Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethine hazırlanmaktadır. Fetihten önce, halkını imtihan etmek ister. Acaba halk bu mukaddes fethe hazır ve layık mıdır? Bunu ölçmek için, o zaman başkent olan

Edirne'de, çarşıya çıkar. Kıyafetini değiştirir. Halkın biriymiş gibi bir elbise giyer.

Önce bir dükkana girer. Oradan bir şeyler alınca dükkan sahibi:

- Benden yaptığınız alış-veriş yeter. Ben bugünkü rızkımı kazandım. Kalanları da komşumdan alınız, der. Fatih, oradan daha başka şeyi almak isterse de, dükkan sahibi daha fazla mal satmaz. Bunun üzerine başka bir dükkana girer, ondan da bir miktar alış-veriş yaptıktan sonra; o dükkan sahibi de öncekinin söylediğini söyler ve:

- Ben bugünkü kazancımı elde ettim. Lütfen alacağınız diğer şeyleri diğer komşumdan alınız, der.

Fatih, böyle böyle çarşının bir tarafından girer, diğer tarafından çıkar. Yani, her dükkan sahibi, kendisinden bir miktar alış-veriş yapıldıktan sonra, daha başka mal satmamakta ve diğer komşusuna göndermektedir.

Çarşıdan aldığı malları medresedeki talebelere gönderen Fatih, bu duruma çok memnun olmuştur.

Der ki:

- Ben böyle bir halka sahip olduktan sonra, değil İstanbul'u, dünyayı bile fethederim.

Bu azimle fetih hazırlığına başlar. Edirne'den yola çıkan ordu, İstanbul önlerine gelir ve şehri kuşatır. 53 günlük bir kuşatmadan sonra İstanbul düşer ve fetih gerçekleşir.

Ve neticede Hz. Peygamber'in müjdesine kavuşulmuş olur.

.

.

Ali Eren - Dini Hikayeler

Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.

Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !

   
© incemeseleler.com