte o zaman Zenbilli Ali Efendi işin farkına varmış.
Dervişlere:
- Arkadaşlar benim yolculuğum burada bitiyor. Derhal İstanbul'a evime dönmem lazım, diyerek geriye dönmüş mertebeyi karısının eziyetine katlanmak suretiyle elde ettiğini anlamış.
Böyle hanımlara sabır; son derece zordur. Zor olduğu içindir ki, Cenab-ı Hak bu sabrın mükafatını evliyalıkla değerlendiriyor. Şüphesiz hiçbir hanım bu kadar kötü olmak istemez. Hanımlar arasında bunları okuyup, sakın "ben de öyle yapayım, kocam evliya olsun" düşüncesiyle hareket edilmesin. Bu tür hanımların kocaları kendilerine tahammül ettikleri için büyük bir mükafata kavuşurlar ama, böyle geçimsiz hanımlar hiçbir surette, ne bu dünyada ne de ahirette kendilerini mes'uliyetten kurtaramazlar. .
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !