Eskiden, tarlalardan buğdaylar biçilir, harman yapılır, buğdayı bir tarafa, samanı bir tarafa ayrıldıktan sonra buğdaylar ambara, samanlar da samanlığa konur ve bir kış boyu bu samanlar hayvanlara yem olarak verilirdi.
Samanlığın, üstte bir deliği olur, o delikten samanlar içeri atılırdı.
Bir köyde bir çocuk oynarken, bu delikten samanlığın içine düşer. Kimsenin haberi olmaz. Oradan içeriye saman atan adamın da haberi olmadığından, habire saman doldurmaktadır.
Çocuk oraya düşüp kalır. Halk çocuğu arar ama bulamaz. Günler geçmiş, çok üzülen annesi, herkes gibi ümidini kesmiştir. Fakat çocuğunu çok sevdiği için, onun ruhuna gitmesi dileğiyle hergün sadaka olarak bir tane ekmek vermektedir.
Bir kış böyle geçer. Artık çocuk tamamen unutulmuştur. Samanlığa saman atan adam da azar azar, o samanları hayvanlarına vermektedir. Nihayet sonuna yaklaşılır. Yani samanlar bitmek üzeredir. Bir de birgün elinde bir ekmek olduğu halde çocuk çıkıverir. Herkes bu işe hayret eder ve bir mana veremez. Annesi çocuğuna bu zamana kadar neler geçirdiğini sorar. Çocuk der ki:
- Anneciğim, bir adam hergün elinde bir ekmekle yanıma gelip uykum gelinceye kadar yanımda duruyordu. Ben de usanmıyordum!!!
Değerli okuyucular, Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmamış mıydı:
"Sadaka belaları defeder ve ömrü uzatır."
Yukardaki hadiseye benzer bir hadise de şöyledir:
Adamın biri Ebu Hüreyre (r.a.) Hazretleri'ne gelerek:
- Ya Ebu Hüreyre, oğlum gemiyle denize açıldı. Olur ki başlarına bir hal gelmiş olabilir. Sağ salim dönmesi için dua buyurunuz.
Ebu Hüreyre Hazretleri adama der ki:
- Oğlunun sağ salim geri dönmesi için sadaka ver.
Adam da oğlu namına sadaka verir.
Daha sonra oğlunun anlattığına göre, o sırada denizde fırtına varmış. Herkes korku içindeymiş. Çünkü gemi batma tehlikesi geçiriyormuş. Derken bir ses duyulmuş:
- Ey gemidekiler! Korkmayın, kurtulacaksınız. Çünkü sizin namınıza sadaka verildi.
Hepsi de kurtulmuş ve kurtuldukları için Allah'a şükretmişler.
Doktor doktor gezipte hastalığına çare bulamayanlar şunu yapmalıdırlar:
Bir kurban kestirsinler. Etini 60 parçaya ayırıp 60 fakire versinler. Her bir parçanın yanında bir miktar da para versinler. En az bir ekmek parası olsun. Böyle yaparlarsa, hastalıklarından kurtulup şifaya kavuşmaları ve ömürlerinin uzaması umulur.
Bu 60 fakirin 60 tane Kur'an talebesi olması çok daha iyidir.
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !